1.6

234 15 96
                                    

22 Nisan 2020

"Yavaş, dikkat et önünde tümsek var. Tamam, geldik. Açabilirsin gözlerini."

Aslı gözlerini açıp etrafına bakarken ben gülümsüyordum. Bana dönüp "Ne oluyor?" dediğinde ellerini tutup gözlerinin içine bakmaya başladım.

Ne mi oluyordu?

Şu an onu ilk gördüğüm ara sokakta, ilk gördüğüm gün elleri ellerimde, gülerek ne yapıyordum?

"Tanışma yıldönümümüzü özel bir şekilde kutlamak istedim. Ve ömür boyu güzel hatırlayacağımız şekilde. Aslı ben seni çok seviyorum. Hayatım boyunca senin yanında olmak ist-"

Konuşmamı karşımdaki sevgilimin kahkahası böldü. Ben ne olduğunu anlamamış şekilde ona bakarken o kahkahasının zar zor durdurup "Yeter, lütfen yeter. Ay karnım ağrıdı gülmekten." dedi.

Ellerini ellerimden çekince "Ne oluyor?" dedim. "Hayatım sen beni çok yanlış tanımışsın ama ya. Öyle evlilik falan bana göre şeyler değil. Tek bir insana bağlı kalamam ben." dediğinde tek kaşımı kaldırıp ona baktım.

Bu tepkime "Sen evlenme teklif edecektin değil mi yanlış anlamadım?" dediğinde cevap vermek için kafamı salladım.

"Ama üzülürüm bak, yapma böyle. Sen aşık mı oldun bana? Hayatını benimle geçireceğini mi düşündün? Bir kere sen burada ben Türkiye'deyken neler oldu 10 ayda, düşündün mü hiç. Gerçi bence de düşünme üzülürsün." deyip bir kahkaha daha attı.

"Aslı ben anlamıyorum. Ne demek oluyor bunlar?" "Sence?" dediğinde şokla ona baktım. Ciddi olamazdı, değil mi?

"Ne bu? Gecikmiş 1 nisan şakası mı? Ama bilmeni isterim ki hiç komik değil."

Dediğim şeyle bir kahkaha daha attı. "Hadi ama Cedi. Sakın bana sadık olduğunu falan söyleme." "Sana değil kendime sadıktım. Kendi gururuma, vicdanıma, adamlığıma."

"Ben değildim ve pişman değilim açıkçası. Dedim sana evlilik falan bana göre şeyler değil. Yani benle evlenme hayalleri kurduysan buna sadece gülebilirim."

"Asıl sen benim seninle evleneceğimi düşündüysen komik olur. Seni gerçekten sevdiğimi falan da mı sandın yoksa. Hadi ama, bu kadar salak olamazsın."

Söylediklerimle şaşırmışa benziyordu. Ayağımı gazdan çekmeden devam ettim konuşmaya. "Ya bir kendine bak, bir bana bak. Ben Cedi, Cedi Osman. Milli basketbolcu, Türkiye'nin gururu, ülkenin aydın yüzü, geleceği, ben çocukların idolüyüm, yolda yürüyemiyorum ben burada. The first Cedi'yim ben. Ya sen? Adını kaç kişi biliyor? Kim tanıyor seni? Kimsin sen?"

Bir şey söylemek için dudaklarını aralamıştı ki konuşmasına izin vermeden "Ben söyleyeyim. Hiçbir şey. Sen hiçbir şeysin. Şimdi sen söyle. Gerçekten seni sevdiğimi, seninle evleneceğimi mi düşündün?"

"Neden o zaman? Neden benimle birlikteydin?"

"Ailemde ve çevremde benim uzun zamandır yalnız olmam çok konuşuluyordu. Ben de onları susturdum. Bu evlenme teklifi de bu yüzdendi. Zaten sen gittikten birkaç ay sonra seni terk edecektim. Ya sen?"

"İnsanlara sevgilim Cedi Osman demek havalı oluyordu." "Senin üç kuruşluk egonla daha fazla muhatap olmak istemiyorum. Gider misin?"

Kafasıyla onaylayıp arkasını döndü ve ilerlemeye başladı. Köşeyi döndüğünde sırtımı duvara dayadım ve yavaşça yere çöktüm. Bunca zaman kandırmış mıydı beni? Peki ya ben?

Ben ona 10 aylık ilişkimiz de sadece bugün yalan söylemiştim. Sevmiştim çünkü, çok sevmiştim. Ama kendimi ezdiremezdim. Karşımda öyle benle dalga geçerken karşısında öylece duramazdım.

NOW & FOREVER |CedRu ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin