1.1

223 19 98
                                    

iyi okumalar...

Ebru kocaman bir kahkaha attı. Onun güldüğünü görünce Furkan'da sanki mümkünmüş gibi sırıtışını büyüttü. Gülmekten gözlerinden yaş gelmişti. Gözleri ikisinin arasında mekik dokuyan kaşları çatık Cedi'yi görünce "Hiç bakma öyle. Furkan'ın o halini görüp gülmemem mümkün değildi." dedi Ebru.

O anı hatırlamış alacak ki o da gülmeye başladı. Onların gülmesini arabanın sesi böldü. Furkan arabadan inmiş, bozuk bozuk onlara bakıyordu. "Siz bana mı gülüyorsunuz?" dedi kaşlarını çatıp. Susup "Yoo, yo sana neden gülelim ki biz?" dediler. "Güzel. Ve eğer şimdi arabaya binmezseniz arabayı kaçırırım. Yürüyerek gezersiniz." "Sen kaçır, ben de seni ihbar edeyim. Hem ehliyetin yok hem arabamı kaçırmışsın. Paran da yoktur senin. Yatarsın birkaç gün de rahatlarım bende."

"Cidden şu an kırıldım Cedo." Omuz silkti Cedi, bana ne der gibi. Ebru "Gitmiyor muyuz artık?" dediğinde Furkan ona dönüp "Sen bu öküzle nasıl arkadaş oldun ya? Zeki bir kıza da benziyorsun. Ben mecbur olmasam ilk gördüğüm günden sonra bir daha bununla aynı il sınırlarında bile bulunmazdım." dediğinde gülmemek için dudaklarımı dişledim.

"Bende senin aşkından ölmüyorum. Merak etme. Hem beni görmek istemiyorsan niye takıldın peşime?" "Ne?" diye çığlık attı Furkan yalandan bir şaşırma efektiyle. "Sen yalvarmadın mı bana? 'Furki, ben Ebru'nun yanında nasıl davranacağım şimdi. Beni yalnız bırakma sende gel.' demedin mi?" dediğinde bu sefer Cedi aynı şekilde "Ne?" demişti.

"Oğlum saçmalama kızın yanında." dedi ve Ebru'ya döndü. "Ebru valla yalan söylüyor. Biz konuşurken kapımı dinlemiş görgüsüz sığır. Tam ben kapıdan çıkarken 'beni de götürmezsen ağlarım.' dedi. Ben de kabul ettim. Sakın yanlış anlama. Buna kıyamadığım için değil. Çok çirkin ağlıyor, ondan." dediğinde bir kahkaha daha attı Ebru. "Gidelim hadi." dediğinde onu onayladılar.

Furkan, kısa saçlarının arka tarafına elini sürüp saçlarını savuşturur gibi yaptı ve Cedi'ye bakmayarak arka kapıyı açıp oturdu. Cedi şaşırmış gibi "Oğlum sen her seferinde evin 5 yaşındaki küçük çocuğu gibi 'ön koltuğa bineceğim, ön koltuğa bineceğim.' diye tutturursun. Şimdi ne oldu da kendiliğinden arkaya oturdun?"

Furkan, Ebru'ya dönüp "Ebrucuğum, yanındaki zürafaya söyler misin ona küstüğüm için arka koltuğa oturdum." Ebru, Cedi'ye dönüp "Sana küstüğü için arka koltuğa oturmuş." dedi. "Hadi ya!" dedi yalandan şaşırarak. Furkan, tekrar konuşmaya başladığında Ebru ona döndü. "Bir de artık gidelim. Ben acıktım. Nasıl olsa hesaplar Cedi'den. Karnımı güzelce doyurayım." dediğinde Ebru gülerek ön koltuğa oturdu. Cedi de sabır çekip şoför koltuğuna oturdu ve güzel bir restorana geldiler.

Menüye baktıktan sonra gelen garson ne istediklerini sorunca ikisi de Ebru'ya döndüler ilk siparişi vermesi için. "Ben bir soslu makarna istiyorum." dediğinde Furkan hayretle Ebru'ya bakıp "Bu kadar mı?" diye sordu. Ebru onaylarcasına kafa sallayınca "Şimdi bir de beni izle." dedi ve Cedi'ye picsmile atıp garsona döndü.

"Ben bir buçuk İskender istiyorum. Yanına karışık ızgara, et sote, bir tane de bir buçuk Adana, of lahmacunda gider şimdi 5 tane de lahmacun olsun, bir de ciğer şiş istiyorum, tavuk ızgara da olsun lütfen," dediğinde garson bile ona dehşetle bakıyordu. "İçecek olarak da kola, ayran, gazoz, portakal suyu, limonata, kahve ve çay istiyorum."

NOW & FOREVER |CedRu ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin