Ebru duyduğu bildirim sesiyle telefonunu eline aldı. O gün, çıkan haberlerden sonra bir sürü mesaj geldiği için bildirimi silmek için ekranı açmış olsa da gördüğü isimle bildirime tıklayıp açılmasını beklemeye başladı.
furkankorkmaz
selam Ebru, Furkan ben
↪️ Adın yazıyo Furkan?
Unutmuşum 😅
Uzun zaman oldu görüşmeyeli nasılsın?
↪️ İyiyim teşekkür ederim
↪️Sen nasılsın
İyilik be ne olsun ekmeğimizdeyiz
Daha yeni döndüm Amerika'dan
Çeşme'deyim
↪️Ben de Çeşme'deyim
Biliyorum biliyorum
Ondan yazdım zaten
Oturup bi yemek mi yesek diyecektim
Ebru masada Furkan'ın karşısında oturan Cedi'yi görünce yüzündeki gülümseme soldu.
Bakışlarını masada gezdirdiğinde sinirle Furkan'a bakan Cedi'yi ve kocaman sırıtan Efla ve Furkan'ı gördü.
Sorar bir tonda "Furkan?" demesine cevap olarak "Siz ikiniz oturup doğru düzgün konuşana kadar küsüm size." diye cevap verdi Furkan kollarını göğsünde bağlayarak.
Ebru göz deviren Cedi'ye bir bakış attıktan sonra tekrar Furkan'a döndüğünde gülerek Efla'ya göz kırptığını gördü.
Bununla dalga geçip eğlenebilirdi ama şu an onu bekleyen bir konuşma vardı.
"Ee buranın somonu çok güzelmiş, kaşık attırıyormuş. Daha da mükemmel olması için ben Efla'ya yardıma gidiyorum mutfağa, tüm hünerlerimi göstereceğim. Ben Mehmet Şef'e parmak yalatacak bir somon yaparken siz de konuşun."
"Zehirlenmesek bari." diye mırıldanan Cedi'ye "Sen zehirlenebilirsin. Malum bozuk sütün bozuk olduğunu fark etmeyip zehirlenen bir insansın. Cidden Ced bu yaşa kadar hayatta kalman mucize." dedi.
Sonra "Gerçi bu salaklıkla kılçıklı da yersin sen balığı." diye devam edince "Şey," diyen Efla'ya çevirdi bakışlarını. "Kılçığı balığı pişirmeden önce çıkaracağız ya hani."
Cedi gülerken "Mutfak konusunda bayağı bilgilisin kardeşim, tebrikler." dedi. "Cedi şırdan ve bumbarın farkını bilmiyorsun daha, sus bence." diye cevap verdi Furkan ona.
"O zaman hadi biz mutfağa gidelim." deyip Furkan'a içeriyi işaret etti Efla. Furkan hafifçe kafa sallayarak onu onayladıktan sonra sandalyesinden kalktı ve mutfağa giden Efla'yı takip etmeye başladı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Onlar gittikten bir süre sonra "Şey," dedi ikisi aynı anda. "Benim geleceğinden haberim yoktu." Sonra yine aynı anda gülümsediler.
Cedi bakışlarını camdan dışarıya çevirince "Şu haberler," diye konuşmaya başladı Ebru. "İkimiz hakkında çıkanlar yani, görüştüğümüz basına nasıl sızdı bilmiyorum ama kusura bakma lütfen. Rahatsız edici bir durum ama açıklama yaptık, üstümüze gelmezler bir süre."
Cedi onaylar anlamda kafa salladıktan sonra deniz manzarasına çevirdi tekrar bakışlarını. "Asıl sen kusura bakma, bayağı rahatsız olmuşsun belli ki."
"Yok ya, alıştım artık. Böyle haberler sürekli çıkıyor sektörün içinde olunca. Kimlerle haberim çıktığını bir görsen şaşırırsın."
Ebru'nun gülerek anlattığı şey karşısında Cedi kısa bir an ona baksa da tekrar kaçırdı bakışlarını.
Ebru tepkisi karşısında bir kaşını havaya kaldırdı. Neden böyle bir tepki vermişti ki? Ortada bir ilişki yokken ne demesini bekliyordu? Ayrıca alınacağı bir şey yazmamıştı.
Bir süre sessiz kaldıktan sonra "Cedi," dedi. Karşısındaki adamın bakışları kendisine değince "Neden böyle davrandığını anlamıyorum. Yanlış bir şey mi yaptım?" diye devam etti.
"Yok, yanlışı ben yaptım ama en baştan karşına çıkarak. Daha fazla rahatsızlık vermeyeyim en iyisi. Selam söylersin içeridekilere, afiyet olsun size."
Cedi sandalyeden kalkmak için doğruldunda Ebru da ayağa kalktı ve "Ya ne oluyor? Ben hiçbir şey anlamıyorum." dedi.
"Ortada anlaşılacak bir şey yok Ebru, zaten ortada bir şey olduğu da yok sana göre."
"Evet, yok. Yok Cedi. Bizim ilişkimiz var da benim mi haberim yok? Ne deseydim? Ayrıca hakkımda aynı gün ve saat için bir kişiyle daha buluştuğum hakkında haber çıktığını biliyor muydun? Ne bu tavrın?"
"Tavrımı sorguluyor musun cidden? Ebru resmen görmezden geldin beni, yok saydın. Biz en son konuştuğumuzda ben problemlerimizi hallettik sanıyordum ama varlığım bile problem artık sanırım."
"Bak ben bunca zaman keyfe keder çekmedim senin acını, tamam mı? 5 yıl sonra karşımdaki varlığın bile yetiyor kalbimi eskisi gibi attırmaya. Ama hiçbir şey olmamış gibi davranamam Cedi. Seni karşımda görmeyeli, seninle konuşmayalı o kadar uzun zaman oldu ki ben sana daha yeni yeni alışıyorum. Ucu açık bir şey söyleyemezdim. Bunu da kişisel algılıyorsan, bir şey diyemem."
"Ebru artık buradayım, diyorum sana. Seni bırakmayacağım. Artık göz yaşların avuçlarımı ıslatacak, düştüğü yerleri değil. Sadece bana güvenmeni istiyorum. Biliyorum, zor ama bana inanmanı istiyorum."
"Deniyorum. Sana inanmaya, tekrar güvenmeye çalışıyorum. Kalbim hâlâ adınla çarpıyor ama aklım seni unutalı çok olmuş ve hatırlaması zaman alıyor sadece."
Cedi anladığını belirtmek için kafa sallarken Ebru mutfağa kaçamak bir bakış atıp tekrar karşısında oturan adama döndü. "Sence kaçsak bize çok kızarlar mı?"
"Ne var aklında?" derken soran bir şekilde kafa sallayan Cedi'ye "Soru sormak yok. Geliyor musun?" diye karşılık verdi Ebru net bir tavırla.
Cedi mutfağa doğru bir bakış attıktan sonra "Hadi gidelim." dedi. ***
Selam, n'aber?
Öncelikle hepinizden çok özür dilerim, çok beklettim biliyorum. Ama bu kurguyu boşladım sanmayın lütfen. Sadece artık eskisi gibi rahat ve hızlı yazamıyorum. O yüzden bölümler geç geliyor, hâlâ bekleyen varsa, özür dilerim tekrar.
O kadar beklettim ki canım shipim artık nişanlı, cidden bölümsüzlükte dünya markasıyım 🙄🤦🏻♀️
Sonralıkla, bölümü nasıl buldunuz? Biliyorum, kısa oldu ama daha fazla bekletmek istemedim.
Diğer bölümü birkaç gün içinde atmayı düşünüyorum, beklemede kalın.
