79. Restoran

204 28 14
                                    

İyi okumalar...


"Tae?" Menüden başını kaldırıp karşısındaki bedene baktı uzun boylu.

"Hm?" Jimin ellerini masada bir an nereye koyacağını bilememiş, en son çareyi kucağına indirmekte bulmuştu.

"Restoranın güzel olduğundan emin misin?" Taehyung restoranda onun sevmeyebileceği ne olduğunu bulabilmek adına çevresine bakındı. Ancak Jimin hızlı hızlı elini sallamış ve dikkatini çekmişti. "Öyle değil. Yani evet, restoranın atmosferi güzel. Ama bizden başka kimse yok. Acaba insanların genelde gelmediği bir saatte mi geldik?"

"Saat beş hayatım. Akşam yemeği saatleri içerisinde sayılırız." Sarı saçlı çocuk kaşlarını kaldırdı.

"O zaman neden boş burası Taehyung? Bizi reddetmemek için açmış olmasınlar bu saatte? Belki de yedide açılıyordur burası, gececidir." Köşe yazarı dayanamayarak gülmüştü. Jimin'e elini uzattı masanın üzerinden, anında avcuna yerleşmişti minik parmaklar.

"Sevgilim, burası boş çünkü ben birazcık boş kalması için ricada bulunmuş olabilirim." Kaşları çatılan kısa boylunun tepkisine şaşırmadı. Bunu mutlulukla ve hevesle karşılayacak biri değildi Jimin.

"Taehyung, inanamıyorum sana. Restoranı mı kapattırdın?" Elini az önce Jimin'in yaptığı gibi hızlı hızlı sallamıştı ancak Jimin bunu umursamadan konuşmaya devam etti. "Ya bana bir lamba aldım diye, üstelik çok güzel bir markadan tasarım bir lamba aldım diye demediğin laf kalmadı neredeyse. İade ettirecektin. Ama gelmiş restoran mı kapatıyorsun? Senin odanın terasında yesek de bizden başka kimse olmazdı Taehyung, neden saçma sapan masraflar yapıyorsun ya?"

"Bitti mi? Açıklamama fırsat verecek misin?" Jimin hiddetli konuşması yüzünden nefes nefese kalmış bir halde onayladı onu. Taehyung o bir kez daha söylenmeye başlamadan konuşabilmişti. "Hayatım, bitanem, aşkım burada sadece ikimiz varız çünkü sana söylemem gereken bir şey var. Restoranı kapattırmadım, masraf falan da yapmadım Jimin. Hatta bunu sorun edeceğini bildiğim için restoran sahibiyle konuştum. Restoranın bu katı kapalı sadece. Alt katlar hala çalışıyor, gerilme bu kadar."

"Ne yani? Adamdan rica ettin ve bu kata müşteri almamayı kabul mu etti öylece? Salak mı bu adam? Böyle işletme mi işletilir?" Taehyung'un kaşları havalandı.

"Sen bu işletme konularına ilgili gibisin. Döndüğümüzde o konuda bir iş yapmayı düşünür müsün acaba?" Aldığı karşılık bir göz devirmeydi.

"Saçmalama istersen. Ben ne anlarım restoran işletmekten Taehyung. Ona aşçı lazım, çalışanlar lazım, her şeyden önemlisi sermaye lazım. Sermayemiz mi var? Ah, gerçi dağ evini satarsam belki..." Lafı alelacele bölünmüştü.

"Dağ evini satmayı atar mısın artık aklından? Satmayacaksın. Ben sana sermaye ayarlarım. Şimdi konumuz bu değil hem, sadece sen işletmeyle ilgili yorum yapınca söyledim onu. Sonra da konuşabiliriz bu konuda." Jimin yanağını eline yaslayıp bakışlarını Taehyung'a dikti.

"Ne yiyeceğiz? Açım ben. Konumuz şu an bu olabilir mi, lütfen?" Sızlanan ses tonuna gülümsedi Taehyung. Elini kaldırıp garsonu çağırmış, şarap ve ördek siparişi vermişti ikisi için. Jimin'in bu Fransız yemeğini denemek istediğini biliyordu. Siparişler verildikten sonra bacaklarını sallamaya başladı kısa boylu. Taehyung onun hareket eden bacaklarının masayı sarsışını hissedebiliyordu. Ayağını uzatıp bacağına dokundurdu hafifçe. Jimin durmamıştı.

"Sevgilim? Bacaklarını salladığının farkında mısın? Ne oldu?" Anında hareketlerini durdurdu ve Taehyung'a baktı diğeri.

"Ah, yemek yiyeceğim için heyecanlandım sadece. Farkında değildim, rahatsız ettiğim için özür dilerim Tae." Taehyung onun elini kavrayarak dudaklarına götürdü. Jimin elini indirmemiş, Taehyung'un pürüzsüz yanağını okşamıştı hafifçe.

Temptation ~ VminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin