Merhaba,
Arda,17.bölümdeki adam.Boynumdaki sızı yerini belli ederken can havliyle yerimde doğrulmaya çalıştığımda bileklerimdeki keskin sızıyla geriye devrilmiştim. Başımı tekrar kaldırıp baktığımda yatağa bağlı ellerimle bir süre bakıştık.
"Siktir." kısık sesim yüzünden kelime kulaklarıma bile ulaşmadan düşmüştü. Zihnim karanlıktan kurtulurken yaşanan olaylar gözlerimin önüne bir bir gelmeye başladı. Markete gitmemiz,Mert,kavga,bayılmam...
Ezgi ne haldeydi? Umarım ona daha fazla zarar vermemişlerdir. Aksel? Cehennem çanları çalıyordu. Kesinlikle burada kalmayacaktım. Ya birileri beni kurtaracaktı, ya da kendim kaçacaktım.
Gri demir kapının kilit sesiyle oraya odaklandığımda kapı açılmış,içeriye uzun boylu bir kadın girmişti. Düzgün üstü,yapılı saçlarıyla hanımefendi imajı çizen kadın sakin adımlarla yanıma yaklaştı.
"Uyanmışsın." Sağol bilmiyordum.
"Uyandığın an gördüğün ilk yüz efendimizin yüzü olmalıydı,ancak lanet sevgilin rahat durmamışa benziyor?" kırmızı rujla süslenmiş dolgun dudakları arasına yerleştirdiği sigarayı ateşledi.
"Ne kadardır buradayım?" dedim. Aksel onları rahatsız ettiğine göre ya uzun zamandır buradaydım ya da onun şüphelendiği birileri vardı.
"İkinci günün. Nasıl vurdularsa uyanmak bilmedin." dedi alay kokan sesiyle.
"Neyse uyandığına göre yakında efendimizle bizzat tanışacaksın. Bol şans Eflâ." dedikten sonra sigarasını avuç içime bastırdı. İnlediğimde gülümsedi. "Bu bizim ufak sırrımız olacak." dedimten sonra eteğini düzeltip odadan ayrıldı.
Avucumun içi sızlarken derin nefes alıp başımı yatağa bastırdım. Acıya dayanıklı olmam bile küçücük bir izmarite yenilmemi engellemiyordu.
Acının şiddeti geçerken nefesimi verip bedenimi sıkmayı kestim. Başımı kaldırıp odayı incelemeye başladım. Beyaz odada yatak dışında yatağın hemen karşısında koyu gri demir bir dolap vardı. Küçük dolap iki kapaklıydı,aşağısında ise üç çekmecesi vardı.
Onu incelemeyi kesip başka bir şeyler aramaya başladığımda duvarlardaki kırmızı,siyah izler dikkatimi çekmişti. El izlerine benzeyen dağınık renkler kirli bir görüntü oluşturuyordu. Kurumuş kan olduğunu fark ettiğimde nefesim kesildi.
Yatağın başlığının yaslı olduğu duvara bakmak için başımı geriye atmaya çalıştığımda boynum acımıştı. Kendimi zorlayıp duvara baktığımda günler önce gördüğüm,duvar ve yüzüğün üzerindeki,siyah yılanın çizimi olduğunu görmüştüm.
Bir şeyler bulabilmemin verdiği rahatlamayla boynumu rahat bıraktım. Şimdi,elimde kısıtlı bilgi vardı ancak yeterliydi.
Mert,tam bir orospu çocuğuydu. Ama bu işin ele başı değildi. Yani beni kaçıran kişi o olsa bile başka biri için çalışıyordu. Efendi dedikleri adam/kadın denilen Şahmeran için buradaydım. O gün gittiğim bar da,yürüdüğüm sokaklarda sikik bir çeteye aitti. Sadece tahmindi burası,çünkü bunlar gangsterlerin yapabilecekleri işlerdi.
Aksel beni uyarmıştı çünkü barın Şahmeran ile bir bağlantısı vardı. Bu şehre taşınmadan önce kem küm etmesinin sebebi ise bu adamların beni çoktan bildikleriydi muhtemelen.
Aksel'in pis işlerle uğraştığını biliyordum. Bıraktım demişti ama bu lanet dünyada bir geçmişi vardı. Ya Aksel vesile olmuştu beni tanımasına,ya da rastgele bulmuştu. Yüzüğü cebimde bulduğum zamanı hatırlamaya çalıştım. Aksel ile tanışıyor muydum o zamanlar? Hatırlamıyordum. Şu an bu önemli de değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFLÂ ➳ bxb
Diversos[TAMAMLANDI] "Saymayı bırak." yumuşak sesiyle ona baktım. "İsteyerek olmuyor." derin nefes alıp beni göğsüne bastırdı.Sevgisini en çok hissettiğim anlardan birisindeydik. Gülümseyip konuşmaya devam etti. "Sakinleşmen için sana şarkı söylememi ister...