34. BÖLÜM

140 14 45
                                    

Oylamada Hawksilver kazanmış. O yüzden ona göre güzel bir bölüm yazacağım. Ama şimdi savaşa ve kargaşaya devam etmek zorundayım.

Wanda geri çekirdeğin yanına gelmişti. Vision'da Wanda'nın geldiğini görüp Thor'a yardım etmek için hızlıca uçup gitti. Wanda, Vision'ın arkasından bakarken içini kötü bir hissin kapladığını hisseti. Ama bunun ne olduğunu bilmiyordu.

Steve hızlı bir şekilde kalkanını robotlara atıyordu. Ama kalkan çoğu kez demir yığınlarının içinde kaldığı için, yanlarına gidip almak zorunda kalıyordu.

Diğerlerininde Steve'den bir farkı yoktu. Wanda hala hem robotlarla hemde içindeki kötü hisle savaşıyordu. Natasha, Sam ve Bucky robotlara altı elden saldırsalarda bitmiyorlardı. Thor ve Vision, Ultron'la uğraşıyorlardı. Hulk'da robotları parçalıyordu ve bitmediklerini gördükçe daha çok şey parçalıyordu. Pietro ve Clint birbirleri ile uğraşırken bayağı iyi iş çıkartıyorlardı. Tony'de Peter ile halletmeye çalışıyordu.

---------------------------------------------------------

Bundan sonraki savaşı yazmayacağım. Çünkü filmdeki gibi işliyor. Sadece Pietro'nun öldüğü kısmı değiştiricem. Bayağı bir değişiklik olucak sanırım.

Ultron yavaş adımlarla jete doğru ilerledi. Jet ile rahatça kaçabilirdi. Zaten kaçması daha iyi olurdu yoksa bu yok olan Sokovia'nın içinde parçalarına ayrılıcaktı.

Clint son bir robotada arkadan yaklaşıp okunu batırdı ve etkisiz hale getirdi. Daha sonrada ölü ve yaralıların toplandığı alana yürümeye başladı. Tanıdığı birinin olup olmadığını görmek istiyordu. Ama alana tam yaklaştığı sırada bir kadın oğluna bağırıyor ve yanına gelmesini haykırıyordu. ( Çocuğun adını unuttum. ;)) Clint çocuğa baktı. Çok uzakta değildi çocuk ama taşların arasından çıkamıyordu. Clint hemen yardım etmek için çocuğun yanına koştu. Kadın arkasından Clint'e hem yalvarıyor hem de teşekkür ediyordu. Clint'se kadına dönmeden çocuğun yanına geldi ve kucağına aldı küçük bedeni. Küçücük beden korkudan kollarının arasından titriyordu.

Tam ilerleyeceği sırada jetini fark etti. Ama jetin içindeki Ultron'la beraber. Her tarafa ateş ediyordu. Çocuğu biran önce buradan geçirmeliydi yoksa kendisiyle birlikte çocukta ölücekti. Clint yavaş bir nefes aldı ve gözlerini kapattı.

Pietro o sırada jetin sesini duymuştu. Ama gittiği yön hiç hoşuna gitmemişti. 'İhtiyar?' diye geçirdi içinden. Olacakların farkına vardı. Ardından ani bir şekilde fırladı ve Clint'i kucaklayıp daha sakin bir yere getirdi. Tabi çocuğuda. Ama canı yanıyordu. Göğsünün tam altında bir ağrı vardı. O sırada Clint gözlerini açtı ve meraklı gözlerle Pietro'ya baktı. Sonrasında ise gözleri göğsünün altındaki kana gitti. Pietro'da kana baktı.

"Bunun geldiğini görmedin." dedi Pietro. Sözü doğru söylediğinden bile emin değildi. Daha sonrasında gözleri kapandı ve yere düştü. Clint hemen kucağındaki çocuğu taşın yanına yatırdı.

"Clint? Ne oluyor orada?" diye sordu Steve kulaklıktan. Ama Clint hiç ses vermedi. Steve yanındaki Tony'ye baktı.

"Gidelim. Friday Clint'in nerede olduğu göster." dedi Tony ve Steve'in belinden tutup havaya kaldırdı.

Wanda biranda o kötü hissin gerçekleştiğini hissetti. Biranda aklına Pietro geldi.

"Pietro..." diye fısıldadı Wanda ve biranda ani bir şekilde sinirlendi.

Hulk bir anda Ultron'u gözüne kestirdi. Kucağından Natasha'yı hemen yere bıraktı. Ardından Ultron'un yanına uçtu. Hemen Ultron'u sırtından tutup yere fırlattı.

"Yine mi ya?!" diye bağırdı Ultron aşağıya düşerken. Tam bir otobüsün içine düşmüştü. Neyseki otobüste kimse yoktu.

Steve, Tony ve Thor hızlıca Clint ve yerde yatan Pietro'nun yanına gelmişlerdi.

"Ne oldu burada be?" diye sordu Thor hızlıca.

"Maximoff? Yoksa..?"diye sordu Tony. Ne olduğunu herkes anlamıştı. Clint sesini çıkaramadı. Sadece başını sallamakla yetindi.

Steve hemen Pietro'yu düz yatırdı. Göğsünden gelen kan bütün kıyafetini kaplamıştı. Buna rağmen nabzına baktı. Belki bir ümit olabilir diye.

" Nabzı var!?" diye bağırdı hızlıca Steve. Birden bire soluk soluğa kalmıştı. Niye böyle olduğunu bilmiyordu.

"Ne?!" diye bağırdı Clint hızlıca.

"Nasıl olduğunu bilmiyorum ama nefes alıyor şuanda." diye bağırdı Steve. Hala soluk soluğaydı.

O sırada Tony, Cho'ya ulaşmaya çalışıyordu.

---------------------------------------------------------

"Biliyor musun Pietro? Hükümet peşinizi bıraktı. Bu güzel bir haberdir umarım senin için. Tanrım! Ah! Ne oluyor bana?! Sen benim düşmanımdın?!" diye isyan etti Clint, Pietro'nun yatağının başında. Adamın gözünden yaşlar dökülüyordu. Buna engel olmaya çalışsada olamıyordu.

" Ne oluyor bana?! "diye bağırdı sessizce. Sonrada yüzünü hareketsiz yatan Pietro'ya çevirdi.

" Lütfen uyan Pietro. Lütfen! "diye bağırdı gene.

Dışarıda kimse yoktu. Hastanede bile değillerdi. Clint'in evindeydiler ve kimse yoktu. Aslında yarım saat öncesine kadar ev doluydu ama on dakikada boşalmıştı.

Tony ve Natasha, Shield'e gitmişlerdi. Bruce'un içinde olduğu jete bakmak içindi sadece. Yoksa Tony hayatta gitmezdi.

Steve, Sam ve Bucky ise Wanda ile beraber Sokovia'nın son haline bakmaya gitmişlerdi.

Peter ise okuldaydı. Bu durumda bile kaytaramadığına yanıyordu.

Thor'da Asgard'a gitmişti. Jane'le de bozuşmuştu. Morali bozuk olsada Asgard'ın neşesini yerine getireceğini biliyordu.

Clint'in ise diğerleri gibi bir işi yoktu. Hem de hiç işi yoktu. İşi olsa bile ertelerdi. Pietro, onun için yapmıştı bunu. Ona bir can borcu vardı. Ve bunu ödemesi gerekiyordu. En azından o uyanana ve belkide iyi olana kadar yanından ayrılmayacaktı. Bunu kendine görev edinmişti. Zorundaydı. Üstelik Pietro'ya sormak istediği bir soru vardı. Bunu neden yapmıştı? Neden kendi canını tehlikeye atıp kurtarmıştı? Onca şeyden sonra birde. Üstelik Clint, Wanda'ya bayağı birşey yapmıştı. Sadece aklını ele geçireceği içindi ama olsun. Yapmıştı. Neden bunca şeyden sonra canını tehlikeye atıp onu kurtarmıştı?

"Off lütfen uyan Pietro. Lütfen. Wanda nasıldır sence he? Çok kötü durumda. Olan tek ailesini kaybetmekten korktuğunu söyledi bana. Wanda'yı cidden bırakıcakmısın he? Cidden yapıcakmısın bunu? O kadar acımasız olamazsın. O kadar kötü olamazsın. Yoksa, yoksa beni kurtarmazdın. Değil mi? "diye sordu Clint sessizce. Canı yanıyordu. Hiç olmadığı kadar canı yanıyordu. Pietro'ya birşey olmasını istemiyordu. Hayır bu minnettarlıktan dolayı olamazdı. Uzak bir ihtimaldi. Başka birşeydi ama bunu bilmiyordu. Ne olduğunu bilmiyordu ama ona birşey olmasını istemiyordu. Bu konuda emindi. Hemde çok emindi.

"Sanırım ilk kez Natasha'dan sonra birine karşı bu kadar yakınlık hissetim." dedi Clint, kendini kandırır bir sesle.

"Off ne diyorum ben? Aslında evet öyle ama... Ama belkide sadece beni kurtardığın içindir. Belkide benim yüzümden ölmeni istemiyorumdur. Olamaz mı? Off neden? Neden seni önemsiyorum?! Neden?!" diye bağırdı bu sefer Clint. Sinirlenmişti. Ama sinirlenmekten çok endişeliydi. İlk kez kendini bu kadar endişeli hissediyordu.

Ne Budapeste, ne de New York savaşı... Hayır. Bu ikisinde bile bu kadar çaresiz değildi. Onu önemsiyordu ve bunu kendinden saklayamıyordu. Belkide... Belki de ondan hoşlanıyordu.



Lütfen Gitme... Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin