Annem gerçekten iyiyim."
"İyi değilsin kızım. Bilmezmiyim seni?"
Eve gelmiş, annemi ikna etmekle meşguldüm. Israrla çok dalgın olduğumu ve iyi olmadığımı söylüyordu. Belkide haklıydı. Durmadan aynı şeyleri düşünmek yormuştu beni. Anneme sarılıp;
"Gül yüzlü annem. İyi olmasam saklarmıyım senden? Sadece biraz düşüncelerime yenildim." Ne desemde ikna olmayan annemin son söylediği cümleyle ona bakakalmıştım."Kızım gönlüne giren biri mi var?"
Ne diyeceğimi şaşırmış öylece anneme bakıyordum, ve annem devam ediyordu konuşmaya. O konuştukça içimde tarifi olmayan bir his oluşuyordu. Kimi alabilirdim ki gönlüme? Bir şiir uğruna, şiir yazan bir yüreğe aşık mı olmuştu gönlüm. Hiç tanımadığım, var mı yok mu onu bile bilmediğim birini mi istiyordu yüreğim? Cevabını bilmediğim sorular, başımı ağrıtıyordu. Utangaç bir şekilde; "yok" dedim anneme. "Gönlümde kimse yok." Ve odama gittim. Abdestimi alıp seccademe oturdum. Namazımı kılıp Kur'an'ımı açtım ve bir kaç sayfa okudum. Rabbimin ayetleri yüreğime ferahlık verirken, aklımdaki düşünceler peşimi bırakmıyordu. Kur'an'ımı kapatıp göğsüme bastırdım. Gözlerimden dökülen yaşlara engel olamıyor, ağlıyordum. Ne için, kimin için ağladığımı bilmeden...
"Allah'ım kalpleri bir birine ısındıran sensin. Eğer ki gerçekten gönlüme girecek biri var ise, senin sevginle girsin Rabbim. Bana neler olduğunu bilmiyorum. Bilmediğim şeyler yaşıyor, bilmediğim duygularda kayboluyorum. Gönlümüde, sevgimide sana emanet ediyorum. Beni bana bırakma Allah'ım. Beni bana bırakırsan, seni kaybetmekten korkarım. Bir kulunu sevip seni unutmaktan korkarım Rabbim. Her daim yanımda ol. Amin."
Seccademi ve Kur'an'ımı kaldırıp yatağıma uzandım. Herşeyde vardır bir hayır. Rabbimden gelen herşey güzeldir. Öylece uzanmış odamın tavanına bakıyorken kapım çaldı. "Gel." Diyince Furkan abim odama girdi. Onu görünce kalkıp oturdum. Gelip yanıma oturdu. Bir müddet sessiz kaldıktan sonra konuşmaya başladı.
"Bak kardeşim bura imtihan dünyası. İyi günün olduğu gibi kötü gününde olacaktır elbet. Şimdi sana söyleyeceğim şey için sakın korkma ve üzülme. Çünkü ben ve ailen tabiki sana inanıyoruz ama öncesinde şunu sormak istiyorum sana."
Abimin sözleri korkutmaya başlamıştı beni.
"Yanlış bir şey yaptın mı Ayşegül?"
"Anlamadım abi?"
"Bak kardeşim. Bizler Allah'ın yarattığı günahkar kullarız. Allah'a ne kadar bağlı olursak olalım. Bir şeytana ve nefse sahibiz. İllaki yanlışlarımız olur. Önemli olan bunu bilip, bu yanlıştan pişman olmaktır abicim. Kurstan para çalınmış. Bu paranın yerini sadece sen ve Ahmet abi biliyormuşsunuz."
Abimin söyledikleri karşısında şaşırmış, hem kırgınlık hemde kızgınlık hissediyordum. Söyledikleri doğru ama öyle bir anlatışı var ki, sanki parayı benim aldığıma inanıyorda, pişman olmamı istiyor gibiydi. Diyecek hiç bir şey bulamıyor, öylece abime bakıyordum. Çok geçmeden babam ile annemde odaya gelmişlerdi. Annemin gözlerinden akan yaşları görünce kendimi hayli kötü hissetmiştim.
"Bunu size kim söyledi?" Diyerek ayağa kalktım. Annem ağlayarak;
"Muhtar Ahmet bey aşağıda kızım se..."Annem cümlesini bitirmeden çıktım odadan. Alt kata Ahmet abinin yanına gelince, Ahmet abi oturduğu yerden kalktı. Konuşmama fırsat vermeden, kendisi konuşmaya başladı.
"Ayşegül, kızım sakın senden şüphelendiğim kanaatine varma. O paranın yerini sadece ikimiz bildiğimiz için sana gelme gereği duydum. Senin hakkında en ufak bir şüphem yoktur asla."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Helal Sevdam
Spiritualarkamdan gözlerimi kapatmıştı. İstemsiz bir şekilde bağırmış; "Hayır hayır bu kadar ileri gidemezsin!" Diyerek ellerini itmiştim. Bana dokunan kişinin, Zeynep değilde şiir yazan kişi olduğunu sanmış, gelen kişinin Zeynep olduğunu görünce epey utanmı...