Lütfen Gitme...

2.BÖLÜM

"Hayır Clint! Ahh tabi canım tabi. O da öyle diyordu çünkü."
"Hayır Tony. Bak... Ben sadece... Bir kere daha Steve'e aramayı dene. Bence herşey daha iyi olabilir."
"Bir kere daha kavga etmemizi istiyordun sen Clint."
"Tony..! Ben senin üzülmeni istemem ki zaten."
"Ahh biliyorum. Ben sadece, biran sinirlendim sanırım." dedi Tony kafasını aşağıya eğerek.

"Tamam sorun yok Tony. Durumu hepimiz biliyoruz sonuçta. Ama birazcık kendini kontrol etmeyi öğren. 3 gün sonra Peter'ın doğum günü var. Biliyorsun. Çocuk 15 yaşına girecek. Sorgulamaya başlayacaktır. Sıkı bir sorgu hemde."
"Biliyorum Clint. Denerim. Sağol."

Kahverengi irisler mavi irislere takıldı bi an. Tony sarışın adama bakarken onların olmadığı bir yeri düşünemediğini anlamıştı.

Clint, Natasha, Thor, Loki, Bucky, Sam, Peter, Tony ve eskiden Steve, hep beraber güzelce yaşıyorlardı. Tatlıydı. Güzeldi. Hepsinin bir çok güzel anısı vardı.

>>>>>>>>>

Thor ve Loki'nin kavga etmesi daha dün gibiydi. Sonradan sonraya araları düzelmeye başladı. Çok daha yakınlaştılar. Loki abisinin sözünü öyle bir dinliyorduki... Sarışın adamın sözünden çıkmıyor, onu üzmüyordu. Aslında hala Thor'u bıçaklıyordu ama Thor bunları takmıyordu.

Bucky ve Sam'de aynı şekilde birbirlerine alıştıkça alıştılar. Steve gittikten sonra Bucky'ye en çok Tony ve Sam destek çıkabilmişti. Aslında hala sürekli düşünceler içindeydi Bucky ama rahattı.

Clint bu grubun içinde en duygusallardan bir tanesiydi. Bu da onu herkesi düşünmeye itiyordu. Loki'yi dahi...

Natasha grubun annesi gibiydi. Hepsine sahip çıkmaya çalışıyordu. Evdeki kaptan oydu. Bu bir gerçekti.

Evde sıradan süt savaşları oluyordu. Hangi Avengers daha güçlü savaşı gibi olanlarda var tabii.

Önemli olansa asla birbirlerini bırakmıyor oluşları...

>>>>>>>

"Hey arkadaşlar! Yemek hazır!" diye bağırdı Natasha mutfaktan.

Mutfağa ilk giren Clint oldu. Gene hayvan gibi acıkmıştı belli ki...

Mavi irisler yeşil irislere döndü. Ama  birbirlerinde ilk gördükleri şey ise, aynı pijamayı giyiyor oluşlarıydı. Mor ve turuncu kedi resmi olan pijamalar.

"Cidden mi Nat?" diye sordu Clint.

"Ehh, asıl sen ciddimisin?"
"Sadece ben mor giyebilirim Nat. Senin rengin siyah!"
"Hayır sadece sen mor giyemezsin Clint. Ayrıca turuncuda var. Bak benim saçım hangi renk?"
"Turuncu..."
"Eee o zaman."

Nat'ın söylediğiyle Clint'in kafasına vurması bir oldu. Tam o sırada Clint'in omzuna bir kartal kondu.

"Ne ara kartalın oldu senin Clint?"
"Şeyy... Aslında bende bilmiyorum."

"O zaman Loki'dir." diye zekasını konuşturdu Tony. O daha pijamasını giymemişti. Yani sonuçta daha akşam yemeğini yiyeceklerdi.

"Mantıklı." dedi Clint eliyle kartalla oynarken.

"Ehh sonuçta Tony." diyerek mutfağa girdi Thor.

"Petey! Bucky! Sam! Hadi ama!" diye bağırdı Tony yukarı kata.

"Ya bi akşamda doğru düzgün oturalım şu masaya!" diye nazlandı Nat esmer adama bakarken. Tony'nin de onun gibi düşündüğünü fark etmişti. Çünkü eli kafasını kaşıyordu. Sanırım bu ev işi yatmak üzereydi.

"Geldim işte." dedi Bucky mutfağa girerken. Aynı anda saçını karıştırıyordu. Saçları fazla uzun olmasada gayet güzel topuz veya at kuyruğu yapıldığı için Natasha Bucky'nin saçını bağlamayı seviyordu.