"Koskoca 5 yıl. Birşeyler yapmamız lazım. Öyle değil mi?" diye sordu Steve.
"Evet ama yapabileceğimiz hiçbir şey yok." dedi Natasha. Bacaklarını masaya uzatmıştı. Gözleri dolu doluydu. Kaybettiklerini düşünüyordu. Ailesini. Annesini, babasını ve kız kardeşi Yelena'yı. Elbette takım arkadaşları içinde çok üzülüyordu ama ailesine yeni kavuşmuştu. Bu onun canını yakıyordu. Yelena'nın verdiği yelek hemen sandalyesinin arkasına asılıydı. Ona her baktığında kardeşinin kendisi için yaptığı fedakarlık geliyordu aklına. Gülüyordu. Cidden kız kardeşi kadar mükemmel çok az kadın tanımıştı. Yelena'yı çok özlemişti. Beraber bir köpek almak istemişti Yelena ile. Beraber beslerlerdi. Belki bir ev bile tutabilirlerdi. Güzel olurdu. Eskiden geçirecekleri zamanı şimdi geçirirlerdi ama bu asla olmayacaktı. Çünkü o gitmişti. Yelena ölmüştü. Aynı diğerleri gibi. Gözlerinin önünde toza dönüşen onca kahraman gibi. Wakanda'lılar gibi. Hepsi...
Steve, Natasha'nın niye bu kadar durgun olduğunu anlayabiliyordu. O da sevdiği insanalrı kaybetmişti. En yakın arkadaşlarını, oğullarını kaybetmişti. Şimdi bir kızı vardı ama yine de iki oğlunuda çok özlüyordu. Tony'nin ölmediğine şükrediyordu. Yoksa tutunacak hiçbirşeyi kalmayacaktı. Tony'ye destek olmaya devam ediyordu ama Tony hiç de iyi durumda değildi. Steve'in gözüne hep zayıflıyormuş gibi geliyordu. Sanki güçten düşüyordu. Oğlunu ve en yakın arkadaşını gözünün önünde yitirmişti. Bu olucak iş değildi.
Ölenlerin bir mezarı bile yoktu. Bu haksızlıktı. Nick Fury bile ölmüştü. Kim bilir daha medyanın bilemediği kaç kiş ölmüştü? Ama gariplik vardı. Tozlaşarak ölmek hiçte bilindik bir ölüm şekli değildi. Hem de hiç bilinmiyordu. Daha önce karşılaşanda olmamıştı muhtemelen.
Steve bunları düşünüyordu işte. Bunu garip buluyordu. Tozlaşmak bir ölüm şekli olamazdı. Kesinlikle imkansız. Bu olanaksızdı. Bu sırada kapı çaldı. Steve yavaş adımlarla gizli kamera görüntü ekranına yaklaştı. Kameraya doğru bir adam konuşuyordu. Daha önce görmediği bir adam. Natasha'da ayağa kalktı. Steve'in yanına geldi.
"Hey, Avengers? Orada kimse var mı? Beni içeri alabilirmisiniz?" diye sordu kameradaki adam.
"Sanırım bu kamera hiç gizli değil." dedi Steve ve kapının düğmesini bastı. Yanlarındaki kapı hafifçe geriye savruldu. İkiside yan yana durarak gelen tehditin üzerine yürümeye hazırlandılar.
"Ahh Captain America. Büyük hayranınım gerçekten." dedi adam.
"Steve, bir hayranın daha çıktı." dedi Natasha, Steve'i düreterek. Aynı anda pişkince sırıtıyordu. Steve, Natasha'ya 'Hadi ama Natasha.' şeklince bakınca Natasha ancak ciddileşti.
"Burada ne oldu acaba?" diye sordu adam.
"İlk önce kendini tanıt." dedi Natasha ajanlık takınarak.
"Ahh ne kadar aptalım. Kendimi tanıtmayı unuttum. Ben Scott. Scott Lang. Ant-Man." dedi isminin Scott olduğunu öğrendikleri adam.
"Ant-Man? Sam senden bahsetmişti." dedi Steve.
"Hadi onu yerle bir ettiğini de ağzından kaçırmıştı." dedi Natasha kıkırdayarak. Birazcık gülmek bile ona iyi gelmişti. Rengi yerine gelmişti. Dinlenmiş gibiydi. Rahat bakıyordu.
Scott'tan zarar gelmeyeceğini anlayınca onu oturttular ve ne için geldiğini anlatmasını istediler. Scott bir boyut makinasının olduğunu söylediği anda ise Steve hemen ayağa kalktı. Bu daha Scott'ın ilk cümlesiydi. Steve hemen boyut makinasını görmek istediğini söyledi.Boyut makinasını bir zaman makinasına dönüştürmek Tony için zor olmazdı. Böylelikle taşları Thanos'tan önce toplar ve savaşı kazanabilirlerdi. Ama Scott makinanın şuanda bitik durumda olduğunu söyledi. Tamir edilip, edilmeyeceğini sorduğundaysa hayır yanıtını almayı beklemiyordu. Ama moralini düşürmedi. Tony'nin büyük ihtimalle makinayı şöyle bir gözden geçirmesi yeterdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lütfen Gitme...
Hayran KurguBazen ne kadar şanslı olduğumu düşünüyorum... Çünkü benim babam Tony Stark. Ama herkese gösterdiği yüzü değil. Babam gerçekten öyle duygusal ki... Ama bi o kadar şevkatli ve sevgi dolu. Başlangıç tarihi:12 Nisan 2021 Bitiş tarihi: 14 Kasım 2022 #haw...