1.0

226 18 23
                                    

Bölüm sonunda sürpriz varr...

multi: *gözlerindenkalpçıkanemoji*

21 Mayıs 2021

Aradan neredeyse bir ay geçmişti. İlk birkaç gün yoğun bir tempoda çalışmanın verdiği yorgunluğu attığım için güzel geçse de artık çok sıkılıyordum. Sanki bir çark vardı ama o çark dönmüyordu.

Evde her gün annemlerle konuşmak, kitap okumak, bir şeyler izlemek, yemek yemek dışında bir şey yapmıyordum. Gidişata göre tekrar sete başlama ihtimalimiz olduğu için İstanbul'a da dönmemiştim. Virüs yüzünden zaten kısıtlı olan sosyal alanlar da neredeyse sıfıra inmişti.

Yine o günlerden birinde yatakta oturmuş kitap okuyordum ki sıkılınca kitabı kapatıp yatakta dönmeye başladım. Dönmeye devam ederken gelen bildirim sesiyle durdum ve komodinin üzerindeki telefonumu aldım. Oya mesaj atmıştı. Bildirime tıklayıp mesajı açtığımda karşımda Cedi'yi görünce afallasam da kendime geldim ve yazdığı şeye baktım. 'Seninki yeni fotoğraf atmış'

İçimden 'nereden benimki oluyor ya' diye geçirip cevap vermeden telefonu kapatıp yanıma koydum. Gözlerimi kapatınca az önce gördüğüm fotoğraf gözümün önüne gelince sinirle oflayıp açtım gözlerimi. O sırada telefonum çalınca arayana bakıp açtım.

Karşıdan Oya'nın şen kahkahasını duyunca "Gülme." dedim. "Ebruş, nutkunun tutulacağını bilseydim atmazdım valla." deyip bir kahkaha daha attım. Yalandan kızıp "Senin de eline bir koz geçmesin. Paylaştığı her fotoğrafı bana atmak zorunda mısın?" "Vazifem canım, vazifem." "Hem nereden benimki oluyor? Evli miyiz? Hayır. Nişanlı mıyız? Hayır. Sevgili miyiz? Hayır. Flört müyüz? Ona da hayır. Hatta biz arkadaş bile değiliz. En son konuşmamızın üstünden 5 sene geçti." "Ebru, sakin. Bir nefes al." "Tamam tamam." "Hem şu an bu saydıklarından hiçbiri olmamanız ilerde de olmayacağınız anlamına gelmez." "Bak ya. Kızayım diye bilerek mi yapıyorsun?" "Evet, çünkü sen kızınca çok tatlı oluyorsun." "O zaman ben sana tatlı tatlı küsmeden kapatalım istersen." "Sen bu aralar neden beni hep geçiştiriyorsun?" "Geçiştiriyor muyum?" "Evet. Sürekli bir 'kapatalım Oya, konuşmayalım Oya.' Ben seninle uğraşmak keyifli oluyor diye yapıyorum bu muhabbeti. Eğer-" "Ya benim kafam dalgın bu aralar. Sen bakma bana. Özür dilerim kırdıysam." "Ben senin ne kadar dengesiz olduğunu en iyi bilenlerdenim Ebru. O yüzden sana kırılmam. Ama sende farklı bir şeyler var sanki." "Ne olduğunu bilsem keşke. Bir şey var, doğru. Ama o şey ne inan bilmiyorum." "Sen içini ferah tut kuzu. Annem arıyor şimdi. Kapatıyorum ben. Öptüm çok." "Bende canım." dedikten sonra telefonu kapatıp yanıma koymadan önce Oya'nın attığı fotoğrafa baktım.

" dedikten sonra telefonu kapatıp yanıma koymadan önce Oya'nın attığı fotoğrafa baktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sonra ne yaptığımı fark edip kapatıp yanıma koydum. Oya'nın dedikleri aklıma gelince kendi kendime "Bir şey var. Sanki yavaş yavaş bir şeyin içine çekiliyorum." dedim. Kendime verdiğim sözü tutamayarak bir kez daha profiline girdim ve fotoğraflarına bakmaya başladım.

Belirgin hatları olan güzel bir yüzü vardı. Çok güzel gülüyordu. Çok güzel bakıyordu. Benimki gibi çekik gözleri, ona sevimli bir hava katıyordu. Genel algıya göre çoğu genç kızın düşeceği bir dış görünüşe sahipti.

Yani çekik gözleri, fönlü saçları, kirli sakalları, gülüşü, bakışı... Ama beni ona çeken dış görünüşünden bağımsız olarak kocaman bir kalbi olmasıydı. İçine tüm insanları sığdırabilecek kocaman bir kalbe sahipti Cedi.

Ve şey, benimkinin aksine kargaları bile kaçırabilecek bir sese... Aklına gelen anıyla gülümsedi Ebru.

11 Kasım 2014

Bugün içinde farklı bir heyecan vardı Ebru'nun. Bugün Cedi ile buluşacaklardı. Dün Cedi onu arayıp maçlardan iki gün boşluğu olduğunu ve birlikte zaman geçirmek istediğini söyleyince ertesi gün öğlen buluşmak üzere sözleşmişlerdi.

"Elif, bir baksana böyle çok mu abartı olmuş." "Bir tanem zaten kot tişört gidiyorsun. Daha ne abartı olabilir?" "Bilmem. Komple siyah giysem daha iyi olur gibi geldi." "Daha iyi olur tabii. Cenazeye gidiyorsunuz çünkü." "Ne alaka be?" "Kızım çocukla ilk kez arkadaş olarak dışarı çıkıyorsunuz. Simsiyah giyersen mecburen, onu kıramadığın için gittiğini düşünür." "Of, peki tamam." "Ee nereye gideceksiniz?" "Bilmiyorum ki. Konuşmadık."

Tam Elif bir şey diyecekken odalarının kapısı çaldı. 'Girebilirsiniz' komutu verilince içeri kat görevlisi abla girdi ve "Ebru kızım, genç bir çocuk seni bekliyormuş aşağıda." dedi imayla. "Ben çıkıyorum o zaman." dedi Ebru Elif'e. Elif onaylarcasına kafa sallayınca "Bana şans dile." dedi ve kat görevlisi ile birlikte odadan çıktı.

Merdivenleri inerken, aynı zamanda güvenliğin eşi olan kadın "Ben camdan gördüm. Dalyan gibi delikanlı maşallah." dedi. Ebru ona dönünce "Geçen anlattı Salih abin. Bir genç gelmiş, 'yurtta arkadaşım var.' deyip girmeye çalışmış. Sonra sormuş abin 'adı ne arkadaşının çağırayım' demiş. 'Ebru' demiş. O zamanda mı senin için gelmişti bu çocuk?" diye sordu. "Evet, Ayşe abla. O zamanda bana gelmişti." "Sevgilin mi yoksa kız?" Ebru bu soru üzerine utanarak kafasını iki yana sallayınca "Bak valla alınırım öyleyse de bana söylemiyorsan." "Yok ablacığım. Değil o benim sevgilim. Arkadaşız sadece." "Kaç senedir buradasın. İlk defa gördüm bu delikanlıyı." "Bizde yeni tanıştık çünkü ablacığım." "Bak sen dinle beni. Elinde tut bu çocuğu. Pekte yakışıklı maşallah. İlerde kızlar peşinde kuyruk olur bunun." "Ayşe abla lafa tuttun beni. Çocuk ağaç oldu." deyip konuyu değiştirerek kaçtı Ebru.

Aşağı indiğinde bu sefer güvenlik kulübesinin yanında, güvenlikle sohbet ederek onu bekleyen Cedi'yi görünce istemsizce gülümsedi. Yanlarına gidip "Kolay gelsin Salih abi." dedi. "Sağ ol abim." diyen güvenliğe gülümsedi ve Cedi'ye döndü. Mahcubiyetle "Çok beklettim değil mi?" dedi. "Olsun. Bizde o arada Salih abiyle sohbet ettik." deyip gülümsedi. Ebru "Gidelim mi o zaman?" deyince Cedi, adama dönüp elini uzattı ve "Çok memnun oldum abi." dedi. Elini sıkıp "Bende koçum." diyen adama Ebru da gülümsedi. Cedi ona dönünce yürümeye başladılar.

Bahçeden çıkınca Ebru yan dönüp yanındaki adama baktı. "Daha geçen hafta sana bir daha buraya yaklaşma dememiş miydi?" "Demişti ama çok sevimli olduğum için daha fazla dayanamadı." "Ya anlatsana ne olduğunu." "İşte ben yanına gittim. Başta yine kızar gibi oldu. Ama sonra ben geçen sefer için özür diledim. Neden öyle davrandığımı anlattım. Sonra sen gelene kadar muhabbet ettik." "Ya kusura bakma. Ayşe abla yani Salih abinin eşi lafa tuttu." "Olur öyle. Boş ver." dediği sırada arabanın yanına geldiler. Ebru, Cedi'nin yüzünün düştüğünü fark edince ona dönüp "Bir problem mi var?" dedi. Cedi "Var. Hem de çok büyük bir problem." deyince panikle 'ne oldu' der gibi kafasını salladı. Cedi gözleriyle arabayı gösterince arabaya baktı ve Cedi'nin bahsettiği kocaman problemi gördü.

Yani yüzünü cama yapıştırmış, 32 diş sırıtarak onlara bakan Furkan'ı...























HELLOOO! NASILSINIZ?

BOMBA GİBİ BİR BÖLÜM OLDU BENCE. YAZMA ÖZÜRLÜSÜ BİR İNSAN OLARAK UZUN BİR BÖLÜM YAZDIĞIMI DÜŞÜNÜYORUM.

SİZ NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?

FURKİ GELDİİİ. ONA KALPLERİNİZİ BURAYA BIRAKABİLİRSİNİZ. (@ben_eflaa_ sen galp bırakabilirsin çiçeğim.😘)

BAKALIM BU ÜÇLÜ NELER YAŞAYACAKLAR?

BİR SONRAKİ BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE...

NOW & FOREVER |CedRu ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin