Yatağımda yüzüstü uzanmış saçma bir şarkı mırıldanıyordum.Gün çoktan doğmuş güneş neredeyse en tepeye ulaşmıştı. Gözüme tüm gece uyku girmemişti. Yüzüme vuran ince güneş ışınları rahatsız etsede yatağın diğer tarafına dönecek kadar bile gücüm yoktu.
Asıl acı da bu değil miydi zaten? Defalarca bıçaklandığımda,ölümüne dayak yediğimde bile çok kısa sürede ayağa kalkmışken şimdi nefes almaya bile halimin olmaması her şeyi açıklardı.
Asıl acı;kalbi baştan aşağı sancılara boğan,kolları dermansız bırakan,yediğimizi zehir eden bir şeydi.
Açlıktan bulanan midem başımı ağrıtıyordu ama pek önemsemedim. Tırnak kenarlarındaki derimi eşelerken bıkkınca üfledim.Kapının açılma sesiyle gözlerimi kapattım. Uyuyor numarası yapmak en iyisiydi. Yanıma yaklaşan ayak sesleri en ufak sese tahammül edemeyen zihnime büyük darbeler vuruyordu.
"Efla'm.. Kalk kuzum arkadaşların geldi." saçlarımda gezen ince parmaklarla burnumun direği sızladı. Neden anne..?
Sormak istediğim binlerce soruyu yuttum,zaten başka seçeneğim yoktu.
"Efla uyanık olduğunu biliyorum. Ne oldu sana böyle gözlerinin altı mosmor.." yüzüme inen parmaklarıyle huzursuzca kıpırdandım. Onun bir suçu yoktu ama ben onu da suçlamaktan geri duramıyordum.
"Anne,gider misin? Kim geldiyse de geri gönder kimseyi istemiyorum." dedim çatlamış sesimle ve sırf daha fazla dokunmasın diye saatlerdir yapmadığım şeyi yapıp yatağın diğer tarafına döndüm. Üzerimdeki halsizlikle bu bile büyük başarıydı.
"Ama-"
"Anne çık!" güçlü çıkacağına inandığım sesim fısıltıdan öteye gitmemişti ama etkisinin büyük olduğunu odadan çıkan annemle anladım.
Sonunda bitmişti. Hüzünüme geri dönebilirdim.
Tekrar açılan kapıyla hızla doğruldum.
"Yeter amına koyayım siktirin gidin!" diye bağırdığımda boğazım acıdı.
"Ne oluyor lan?" Ezgi'nin sesiyle gözlerimi yavaşça açtım.Eli kalbinin üzerinde kocaman açtığı gözleriyle bana bakıyordu.
Onu umursamayıp tekrar yatağa bıraktım kendimi. Konuşmazsam giderdi zaten. Giderdi değil mi? Emin olamuyorum.
Üzerime atladığında tepkisiz kaldım.Gitmemişti.Çok geçmeden kendini yanıma atmıştı. Ne yaptığını göremediğim için seslerden anlamaya çalışıyordum. Daha fazla umursamayıp düşüncelerimi geri döndüm.
**
"Kaçıncı dakikadayız?" mayışmış sesiyle konuştuğunda ona çevirdim yüzümü.
"132"
"Yetmedi mi bebeğim? Anlat diye zorlamacağım ama en azından kafanı dağıtacak bir şeyler yapsaydık."
"Şu an kafamı dağıtacak tek şey silah. En azından istediğim tek şey o."
Başıma vurduğunda acıyla gözlerimi kıstım. Gelen geçen vuruyordu anasını satayım.
"Ben dağıtayım istersen o salak kafanı" sinirle konutuğunda belinden tutup arkaya attım kendimi. Sinirini göz ardı edip kollarını belime doladığında yatakta sarılmış bir şekilde yatıyorduk. İntihara meyilli bir manyak olduğum için böyle şakalara(!) gelemiyordu.
"Susta biraz kafamızı dinleyelim"
"Saatlerdir dinliyoruz zaten aptal! Düşünecek bir şey kalmadı,en son komşunun kümesini düşünüyordum"
Kısık gülüşümle duraksadı. Geriye çekilip yüzüme odaklandığında gülüşüm solunca kaşlarını çattı.
"Gülsene pezevenk"
"Üf defol ya" onu itip kapıya döndüm.
"Kovuyor musun beni"
"Evet?"
"İyi" dedi yatmaya devam ederken.
"Gitsene"
"Sana ne gitmiyorum" maldı bu kız.
Saate baktığımda öğleden sonra dört buçuk olmuştu.
"Ben aşağı gidiyorum sana pudink yapimde yiyelim"
"Kendine yapıyorsun beni kullanma pis kadın"
"O zaman neden arkadaşız" gülüp çıktığında arkasından küfrettim. Keşke olmasak...
**
Ağzına soktuğu kaşıkla yüzümü buruşturdum. Tüm yüzüne bulaşmış kakaolu pudinkle canavara benziyordu. Aptal gibi iki pudingi yakmış üçüncü denemesinde başarılı olmuştu. Tabii ki yanına gitmemiştim,kendisi gelip ağlayarak anlatmıştı.
Saatlerdir yanımda kafamı şişiriyordu ve ben artık uykusuzluktan bayılacak duruma gelmiştim. Sallanan ifademe bakıp parmağını alnıma bastırdı. Ufacık bir itişte geriye düştüğümde üzerime battaniyeyi fırlattı. Ağzı doluyken konuşamadığı için saçma sesler çıkarıyordu. Muhtemelen gelmişime geçmişime giydirmişti.
Sonunda kaşığı çıkarıp yutkundu."Yat zıbar gebereceksin"
"Ama sen-"
"Şuralardan bir yere kıvrılırım ben zaten daha erken saat"
Gitmeyeceğini anladığımda diretmedim.İnce battaniyeye sarılıp bacağını dürttüm.
"Hm"
"Şarkı söylesene bana" güzel sesi belki düşüncelerimi bölerdi.
"Olur ne söyleyeyim"
"Fark etmez.."
Sonsuz karanlığa kendimi bıraktığımda kulağımda çınlayan Little Red Bird ninnisi yutkunmamı sağlamıştı.
**
yayınlamayı unutmuşum qederYa ben kitabın adını değiştirmek istiyorum. Dümdüz biri oldupum için Efla yapmak geldi aklıma nasıl sizce??
Hep bu şarkıyı bir yerlerde paylaşmayı istemişimdir.
Neyse görüşürük🌈
![](https://img.wattpad.com/cover/251023551-288-k366117.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFLÂ ➳ bxb
Random[TAMAMLANDI] "Saymayı bırak." yumuşak sesiyle ona baktım. "İsteyerek olmuyor." derin nefes alıp beni göğsüne bastırdı.Sevgisini en çok hissettiğim anlardan birisindeydik. Gülümseyip konuşmaya devam etti. "Sakinleşmen için sana şarkı söylememi ister...