59. Tereddüt

272 36 17
                                    

İyi okumalar...


Jungkook:

Hyung

(21:35)

Biz çıkıyoruz

Tae hyung:

Tamam Kook

Haberleşiriz

Jungkook:

Konuştuktan sonra bize haber ver

(görüldü, 21:36)


***


Uyuyan Jimin'e çevirdi gözlerini Taehyung. Üstündeki örtüyü göğsünü kapatana kadar çekti. Huzursuz görünüyordu sevgilisi. Huzurlu olman için ne yapabilirim, diye düşündü. Jimin için elinden gelenin de ötesine geçmeye o kadar hazırdı ki.

Jimin'in sinir krizi geçirdiğini fark eden Jungkook koşarak oda kapısına gelip haber verince merdivenleri nasıl inmişti, onu nasıl kollarına almıştı bilmiyordu. Onun nefes almasını sağlamıştı. Sonra nefesini bir öpücükle kesmişti ve onu öpmeyi bıraktığı an öylece yığılmıştı Jimin. O andan beri de uyanmamıştı. Ruhunun rahatsız olduğunu bilse de en azından bedeninin rahat edebilmesi için onu yukarı taşımıştı. Jungkook ve Yoongi'nin dış kapıyı kapattığını duydu. Artık tamamen baş başa kalmışlardı.

Gitmeden önce Taehyung'a kamera görüntülerini izletmeyi ihmal etmemişti Yoongi. Jimin'in bir suçu olmadığına zaten inanıyordu ancak o herifin Jimin'e yaptıklarını görmeye Jimin gibi o da tahammül edememiş, herifin Jimin üzerinde ilk hareket ettiği an kapatmıştı videoyu sinirle. Onu öldürdüğü için bir gram pişmanlık hissetmiyordu, sadece eline bir silah almış olması büyük olaydı. Taehyung kalem kullanırdı. Kendisine zarar vermeye çalışan kişilere sözleriyle bile saldırmazdı. Susup köşesinde nefretleriyle kendilerini yemelerini izlerdi. O silahı kullanıp bir de adamı tam ensesinden vurabilmesi gerçekten büyük bir olaydı.

"Taehyung?" Jimin'in fısıltısı kulaklarına ulaşınca sıyrıldı düşüncelerinden. Gözleri çok az aralanmış beden kendisini izliyordu.

"Nasıl hissediyorsun?" dedi ona dokunmamaya özen gösterirken. Jimin onun aksine elini Taehyung'un tutması için öne uzatmıştı. Hafifçe kavradı avcunun içinde kaybolan eli. Jimin'in yarattığı bu hissi seviyordu.

"İzledin mi?" diye sormuştu Jimin onun sorduğu soruyu es geçerek. Taehyung'un bakışları ellerinden onun yüzüne döndü. Jimin'in bakışlarıyla karşılaşınca hissettikleri gözlerinden yansıyabilirmiş gibi anında başka yöne çevirmişti gözlerini.

"Evet." Jimin yavaşça doğrulurken içgüdüyle onu tutmuştu.

"Sorun değil, kendim durabilirim." dedi belindeki elleri işaret eden Jimin. Taehyung hızla ellerini uzaklaştırmıştı. Jimin yatakta biraz yana kayıp avcunu yanındaki boşluğa vurdu. Taehyung da onun gibi oturmuştu şimdi yatağa.

Sessizlik içinde oturdular bir süre. Taehyung konuşmayı başlatan kişi olmak istemiyordu çünkü ne diyebileceğini bilmiyordu. Jimin de bu tarz şeylerde iyi sayılmazdı, ilk adımı atan kişi olmamıştı hiç. Küçükken de onunla ilk konuşan Taehyung olmuştu. O an bir şey hatırladı. Konuşan ilk kişi değildi belki ama ilk o tutmuştu Taehyung'un elini. İlk o sarılmıştı düştüğü için ağlayan beş yaşındaki Taehyung'a. İlk o öpmüştü Taehyung'u, 20 yıl önce de 20 yıl sonraki karşılaşmalarında da. Sözlerde iyi değildi belki ama onun elini sıkıca kavrarken bir kez daha düşünmesi bile gerekmedi.

Taehyung ani temasla irkilmişti. Jimin elini sıkıca kavramıştı işte. Konuşması gerekiyordu, bir şekilde konuşacaklardı zaten. Konuşarak bu yarayı iyileştirebilecekleri garanti olmasa da susup oturarak hiçbir şeyi daha iyi hale getirmeyeceklerini ikisi de çok iyi biliyordu. Jimin'in yarası oldukça derindi. 20 yıldır uğruna ölmeyi ve bugün anladığı kadarıyla öldürmeyi göze aldığı biricik Jimin'ine iğrenç bir adamın neler yaptığını öğrenmişti. Şimdi konuşmazsa kendini asla affetmeyecekti.

"Onu öldürdüm." diye fısıldamıştı. Bir yerden konuşmaya başlamalıydı.

"Biliyorum, Yoongi söyledi. Tam ensesinden vurmuşsun, tek seferde öbür tarafa yollamışsın." Jimin'in alaycı yorumuna buruk bir gülümsemeyle karşılık verdi Taehyung. Jimin böyleydi, korkunç durumlara bile gülümsemenizi sağlayabilirdi.

"Acı çektiğini görmeyi tercih ederdim." dedi buz gibi bir sesle. Jimin'in bakışları onu bulmuştu.

"Sen katil değilsin. Kurbanlarının acı çekmesinden sadece katiller zevk alır." Taehyung da ona döndü.

"Peki öyle olsam?" Jimin anlamamıştı.

"Hm?" dedi gözlerini biraz irileştirirken.

"Katil olsaydım, yine de sever miydin beni?" Gözlerini devirdi sevgilisi.

"Klişe kokuyorsun buram buram. Ben kendi kokunu daha çok seviyorum."

"Sana dokunmaktan çok korkuyorum." Taehyung'un dürüst cümlesi Jimin'i afallattı.

"Taehyung..." Sızlanmaya başlayan ses tonunu kesti Taehyung nazikçe.

"Jimin, sana sarılmak istiyorum. Seni kollarım arasına almak ve bu yatakta sabaha kadar hiç ayrılmadan uzanmak istiyorum. Ama çok korkuyorum." Jimin onu kolundan çekmiş, yatağa sırt üstü düşmesine sebep olmuştu. Onun göğsüne yerleşirken mırıldandı.

"Lütfen ama lütfen, dram dizisine çevirme şu durumu. Bana sarılabilirsin Taehyung."

Taehyung kolunu kaldırmıştı ancak Jimin'in omzuna koyacak cesareti hala bulamıyordu. Jimin onun havadaki elini fark etti. Çekip omzuna bastırdı sertçe. Taehyung panikle yeniden kaldırmıştı kolunu.

"Canın acıdı mı? Jimin?" Gözlerini onun gözleriyle buluşturdu Jimin. Onunla burun buruna gelirken tereddüt etmeyişi Taehyung'u şaşırtmıştı.

"Acımadı. Taehyung bu kadar tereddüt etmeni anlamıyorum, ben sana dokunabiliyorum bak." Eli Taehyung'un boynu, göğsü ve karnı arasında gidip geldi. "Bana dokunmakta tereddüt etme lütfen. Daha kötü hissettiriyor. Sanki beni artık istemiyormuşsun gibi..."

Taehyung onu tamamen kendine yapıştırırken cümlesi yarıda kalmıştı. Taehyung'un kolları arasında kayboldu yüzü. Başını zorlukla onun göğsünden uzaklaştırıp yeniden yüzüne baktı.

"Sakın sakın sakın. Bir daha öyle bir şey söyleme. Seni nasıl istemeyeyim? Jimin'sin sen, benim Jimin'imsin." Onun saçlarına hızlı hızlı öpücükler bırakırken Jimin güldü bir an. Gülüşünü duyan Taehyung duraksamıştı. "Sen güldün mü?"

"Tatlısın, beni hep güldürüyorsun. Çok yakışıklısın, bir oylama yapılsa dünya birincisi seçilirdin. Düşüncelisin, özenlisin, sevgi dolusun, korumacısın. Taehyung, benim için birini bile öldürdün. Seni o kadar çok seviyorum ve sana sahip olduğum için o kadar şanslıyım ki."

"Çok korktum. Bir daha sana dokunamazsam, o görüntülerin ardından ya bir daha elini bile tutmamı istemezsen diye çok korktum. Jimin nasıl dayanıyorsun?" Bu soruyla bir yaş aktı Jimin'in gözünden. Taehyung hızla silmişti o yaşı.

"Bir süre kimseyle herhangi bir temasa girebileceğimi sanmıyorum. Midem bulanıyor, kim olursa olsun." Taehyung kafası karışmış bir bakış attı.

"Benim dokunmamı istedin ama." Jimin dolu gözleriyle gülümsedi burnunun dibindeki yüze.

"Çünkü sen farklısın aptal. Bedeninin benim bedenimden bir farkı yok gözümde. Sen bensin, ben de senim. Bilmiyor musun?"


Taehyung sen bir bebeksin...

Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum.

Temptation ~ VminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin