Kalabalık koridorda yürürken bir an önce sınıfa ulaşmaya çalışıyordum.
Okuldan nefret ettiğimi söylemiş miydim? Söylemediysem,hayvanat bahçesinden farksız olan bu yerden nefret ediyorum.
Gerçi istisnalar hariç çoğu şeyi sevmezdim.
Kolunu omzuma atan Ömer'i gördüğümde gülümsedim.
"Prensimiz okula teşrif etmiş sonunda." dedi o da bana gülümserken.
"Öyle oldu."
Kıkırdayıp, "Nerelerdesin sen abi?"
"Evde kafamı dinliyordum ya" çenemi tutup kendine çevirdiğinde yüzüme tükürmesiyle afallayıp durdum.
"Tü tü maşallah. Hâlâ güzelsin. Tatilin yaramış sana."
Yüzümü silip belini cimcikledim. O ahlayıp çekilirken konuştum.
"Lama mısın sen gerizekalı."
Umursamayıp tekrar kolunu omzuma attığında sınıfa yaklaşmıştık.
"Boşver bunları,sınıfa yeni birisi geldi görmen lazım çok güzel."
"Okul bitmek üzere değil mi aga? Niye gelmiş?"
"Kimse bilmiyor. Sınıftadır belki tanışırsınız. Ama yavşama sakın he."
Ona 'gerizekalı mısın amk' bakışlarımı attım.
"Ha doğru.." mırıltı şeklindeki sesini neredeyse duymayacaktım.
Sınıfa girdiğimize altı kişi vardı. Sırama geldiğimde çantamı attım.
"Bak şu ortalarda uyuyan kız." Ömer'in dediğiyle o tarafa baktım.
Uyuduğu için yüzü gözükmeyen uzun saçlı kızı yalandan süzdüm. Yanımda kızı öven Ömer bir yandan cebinden çıkardığı kuru yemişleri yiyordu.
Bir süre sonra susup unuttuğu ödevi yapmaya başladığında sınıf yavaştan dolmaya başlamıştı.
Zilin çalmasına on dakika varken kapı aniden açıldığında herkes yerinde sıçradı. Sanki peşinden birileri kovalamış gibi duran Turgay beni görünce yanıma geldi.
Yakama yapışan iki iqlu arkadaşımla nefesimi üfledim. Hesap vereceğimi tamamen unutmuştum.
"Nerdesin orospu çocuğu?!" bağırtısı sınıfta yankılandığında dedikoduya meraklı sınıf sessizliğe bürünmüştü.
"Sakin olur musun.." Ömer kibarlığı elden bırakmamış ılımlı bir şekilde Turgay'a yaklaşırken Turgay,
"Sen sus!" diye bağırınca yerine sindi.
"Turgay bağırmayı kes amına koyayım kulak zarım patladı."
Beni sarsıp kızmaya devam ederken ellerine vurup ittim.
"Yayık ayranı mıyım ben şerefsiz düzgün dursana!" yükselen sesimle önümdeki sıraya oturup üzerini düzeltmişti.
Sessiz kaldığını görünce derin nefes aldım.
"A-" elini havaya kaldırıp sözümü kesti.
"Tamam sus. Biliyorum zaten aksiyon olsun diye şey etmiştim."
Hiçbir şey olmadığını gören sınıf kendi işine döndüğünde rahatlamıştım. Ne kaos sever insanlardı bunlarda anasını satayım.
Dizine geçirdiğim ayağımla dişlerini sıkıp inlediğinde arka taraflardan gelen 'ne oluyor?' sorusuyla tüm gözlerimizi o tarafa çevirdik. Geç yükleniyordu herhalde.
Yüzündeki saçları çeken tanıdık kızla şaşırdım.
"Ela?"
"Efla?" o da beni gördüğüne şaşırmış olmalı ki gözleri kocaman olmuştu.
Ayağa kalkıp yanımıza geldiğinde aniden sarıldı. Üzülmesin diye sırtını patpatlayıp ayrıldım."Siz tanışıyor musunuz?" dedi Ömer.
"Evet skaterparkta tanışmıştık." dediğimde Ela kaşlarını çatıp yanaklarını şişirmişti.
"Beni aramadın." ona ne cevap vereceğimi bilemediğim için mahcupça gülümseyip ensemi kaşıdım.
Aramak aklımın ucundan bile geçmemişti.
"Niye arasın?" Turgay kaşlarını çatmıştı.
"Neden aramasın?" Ela da kaşlarını çatmış savaşa hazırlanıyor gibi tavır almıştı. Bu düşmancıl tavırlarına kaşlarımı kaldırdım.
"Yerine gider misin rahatsız oluyoruz." dedi samimiyetsiz gülüşüyle Turgay.
"Hey" uyarıcı sesiyle Ömer'e dönen Turgay tam konuşacakken hoca sınıfa girmişti.
Herkes yerine geçerken az önce olanları umursamayıp başımı sıraya koydum.
Uyusam iyi olurdu.
**
On iki dakikadır aralıksız bakışıyorduk. Gerici atmosferin hakim olduğu masada iştahım kaçmıştı.
Benim aksime Eza hâlâ yiyordu. Turgay Ela'ya dikdik bakıyor,Ezgi ise yabani bakışlarını etrafta gezdiriyordu.
Ela önündeki tostunu didiklerken ofladı.
"Ay yeter be içim şişti."dedi Eza.
"Pek öyle görünmüyordu ama.." Eza'nın önündeki yemeği işaret ettim.
"Lokmalarımı mı sayıyorsun sen benim?!" cırlamasına yüzümü buruşturdum.
"Sakin bir şey demedim."
Kısa konuşmanın sonunda yine sessizilik oluşmuştu.
Ela kalkıp kimseyi umursamadan gözlerime baktı.
"Daha sonra görüşürüz Efla. Şimdi gitsem iyi olur."
Cevap vermeme izin vermeden arkasını dönüp gittiğinde gözlerimi bizimkilere çevirdim.
"Ulan herkese samimi yaklaşıyorsunuz bu kıza niye böyle davrandınız?"
Ezgi ellerini kaldırıp,"Beni biliyorsun kanka."
"Hadi seni geçtim.Eza?Turgay?"
"Turgay sevmemiş. Ben de kankalık vazifemi yerine getiriyorum işte." Eza umursamazca omuz silkip dürümü ağzına basmıştı.
"Kanka..." Turgay kalbini tutup acı çekiyormuş gibi davrandığında Ezgi güldü.
Turgay'a güldüğünü fark edince tiksinir gibi bir ses çıkardı.
Turgay başını kaldırıp ona baktığında Eza ellerini çırptı.
"Hadi kavga edin neşelenelim. Bu ne içimiz geçmiş bu yaşta."
Ezgi ona kızarken bir yandan tartışma çıkarmaya çalışan Turgayla uğraşmaya başladı.
Bu hallerine bakıp iç çektim. Çocuk gibiydiler.
Ela aklıma gelince Eza'nın ayranından bir yudum aldım. En kısa zamanda gönlünü alıp özür dilemeliydim.
**
Selam aşklar eheueue
Ela'yı çok görmeyeceksiniz ama önemli bir karakter
Neysem görüşürüz🌈
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFLÂ ➳ bxb
Sonstiges[TAMAMLANDI] "Saymayı bırak." yumuşak sesiyle ona baktım. "İsteyerek olmuyor." derin nefes alıp beni göğsüne bastırdı.Sevgisini en çok hissettiğim anlardan birisindeydik. Gülümseyip konuşmaya devam etti. "Sakinleşmen için sana şarkı söylememi ister...