29. BÖLÜM

170 16 7
                                    

Bucky ve Sam eve gelmişlerdi. Captain Hydra bayağı zorlu çıkmıştı. Bucky'de yaralıydı ama hala Sam ile ilgileniyordu.

Bucky'nin görünüşü çok berbattı. Özellikle de en yakın arkadaşının yani eski en yakın arkadaşının Hydra askeri olmuş olması onu yıpratmıştı ama o hala Sam'i düşünüyordu. Sam'in sadece bacağı kanıyordu. Ama Bucky kırılmış gibi davranıyordu.

Eve kendilerini zor atmışlardı. Herkes başlarına üşüşmüş soru soruyordu. Şanslarına Stephen oradaydı da Bucky'nin yaralarına ve Sam'in sözde 'kırılmış' bacağına bakmıştı. Kimse onları Tony'ye göstermenin peşinde değildi. Öğrenirsede başka şeyler söylerlerdi. Ama neyseki şuanda Tony evde değildi.

"Tamam. Tony öğrenirse ne diyeceğiz?" diye sordu Bruce hızlıca. Bucky'nin kolunu sarıyordu aynı anda.

"Bilmiyorum." dedi Sam. Çaresiz görünüyordu.

"Hydra saldırdı dersek ne olur?" diye sordu Natasha. Az önce Stephen'ı hızlı bir şekilde uğurlamak zorunda kalmışlardı. Hastaneye yetişmesi gerekitormuş. O olsaydı daha kolay çözüm bulurdu. Çünkü hepsinden daha çok yalan söylemekte ustaydı.

"O da Hydra'ya saldırmaz mı?" diye sordu Clint.

"Öyle yapar." dedi Bucky. Hepsi çaresizdi.

"Öyle demekten başka çaremiz var mı?" diye sordu Loki.

"Hayır." dedi Thor, kardeşine dönerek.

"O zaman öyle deyip sonuçlarına katlanalım." dedi Peter.

"Şimdi şunu bir kesinleştirelim. Steve cidden Hydra adamı mı olmuş? Yani bunun için mi hepimizi bırakıp gitmiş?" diye sordu Bruce hızlıca.

"Aynen öyle Bruce. Ayrıca o her yeri yakıp yağmalayan Captian Hydra'da oymuş." dedi Bucky. Daha sonra Bruce yarasına merhemi sürerken küçük bir ah çekti.

"Üzgünüm. Pekala. Ona karşı ne kadar şansımız var?" diye sordu Bruce.

"Bence tek birimizin çok yok. Bucky zor dövüştü. Ama birkaçımız veya hepimiz olursak şansımız olabilir." dedi Sam hızlıca. Buna inanıyordu.

"Peki. Hadi şansımız var diye onun-" derken Natasha'nın sözünü kesti Bucky.

"Onu dövmeyeceğiz ya da öldürmeyeceğiz. O bunu daha çok kızdırır. Sadece ona geçmişi hatırlatmalıyız. Böylesi daha iyi olucaktır." dedi Bucky hızlı bir şekilde.

"Aklını sildiklerini mi düşünüyorsun?" diye sordu Clint.

"Hydra ya sevdikleriyle tehdit eder ya da aklını siler." dedi Bucky.

"Ya hatırlıyorsa." dedi Peter bi ümit.

"Yani bilerek mi yapıyor?"diye sordu Bruce.

" O da ihtimal bak. "dedi Bucky. Sesinde alay vardı.

" O zaman işimiz daha zor. Ne yapıcağımızı bilemeyiz. "dedi Sam, oturduğu yerden kalkarak.

" O zaman bizde onun saldırmasını bekleriz. Beklerkende gerçekten işleyecek bir plan kurarız. "dedi Thor.

" Aslında olabilir ama nasıl saldıracağını bilemeyiz. "dedi Bruce.

" Tabii o da var."dedi Thor.

" Ee ne yapacağız o zaman? "diye sordu Loki. Ama tam o sırada kapı açılma sesi geldi. Tony gelmişti.

" Ben geldim. "diye bağırdı Tony üst kattan.

" Bruce ve Bucky siz Bucky'nin odasına geçin ve sessiz olun. Bizde bi şekilde hallederiz. Neyseki Sam'de birşey yok." dedi Natasha ve merdivenlerden bir hışımla çıktı.

Thor ve Loki Bruce ve Bucky'yi gizlemeye çalışarak yukarı çıktılar. Hemen arkalarından da şakalaşarak Peter, Sam ve Clint geliyordu. Tony onların alt kattan geldiğini görmemişti. Çünkü Natasha hızlıca onu mutfağa geçirmişti.

"Off bu işide hallettik." dedi Bruce, odanın kapısını örterken.

"Aynen." dedi Bucky ve yatağın üzerine oturdu. Birden gözü duvarın dibindeki kalkana ilişti. Arkadaşını gerçekten özlemişti. Onu görmek istemişti ama Hydra adamı olarak değil. Daha iyi bir şekilde de görebilirdi. Mesela özür dileyerek gelebilirdi yanlarına tekrar. Ama o Captain Hydra'ydı. O artık o eski sıska çocuk değildi. O sürekli korunmaya ihtiyacı olan çocuk değildi. Artık kendisini koruyabiliyordu. Artık büyümüştü.

O artık ressam değil, Hydra askeri. O artık Bucky'nin arkadaşı değil, düşmanıydı. Bunları düşünmek bile Bucky'ye öyle acı veriyordu ki...

Lütfen Gitme... Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin