2.1

170 13 63
                                    

"Ya inanmıyorum. Resmen en sevdiğim iki arkadaşım arkadaş çıktı." diyerek gülümseyen Efla'ya bakarak "Eski," diye kendimce gerekli olan bir düzeltme yaptım. "Eski arkadaşız."

"Olsun canım eski, yeni ne fark eder. Aranızda bir şeyler olmuş sonuçta." diyen Nur'a baktım ters ters ve "Aramızda bir şeyler olmadı Nur. Arkadaştık sadece." dedim yine beni rahatsız eden bir detayı düzelterek.

Ortamdaki elle tutulur gerginliği tek fark etmeyen kişi Cedi'ye hayran olan Nur'du.

"Kalksak mı artık?" dedi sağ tarafımda oturan Bora. "Ee daha yeni geldiniz, yemek bile yemedik. Geldiğinizden beri de bir tuhafsınız zaten."

"İyiyiz biz ya. Değil mi Ebru?" diyen Bora'yı onayladığım sırada yemeklerimiz gelmişti. Yemeğimizi yerken müşterilerden olduğunu anladığım genç bir kız masaya doğru geldi ve çekindiği belli olan bir sesle "Şey," dedi.

"Siz Ebru Şahin ve Cedi Osman'sınız değil mi?" dedi ikimizi işaret ederek. "Evet, onlar." diyen Nur'u boğmamak için o gece içinde bir kez daha sabır diledim ve "Evet tatlım." dedim.

"Ben ikinizi de çok seviyorum da, bir fotoğraf çekilebilir miyiz?"

Bir şey söylemek için ağzımı açmıştım ki "Tabi, olur. Gel çekilelim." diyen Cedi'ye baktığımda çoktan ayaklanmış olduğunu gördüm. Ben de ayağa kalktığımda O çoktan kızın yanına geçmişti bile. Kızın elinden telefonu alıp bir tane selfie çektikten sonra boydan fotoğraf çekmem için bana uzatmıştı telefonu.

İçimden sabır çekerek alıp fotoğraflarını çektikten sonra ben de kızla fotoğraf çekildim. Tam yerime oturacakken "Bir de beraber çekilsek?" dedi kız. Utanarak konuşan halleri o kadar tatlı geliyordu ki gözüme, reddedemiyordum.

Kızın yanına geri döndüğümde bizi çekmesi için telefonu ön tarafta oturan adının Engin olduğunu bildiğim Efla'nın abisine uzattı. Birkaç poz çektikten sonra kız gidince yerlerimize oturduk.

Gergin bir şekilde yemek yemeye kaldığımız yerden devam ederken "Siz nasıl tanıştınız?" diye sordu Efla. "Biz üniversitedeyken bir ödev için sporcularla röportaj yapıyorduk. Ben de Cedi ile yaptım."

"Tüh ya, ben daha maceralı bir tanışma beklemiştim." "Bak bak, şuna bak. Nasıl bir macera beklediniz acaba sayın Efla Hanım?" dedi Engin Bey.

Efla yüzünde muzip bir gülümsemeyle "Bilmem ki, mesela bir wrong number hikayesi? Bence harika olurdu." dedi.

Tebessüm ettim dediği şeyle. Cidden eğlenceli olurdu. Hem belki o zaman sonumuz böyle olmazdı. Düşüncelerimi bölen ses Efla'nın cıvıl cıvıl sesiydi. "Ebru ya, ben senin sesini çok özledim. Bir şarkı söyler misin bize?"

Utangaç bir tavırla masadakilere bakıp "Nasıl söyleyeyim şimdi Efla?" dedim. "Ya ne olacak ki? Hem yabancı kimse yok. Bora'lar zaten senin arkadaşın, abim, ben, Eylül abla, Efe abi ve Cedi." dedi parmağıyla bana masadakileri göstererek.

Cedi'ye dönünce aklına bir şey gelmiş gibi gözlerini kocaman açtı ve "Hiiih!" dedi parmağını bana çevirirken. Diyeceği şeyi anlayıp, onu susturmak için yapmacık bir gülümsemeyle "Haklısın, yabancı kimse yok. Hangi şarkıyı istiyorsun?" "Ay dur, böyle birden sorunca bilemedim."

Çocuksu tavrına gülümseyerek bakarken üzerimde hissettiğim bakışlarla kafamı kaldırdım ve bana çözemediğim bir ifadeyle bakan Cedi'yi gördüm. Bakışlarında hayranlık vardı sanki, birazda özlem. Özlemiş miydi beni?

"Gelmedi aklıma bir şey. İçinden ne geliyorsa onu söyle." "Hı?" dedim Efla'ya dönüp. Sonra aklıma şarkı gelince "Ha, şarkı." dedim. Gülümseyerek kafasını sallayınca bakışlarımı Cedi'ye çevirdim. Bana gülümseyerek bakarken gözlerimi kapattım ve içimden gelen şarkıyı söylemeye başladım.

NOW & FOREVER |CedRu ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin