Ne zamandan beri sayılardan ibaret olmuştum? Yoksa hep mi böyleydim. İnsanları,adımlarımı,nefes alış verişlerimi ve daha nicesini saymak bazen iğrenç bir durum oluyordu. Ama içimdeki boşluğu anca düşünmemi engelleyerek yok sayıyordum. Bazense kendime izin veriyordum ve saatlerce düşünüyordum.
Hiç mi yaşayamamıştım,hiç mi hissedememiştim? Kimse uyarmamıştı ki beni. Nasıl yaşayacağımı bilmezken kaybolmaktan başka hiçbir şey yapamamıştım.Titreyen elimdeki sigara çoktan sönmüştü. Başımdan aşağı boşalan yağmur gözlerimi acıtıyordu ama kapatmak istemiyordum. Gözümü kapattığım anda yok olacak gibi hissediyordum.
Yine ıssız bir sokaktaydım,yine içimdeki ıssızlığı yağmur sesiyle bastırmaya çalışıyor ama yine başaramıyordum. Gerçi neyi başarmıştım ki şu ana kadar? Doğru düzgün kimseyi sevememiş,kimseyi mutlu edememiştim. Kimse tarafından sevilmemiş,kimseye sığınamamıştım.
Arkadaşlarıma haksızlık ettiğimi fark ettim,onlar beni gerçekten sevmişlerdi. Annem geldi gözümün önüne, boynuma doğru süzülen yağmur damlası gibi düştü aklıma onunla olan anılarımız. Hepsi kötüydü...
Birinde ona sarılmış ağlarken beni teselli ediyor diğerinde babamın elleri ruhumu soldururken o sadece izliyordu. O suçluydu,o suçsuzdu. Herkes kendince haklıydı.
Ben hariç...
Bazen yaşamamam gerektiğini düşünüyordum. Düşünmekle kalmayıp gitmek için çabalıyordum.
Olmuyordu. Hiçbir zaman tamamen vazgeçmemiştim,bu gitmemi engelliyordu.Ama bu sefer farklıydı. Tamamen gözden çıkarıldığımı parmak uçlarıma kadar hissetmiştim.
Uzaktan gelen köpek sesleriyle sırtımı soğuk duvara yasladım. Yağmur şiddetini arttırmış tüm bedenimin tamamen ıslanmasını sağlamıştı. Sert yer beni rahatsız ederken kıpırdandım. Ama alışık olduğum için çokta umursamadım.
Düşündüğüm şeyle histerik bir gülüş çıktı ağzımdan. Acınası.
Peki baban? zihnime yankılanan sesle gözlerim yandı.
O bu hikayenin en suçlu olanıydı. O kendini kontrol edemeyen ama etrafındakilerini kuklaya çeviren hasta ruhlu bir adamdı. O benim en büyük cezamdı. Suçsuz olmama rağmen en büyük ceza bana bahşedilmişti. Bu düpedüz adaletsizlik,acımasızlıktı.
Sessiz sokakta yankılanan tekerlek sesiyle gözlerimi lüks araca çevirdim.
Çok takmayıp önüme döndüğümde araba önümde durunca kaşlarımı çattım. Ama başımı yerden kaldırmadım. Belki babamın adamlarıydı,belki Aksel'in bahsettiği kötü adamlardı. Umrumda değildi,bezmiştim artık.Arabadan inen kişi yavaşça yanıma yaklaştı. Dibimde bittiğinde başımı kaldırdım. Baygın gözlerim Aksel'i görünce duraksadım. En son 3 gün önce görmüştüm onu.Ne işi vardı bu adamın burada amına koyayım?
Yeşillerimi elalarından çekip ardına baktım. İki arabayla gelmişlerdi. Diğerini fark etmeyen aklımla ne bok yiyeceğimi daha sonra düşünürdüm artık. Siyah takım elbiseli üç kişinin yüzü bu tarafa dönüktü.
Önüme gelen elle gözlerimi yeniden ona çevirdim. Elini tutmamı bekler gibi bakarken itip ayağa kalktım. İçtiğim birkaç biradan dolayı sendelediğimde beni tuttu.
Neden hâlâ tek kelime etmiyorduk amına koyayım?
"Bırak." onu itmeye çalışırken izin vermeyip belime daha sıkı sardı kolunu. Sikecekti herhalde?
Aklıma gelen ihtimalle gözlerim kocaman oldu. Sikmezdi değil mi? Çırpınmaya başlayınca oflayıp bıraktı.
"Bir dur yerinde amına koyayım"
"Bırak lan" der demez boşlukta olduğumu fark edip şaşırdım. Ne ara bırakmıştı?
"Bıraktım ya"
"Tamam" dedikten sonra üzerimi düzeltip yürümeye devam edecekken yine tuttu. Aniden dönüp yüzüne yumruğu geçirdiğimde hareketlenen adamlarına durmalarını söyledi.
"Bizimle gelmen lazım,evine gidemezsin"dedi.Ardından cebinden çıkardığı mendille kanayan dudağını sildi.
"Gelmiyorum hiçbir yere siktir git"
Bezgince nefes aldı.
"Alkollüsün,sırılsıklam olmuşsun geberecek yer arıyorsun sanırım."
Bomboş gözlerimle ona baktığımı görünce eliyle alnını ovuşturdu.
Adamlarına el işareti verdiğinde anlamsızca onları izledim.Başıma aldığım darbeyle ne yaptıklarını anladığımda çok geçti...
**
Uyanmama rağmen tam tamına 42 dakikadır yerimden kıpırdamamıştım. İzleniyordum. Ve bu oldukça rahatsız edici bir histi. Sıkılmaya başlamıştım ve o gitmeyecek gibiydi. Biraz daha gidecek umuduyla bekledim,gitmedi. Küçük oyunumu devam ettirmek istemediğim için aniden kalktım.
Yatağın yanındaki tekli koltukta oturmuş elalarını bana dikmişti. Kaçırılmıştım. Resmen beni kaçırmıştı koduğumun delisi.
Sinirlenmemi beklerken sadece bu kadar tepki verdiğimi görünce umutsuzlukla ofladım. Acilen toparlanmam lazımdı.
Tepkisizce kalkıp kapıya ilerledim.Kapıyı tam açacakken,aynadaki yansımadan üzerimdeki bana ait olmayan kıyafetleri gördüm. Hassiktir.
Hemen eşofmanın belinden tutup sündürdüm. Kendi boxerımı görünce rahat bir nefes aldım. Hareketlerimi takip eden sapığa döndüm,"Tuvalet nerede?" saatler sonra ağzımdan çıkan ilk kelimelerin bunlar olması komik gelmiş olmalıydı ki güldü.
"Odadan çıktıktan sonra sağ taraftaki ikinci kapı." cevap vermeyip karnımı kaşıyarak tuvalete gittim. İşimi halledip çıktığımda aşağı inen merdivenleri görünce oraya ilerledim.
Aşağı indiğimde ileride olan koltukları görünce kendimi oraya attım. Hiç kaçırılmamış gibi davrandığımın farkındaydım ama tepki vermek içimdeb gelmiyordu. Bok yoluna gitsem bu yolu kim yaptıysa berbat yapmış muhabbetini yapacak kadar umursamaz hissediyordum.
Duyduğum sesle merdivenlere baktım. Aksel,tüm asaletiyle aşağı iniyordu.
Onun indiğini görmeme rağmen yerimde kıpırdamadım. Karşıma oturduğunda konuşmamızın zamanının geldiğini anladım.
Konuşmama fırsat vermeden anlatmaya başladı.
"Dün evine geldim ama yoktun. Dünden beri seni arıyoruz."dedi hafif sinirli sesiyle.
"Neden beni arıyorsunuz?"
"Dün kontrole gelmiştim ama evinin bahçesinde çatışma çıkmış. İki koruma yaralıydı. Seni kaçırdıklarını falan sanmıştım ama eve bile gitmemişsin" dediğinde başımı önüme eğip saçımı karıştırdım. Babamın işlerinin temiz olmadığını biliyordum. Ama daha önce hiçbir olayı eve kadar gelmemişti. Sanırım bu sefer birilerini çok fazla sinirlendirmiş.
"Korumaların durumu nasıl?Kim yapmış bunu?" kısık sesimle aciz hissetsemde umursamadım. Tek sorunum bu değildi.
"Korumalar iyi" derin nefes alıp devam etti "Ve kimin yaptığını bulamadık bir süre burada kalsan iyi olacak. En azından babanlar gelene kadar"
Başımla onayladığımda afalladı. Bu kadar çabuk kabul edeceğimi düşünmüyordu sanırım.
Ayağa kalkıp uyandığım odaya gideceğimi söyledim. Onayladığında oyalanmadan yukarı çıktım.
Bu adama da güvenemezdim. Şu an tamamen savunmasızdım. Komodinin çekmecelerinde bulduğum telefonumla Pamir'e durumu bildiren bir mesaj attım. Umarım en yakın zamanda gelirdi.
**
SaAAŞKIM PAMİRİM BEBEĞİM AĞLİCM
Seme pamir falan değil bu arada kafanız karışmasın o sadece kitabını yazmaya cesaret edemediğim minik bir bebek hrr
Sonu biraz yalama oldu kb
860 kelime😳
neyse görüşürük🌈
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFLÂ ➳ bxb
De Todo[TAMAMLANDI] "Saymayı bırak." yumuşak sesiyle ona baktım. "İsteyerek olmuyor." derin nefes alıp beni göğsüne bastırdı.Sevgisini en çok hissettiğim anlardan birisindeydik. Gülümseyip konuşmaya devam etti. "Sakinleşmen için sana şarkı söylememi ister...