68. Ceset

242 33 5
                                    

İyi okumalar...


Çalan kapıyla eğildiği yerden doğrulmuştu Yoongi. Taehyung'un bu saatte misafiri gelebilir miydi? Daha da önemlisi Taehyung'un misafiri oluyor muydu ki? Tanıştıklarından beri Jungkook ve Hoseok dışında bir arkadaşı olduğunu hiç duymamıştı. Onu hiç başka biriyle görüşürken görmemişti. Evine çat kapı gelebilecek birinin varlığından şüpheliydi.

Tereddütlü adımları bodrum katından yukarıya yöneldi. Jimin ve Taehyung zaten Hoseok'u görmeye gitmişlerdi yaklaşık 15 dakika önce. Geri döneceklerini sanmıyordu. Ellerindeki kanı bile temizleyememişti, kapıya üç adım kala fark etti bunu. Olduğu yerde dönüp alt kattaki lavaboya ilerliyordu ki, kilit sesini duydu. Yüzünü kapıya çevirmeden ellerini saklamak için cebine koydu. Üzerindeki kapüşonlunun içinden görünen gri tişörtü kanla kaplıydı ancak ıslak gibi görünüyordu. Her kim geldiyse bariz bir şekilde kapının dışındaki yedek anahtarın yerini biliyordu. Eh, ellerini cebinden çıkarmadığı sürece yutturabilmeliydi, değil mi?

"Gi?" Adının kısaltılmış halini duyunca aklındaki açıklama planı bir jetten daha hızlı uçarak uzaklaşmıştı. Titreyen göz bebeklerini kontrol edemedi. Önündeki koridordan bakışlarını ayırmayı reddetti. "Sen ne yapıyorsun burada?"

"Şey, geliyorum bir dakika." diyebildi sesinde kalan son güçle. Kolundan kavrayan bedenle arkasını dönmek zorunda kaldı. Ellerini cebinden çıkarmamayı başarmıştı.

"Neyin var senin? Ne bu tişörtünün hali?" Başını kaldırıp onunla göz göze geldi. Yalan söylemeliydi, bunu yapabilirdi.

"Islandı, bir şeyle uğraşıyordum da. Musluk!" dedi bir anda. Jungkook onun ani bağırışıyla irkilmişti. "Muslukta bir sorun varmış, banyodaki musluğu tamir etmem için çağırdılar beni."

"Onlar nerede?" Yoongi yutkundu hafifçe. Jungkook bunu fark etmişti.

"Onlar?" diye yeniledi soruyu. Taehyung ve Jimin doktora gittiler diyemezdi. "Ah, onların randevusu vardı. Ancak son dakika musluk sorun çıkarmış. Rica ettiler ve..." Lafını yarım bırakan kollarını sertçe çeken güçlü parmaklardı. Kanla kaplı elleri açığa çıkarken Jungkook kaşlarını kaldırdı.

"Musluklarından kan aktığını bilmiyordum." dedi alaycı bir ses tonuyla. Yoongi ona doğru bir adım attığında iki adım geri giderek tepkisini belirtmişti.

"Yemin ederim, onlara bir şey yapmadım. Onlar Hoseok'a gittiler. Taehyung'un elinde bir sorun vardı. Gerçekten onlara dokunmadım Jungkook, inan bana." Jungkook gözlerini kısmıştı bu cümleyle.

"Tabi ki onlara bir şey yapmadın Yoongi, çıldırdın mı sen? Onlara bir şey yaptığını mı düşündüm sanıyorsun? Kimin kanı bu?"

"Byungjae'nin." dedi Yoongi yenilmişlik hissiyle başını eğerken. Jungkook'un ona güveniyor olması içinde bir yanı rahatlatmıştı yine de.

"Byungjae'yi aramayı bıraktınız sanıyordum? Yoongi tüm gün birlikteydik, ne ara öldürdün onu? Bu nasıl bir hız sevgilim?" Yoongi omuzlarındaki ağırlığı Jungkook'un üzerine bırakamazdı. Minik bir gülümseme sundu çocuğa.

"Ne kadar hızlı bir katil olabildiğimi bu şekilde görüyor olman beni endişelendiriyor. Beni bırakmak isteme ihtimalinden korkuyorum Kook."

Jungkook şüpheyle baktı ona. Cümlesinde içten olduğunu biliyordu. Bundan korktuğunu defalarca kez görmüştü. Yoongi hızlı bir katildi gerçekten, öldürdüğü kişi ne ara öldüğünü anlamazdı. Aklına düşen şüpheyi görmezden gelmeyi denedi uzun boylu. Neden bu sefer öyle olmamış gibi geliyordu ki? Saçmalıktı, Yoongi birini kısa sürede öldürebilirdi işte. Üstelik henüz ceset ortadan kaybolmamış olmalıydı. Hızı imkansız değildi, Yoongi'den beklenebilirdi.

Temptation ~ VminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin