EFLÂ ➳ bxb

42.

Aksel'in dilini hissettiğimde titrek ellerimle ensesini okşayıp dudaklarımı daha fazla bastırdım. Bunu yapmak o kadar güzel hissettiriyordu ki...

Tişörtümün kayarak açıkta bıraktığı gerdanıma inen dudaklarla başımı geriye attım. Müthiş bir zevk bedenime yayılıyordu. Bacaklarımın arasındaki Aksel ısırıklar eşliğinde tişörtümü asılırken ellerimi tezagaha koydum.

Isırarak canımı yaktığı her yeri özenle öpüyorken burnumu saçlarına gömdüm. Güzel kokusu ciğerlerime dolarken boynumu rahat bırakıp doğruldu. Küçük öpücükler yüzündem kıkırdadığımda derin bir nefes aldı.

"Dersin var." dediğinde yüzüm asılmıştı.

"Sevişmeyecek miyiz?" dediğimde sırıttı.

"Imm hayır?" deyip arkasını döndü. Tezgahtan inip aniden sırtına atladığımda birkaç adım sendelemiş ve bacaklarını kavramıştı.

"Birazdan Eza gelir Eflâ gidip üzerini değiştir."

Başımı omzuna yaslayıp nabzının üzerine derin bir öpücük bıraktım. "Beni odaya kadar götürmezsen gitmem." dediğimde kahkaha attı ve yönünü yatak odamıza çevirdi.

Odamıza girdiğimizde sırtından imip aynanın karşısına geçtim. Üzerimde gri şort ve şeytan desenli siyah tişört vardı.

Şortumu indirip dolabın karşısına geçtiğimde üzerimde hissettiğim bakışlarla gözlerimi sevgilime çevirdim. Yatağa oturmuş beni seyrederken gülümsedim.

"Hâlâ gitmeyebilirim." dediğimde başını onaylamazca salladı. Oflayarak elime ilk geçen siyah pantolonu bacaklarımdan geçirdim ve düğmesini ilikledim.

Zil sesiyle odadan çıktığımda Aksel peşimden gelmişti. Dış kapıya ulaştığımda açamadan kağıya yaslanan elle ona döndüm.

"İyi bir işe sahip olman için gitmen lazım sevgilim. Açıkçası bana kalsa seni eve kilitler ve güzel yüzünü kimsenin görmemesini sağlardım ama evde senin sözün geçiyor." dedikten sonra elini pantolonuma atıp açık kalan fermuarımı kapattı. Yanaklarım yanmaya başladığında dudaklarıma ufak bir öpücük bıraktı, vestierden aldığı içi boş sayılabilecek çantamı bana verdi.

"Dikkatli ol,seni seviyorum." dediğinde yüzünü avuçlayarak yanağını ısırdım.

"Seni seviyorum." dedikten sonra kapıyı açarak evden çıktığımda Eza Aksel'e selam verip koluma girmişti.

"Nasılsın bebeğim?" dedi.

"İyiyim yavrum sen?"

"İyi sayılır." derken saçını geriye atmıştı. Motoruna geldiğimizde anahtarı bana atmış,kaskını başına geçirmişti.

Kaskımı taktıktan sonra motora binmiştim benim ardımdan binen Eza ile motoru çalıştırıp okulun yolunu tuttuk.

**
"Bir yere gidelim mi?" dedi Turgay elindeki sigarasını söndürürken.

"Son bir dersim kaldı beklerseniz gideriz." dedi Ezgiyle hepimiz onayladık.

"Aksel'e haber vereyim o zaman." dediğimde Ela kocaman gülümsemişti.

Onlardan uzaklaşıp rehbere girip Aksel'i buldum. Çalan telefon anında açıldı.

"Selam,"

"Selam güzelim. Bir şey mi oldu?" dediğinde dudaklarım kıvrıldı.

"Hayır bir şey olmadı. Sadece çocuklarla dışarı çıkmak istiyoruz,haber vermek istedim."

"Anladım,dikkatli ol tamam mı?" dediğinde kaşlarım çatılmıştı. Her zaman dese bile şu sıralar sürekli söylemesi beni kuşkulandırıyordu.