İyi okumalar...
"Ah!" Oda kapısı aniden açılmış, arkadaki duvara çarpmıştı.
"Taehyung? Ne oldu? İyi misin?" Yatakta otururken Jimin'e gözlerini devirdi uzun boylu. Panik halindeydi sevgilisi.
"İlla başıma bir şey mi gelmesi lazım yanımda olman için? Niye kaçıyorsun benden?" Jimin onun blöf yaptığını fark edince tembel adımlarla yanına ilerledi. Taehyung'un sağ koluna bir tokat atmıştı, sol elindeki kırığı riske atmak istemedi.
"Çünkü elin kırık ama umrunda değil. Az önce üzerime atladın resmen." Yüzünü astı Taehyung. Sevgilisi anında yumuşamıştı. "Buraya gel aptal. Senin için endişeleniyorum sadece." Taehyung'u sıkıca sardı. Burnunu onun boynuna yasladı gazeteci.
"Çok üzerine geldim ama seni yakınımda tutmaya ihtiyacım var Jimin. Delirmeme ancak böyle engel olabilirim." Jimin onun dudağına sesli bir öpücük bıraktı.
"Sevgilim, nasıl hissettiğini anlamam mümkün değil. Ama senin için buradayım, biliyorsun değil mi? TaeTae senden daha önemli biri yok benim için." Taehyung'un saçlarını sevdi minik parmaklarıyla. "Yoongi'yle Jungkook gelecek birazdan bu arada."
"Yoongi tamam da, Jungkook ne alaka? İşi halletmiş mi de Jungkook'la buluşmuş?" Kapı çaldığında ona cevap veremedi Jimin. Kapıyı açmak için salona ilerleyen bedeni takip etmişti Taehyung.
"Hyung? Elin nasıl? Alçı değil mi bu?" Jungkook elini birden kavrayınca acıyla inledi.
"Jungkook, yavaş ol biraz." diyerek çocukla Taehyung'un arasına girmişti siyah saçlı. "Elinde kırık var, öyle dokunamazsın."
"Nasıl kırabildin elini ya?" Azarlar ses tonuna başını eğerek karşılık verdi hyungu. Jimin Taehyung'un sağ elini tuttu ama yeterince sarmalayamamıştı. Bunun yerine onun ince bedenini kendine yapıştırdı Taehyung. Yumuşak saçlarına bir öpücük bırakmıştı.
"Biz bir elimizi yüzümüzü yıkasak, üstümüzü değiştirsek ve öyle otursak? Siz geçin hadi salona, biz de geliriz. Yürü Jungkook." Yoongi sessizliği ve hareketsizliği birkaç cümleyle çözmüştü. Banyoya ilerleyen Jungkook'un arkasından bakıp yanındaki çifte döndü. Yüzünde mahcup bir ifade vardı. "Jungkook benim öldürdüğüme inanmadı, gerçeği biliyor. Özür dilerim."
"Sorun değil Yoongi, ondan bunu saklamanın fayda getireceği yok zaten. Dert etme." diye fısıldadı Taehyung. Jimin'le birlikte salona geçti.
Yoongi elini yüzünü temizledikten sonra misafir odasına yönlendirmişti adımlarını. Jungkook üzerini değiştiriyordu. Yoongi'yi görünce yatağın üzerindeki kıyafetleri gösterdi.
"Bunları çıkardım senin için, Hoseok hyungdaki en küçük kıyafetlerim bunlardı." Gülmemek için dudaklarını ısırmıştı. Kaşlarını kaldırdı sevgilisi onun bu cümlesine.
"Gösteririm bak sana kim küçükmüş, damarıma basma istersen." dedi üstündeki sweatshirt ve tişörtü çıkardığında. Jungkook onun belini kavramış, burnunun ucuna minik bir öpücük bırakmıştı.
"Kimin küçük olduğuna bence gayet hakimiz ama sen bilirsin tabi benim sevgili kocam." Duyduğu kelimeyle yutkundu Yoongi. Birdenbire söylemek zorunda mıydı cidden?
"Yapma şöyle şeyler Jungkook. Ne biçim bir adama dönüştürdün beni ya?" Jungkook hiç zorlanmadan onun ayaklarını yerden kesti. Burun buruna gelmişlerdi. Dudaklarını öne uzatmıştı Yoongi'ye çok yakın bir mesafeden öpücük yollarken. Yoongi dayanamayıp sırıttı bu harekete.
"Neyin varmış? Benim minik sevgilimsin işte. Of, çok seviyorum seni Gi. Gerçekten aşkından ölmem umarım." Omzundan itilmişti hafifçe.
"Ya ölmek falan saçma sapan konuşuyorsun. Bırak beni de içeri gidelim artık hadi. Taehyung'la Jimin bekliyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Temptation ~ Vmin
FanficGecenin bir yarısı kendisine bir paket getiren davetsiz misafire kapıyı açmamıştı ama kalbini açacağından bihaberdi. --- +8214***: Bana yardım etmelisin. KimT: Çünkü? +8214***: Çünkü seni seviyorum. Vmin texting (23.12.2020-29.10.2021)