6. Yaralı

624 73 35
                                    

Bölüm texting+düz yazı içermektedir.

İyi okumalar...

PJM:

Taehyung, neredesin?

(12:38)

KimT:

Uyandın mı?

Markete kadar gitmem gerekti ama geliyorum şimdi.

PJM:

Beni buraya neden getirdin?

KimT:

Hastaneye gitmek istemedin Jimin.

Nereye götürebilirdim evimden başka?

PJM:

Bu kapı neden kilitli?

KimT:

Jimin, yataktan neden çıktın?

PJM:

Kapıyı üzerime kilitleyip gittiğine inanamıyorum

KimT:

Şu an yatakta olmadığını düşünürsek bence gayet isabetli bir karar vermişim.

Yatağa dön.

PJM:

Yedek anahtarın falan yok mu senin?

KimT:

Bir tane anahtar var ve o da bende Jimin.

Yatağa döner misin artık?

Bahçe kapısını zorlamaya devam edersen dikişlerin zarar görecek.

PJM:

Huh?

***

"Jimin, ne yapıyorsun acaba?"

Açılan kapıyla hızla arkasını döndü kısa boylu beden. Taehyung, elinde poşetlerle sorgulayan bir ifadeyi yüzüne yerleştirmiş, ayaktaki bedenini süzüyordu.

"Ben eve gitmek istiyorum."

Taehyung sesli bir nefes verip elindeki poşetleri açık mutfak tezgahına bıraktı. Ayakkabılarını ve kabanını çıkartıp pijamasıyla dikilen bedene ilerledi.

"Odaya çıkar mısın? Aşağı nasıl inebildin bu halde?"

Jimin Taehyung'un yaklaşmaması için ellerini kaldırıp avuçlarını ona doğrulttu. Sol işaret parmağıyla bahçe kapısını işaret etmişti.

"Açar mısın şu kapıyı? Evime gideceğim."

"Dikişlerin var. Seni öylece dışarı bırakacağımı mı sanıyorsun?"

Jimin kaşlarını çattığında onun sinirli bir civcive benzediğini düşündü. Düşüncesi yüzünde bir gülümseme oluştururken karşısındaki bedenin kaşları daha çok çatılmıştı.

"Neden gülüyorsun?"

"Civcive benziyorsun şu an. Sarı pijama takımın ve çatılan kaşlarınla gerçek bir sinirli civcivsin."

Jimin duyduklarına inanamadı. Gözleri büyüyünce Taehyung'un gülümsemesi de bir kahkahaya dönüşmüştü. Uzun yapılı bedeni göğsünden itip merdivenleri çıkmaya başladı. Sert adımlarla ses çıkarmayı ve sinirini yansıtmayı amaçlamıştı ancak ilk adımında karnına giren keskin his acıyla inlemesine sebep oldu.

"Jimin? İyi misin? Neden öyle basıyorsun ki yere? Gel buraya."

Taehyung hiç zorlanmadan bedenini kaldırdığında kanlı bıçağın nasıl Jimin'e ait olabildiğini düşünüyordu. Ceset taşıyabilecek gücü varmış gibi durmuyordu. Birini bıçaklayabilecek soğukkanlılığa sahip olduğundan bile şüpheliydi.

Odaya girip onu usulca yatağa bıraktı. Jimin'in yüzü hala asıktı. Taehyung dolaba gidip kendine giyecek bir şeyler bakarken konuşmuştu.

"Aç mısın? Dünden beri bir şey yemiyorsun, tabi açsındır. Yiyecek bir şeyler hazırlayıp getireceğim. Yataktan çıkma ve dinlen tamam mı?"

"Taehyung." Taehyung kazağını çıkarıp yerine bir tişört geçirirken odanın normalden daha yüksek olan sıcaklığından bunalmış hissetti. Jimin'in uyurken yaralı haliyle üşümemesi için odasındaki kaloriferin ısısını artırmıştı ancak artık uyanan ve iyileşmeye başlayan beden de bu ısıdan bunalır mıydı?

"Hm?" dedi Jimin'e dönüp bakmadan.

"Taehyung." demişti Jimin bir kez daha. Oyun oynamak istiyor gibiydi.

"Efendim Jimin?" Jimin'in güvensiz sesi duyulduğunda Taehyung eşofmanını bacaklarından geçirmiş, önündeki lastiği bağlıyordu.

"Panik yapmanı istemiyorum ama yaram sanırım kanıyor."

Taehyung duyduğu cümleyle aniden ona bakmıştı. Sarı pijamasının karın bölgesi kırmızıya bulanmış beden korkak bakışlarla gözlerine bakıyordu. Bir katil olamayacağından emin oldu o an Taehyung. Böyle bakarak nasıl birilerini öldürebilirdi ki? Gece neler olduğunu henüz öğrenememişti ama hastane ve polisi bu işe karıştırmayı ısrarla reddeden Jimin yüzünden eve güvenilir bir doktor arkadaşını çağırmış, yarayı ona tedavi ettirmişti. Eli komodindeki telefonunu bulurken titriyordu. Jimin uzanıp boştaki elini tuttu.

"Hey, titriyorsun." Taehyung bakışlarını yaraya diktiğinde telefonu kulağına götürdü.

"Hoseok hyung? Yara kanıyor. Lütfen, yardım et." Karşıdaki bedeni dinledi bir an. "Tamam. Ne yapmalıyım? Ah, tamam. Çabuk gel lütfen."

Telefonu kapattıktan sonra komodinin üzerindeki sargı bezlerinden birini aldı. Jimin onun ne yapmaya çalıştığını fark etmişti. Pijamayı üstünden çıkarma girişiminde bulunsa da canı acıyordu ve beceremedi.

"Dur, bekle. Ben çıkarırım." Taehyung bir çırpıda kumaşı onun üzerinden çıkarmıştı. Kanayan yaraya bakarken buruşan yüzüne engel olamadı. Yaralardan iğrenmezdi ama Jimin'in yüz ifadesi canının ne kadar yandığını ortaya koyarken mimiklerini kontrol edemiyordu.

"Taehyung, iyiyim ben. Sakin olur musun?"

"Yaran kanıyor, farkında mısın?" Jimin yeniden onun elini tuttu.

"Evet ve panik yapmıyorum. Sen panik yapıyorsun ve yanlış yere bastırıyorsun şu an. Taehyung, korkma bu başıma ilk defa gelmiyor."

Taehyung iri gözlerini Jimin'e dikerken Jimin de onun elinden kayan sargı bezini doğru noktaya bastırmıştı. Kanlı bıçağa rağmen Jimin'in masum bir bebek olduğunu mu düşünüyordu gerçekten? Tabi ki daha önce bıçaklanmıştı, dayak yemişti, hatta vurulmuştu. Yaşadığı hayat toz pembe gibi mi görünüyordu yüzüne bakılınca? Yumuşak yüz hatları sayesinde birçok kez suçlanmaktan yırtmıştı gerçi, işine yaramadığını söyleyemezdi. Ama Taehyung gerçekten bu kadar şokla bakmalı mıydı yüzüne?

"Sen ne dedin?"

Kapı çaldığında Jimin kurduğu cümleyi tekrarlaması gerekmediğine şükretmişti. Taehyung'un kendisinden koşarak kaçması lazımdı, işler hiç planladığı gibi gitmemişti. Onun üzerine düşüp sapığı gibi davranmak onu korkutur ve uzaklaştırır sanıyordu. Taehyung dün gece koşarak yerde yatan bedeninin yanına geldiğinde, onu kaldırıp arabaya bindiğinde ve yarası tedavi edilirken elini avuçları arasında tuttuğunda hiç de uzaklaşmış gibi görünmüyordu. Odaya giren dün geceki doktoru hayal meyal hatırlıyordu Jimin. Uyuşturan bir ilacın etkisindeydi ama adamın parlak yüzünü unutmamıştı.

"Bir bakalım." dedi Hoseok Jimin'in elindeki sargı bezini yaranın üzerinden kaldırırken. "Dikişlerin patlamış. Taehyung, sevgilinle aranıza biraz mesafe koyun demiştim."

"Sevgili?" Jimin kocaman açtığı gözleriyle sessizce dudaklarını oynatarak sorduğunda Taehyung sevimli bir gülümsemeyle karşılık verdi. Oysa sadece bıçağını saklamasını istemişti. Sevgilisi olduğuna inanamıyordu.


Olaylar sizce nereye evrilecek?

Temptation ~ VminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin