**
Evin bahçesindeki masada yüzümdeki gri cilt maskesiyle elimdeki poğaçayı yerken pek mutlu görünmediğime eminim. Annemler evde yoktu,ev sessizdi. Bulutlu olmasına rağmen ılık bir rüzgar esiyordu ve bu tenimde çok hoş bir his bırakıyordu. Aslında bugün çocuklarla buluşacaktık ama ekilmiştim. Acilen çevremi düzeltmem gerekiyordu bunlarla hayat mı geçerdi? Elimdeki peynirli poğaçayı ağzıma basıp ayaklandım. Maskeyi yıkamanın zamanı gelmişti.
Yüzümü yıkadıktan sonra kurulayıp oturma odasına gittim. Kendimi koltuğa atıp rastgele bir anime açtım.
Uzun bir süre sonra saate baktığımda sadece bir saat on dört dakikanın geçtiğini fark edince koltuğa kafa attım. Olmuyordu böyle dışarı çıksam iyi olurdu.
Yukarı çıkıp üzerimi değiştirdim kaykayımı ve cüzdanımı aldıktan sonra kendimi evden dışarı attım.
Uzun bir yürüyüşten sonra skateparka gelmiştim. Çok fazla kişi olmadığı için rahatça kayabilirdim.
Birkaç kişinin bulunduğu alana girdim,umarım bir yerimi sakatlamazdım.
**
"İşte öyle ya" kısa kesip kaykayımı incelemeye devam ettim."Vay şerefsizler ya! Seni satanda ne bileyim" muzipçe gülen kızla kıkırdadım.
"Satan satıyor işte "
"Aman boşver o hainleri. Seni satmasalardı belki tanışamayacaktık" Ela'nın sözlerine gülümsedim. Tanışalı daha yarım saat olmuştu. Kaykaycıydı ve bayağı yetenekliydi bu konuda. Adı gibi ela gözleri vardı. Cidden tatlı bir kızdı.
"Aynen,kalk çimlerin oraya gidelim yoruldum kaymaktan"
"Tamaamm" eşyalarını toplayıp kalktık.
Yorgunlukla kendimi çimenlere atıp telefonumu cebimden çıkardım. Sessizde unuttuğumu fark edip küfrettim. Eza birkaç kez aramıştı. Onu geri arayıp yerimde biraz daha yayıldım.
Kısa konuşmamızın ardından buluşmak istediklerini öğrenmiştim. Beni sattıkları için utanmaları gerekirken yeni buluşma ayarlamalarına sövüyordum ki Eza bana sürpriz hazırladıklarını ağzındam kaçırdı. Salak Ezgiden dayak yiyecekti haberi yok.
Bu sürede Ela beni izliyordu."Arkadaşım aradı da gitmem gerek" gülümsememe karşılık verip,
"Sorun değil numaranı aldım zaten tekrar görüşürüz değil mi?" heyecanla sarf ettiği kelimelere karşılık başımla onayladım.
"Buluşuruz tabii,"
Vedalaştıktan sonra çıkışa ilerledim.
Buluşma yeri buraya yakındı. İzlendiğimi hissedince duraksadım. Çok umursamadan ilerlemeye başladım,geçen saatlerin sonunda çok fazla kişiyle dolan parktaydım sonuçta.
Eza'nın bahsettiği kafeye yaklaştığımda kapının orada bekleyen Ezayı gördüm. Beni görünce hayvan gibi el sallamaya başladığında utançla başımı aşağı eğdim.Bu kızın ciddi anlamda utanma duygusu yoktu."EFLAA" bağırmasıyla adımlarımı hızlandırdım. Yanına varır varmaz kollarını tutup kafeye soktum.
"Salak! Ne bağırıyorsun rezil ettin bizi"
"Of Efla ne takıyosun kafana. Bir daha nerde göreceğiz sanki"
"Tamam kes. Diğerleri nerde?"
"Ay due senin gözünü bağlamalıyım.Unutmuşum." panikle cebinden çıkardığı siyah bandanayı bağlamak için yaklaştığında onu durdurdum.
"Ne gerek var kızım" yanağıma hafifçe vurup susmam gerektiğini belirtti.
Boynumu büküp bağlaması için biraz eğildim."Hah böyle itaat et köle" alaylı sesiyle ağzının ortasına bir tane vurmak istedim.
Kolumdan tutup sürüklemeye başlayınca ikimizde konuşmayı kestik. Kim bilir ne yapmıştı salaklar.Sırtımdan itince kısık bir küfür savurdum. Maldı bu kız.
Birisi arkamdan yaklaşıp gözümü açtığında karşılaştığım manzarayla gözlerim doldu. Arkadaşlarımın üzerime atlamasıyla hızla onlara sarıldım. Sıksık olmasada birbirimize yaptığımız sıradan sürprizlerdi ama her seferinde duygulanırdım.
Küçük bir pastanın üzerine dört mum vardı. Ve birkaç hediye paketi. Aburcuburlara bakmadan onlara döndüm.
Hepsi ilgiyle bana bakıyordu."Çok güzel bu..." duygulanmış suratıma daha fazla dayanamayıp kahkaha attıklarında gözlerimi devirdim.
"Yerim ya tipe bak" Ezgi salağı benimle dalga geçerken Turgay hediyesini uzatmıştı.
"Sattık sandın dimi seni salak"
"Neyse hadi aç hediyemi çok beğeneceksin" dedi Turgay keyifle hediyeyi açışımı izlerken.
"Beğeneceğini sanmıyorum,benimki daha güzel" Ezgi'nin dediğiyle birbirlerine girerken hediyeyi tamamen açmıştım. Anasını satayım yirmi kat pakatlemişti beyinsiz.
Elimdeki mavi supermanli boxera bakarken Eza gülmeye başladı.
"Bu ne amına koyayım?" dediğim şeyle Turgayın suratı asılınca gülümsedim.
"Şaka şaka güzelniş gel sarılalım" bir süre sarıldıktan sonra ayrıldım.
"Sırada benim hediyem vaaar" Eza elindeki büyük paketi bana uzattı. Açtığımda içinden 15den fazla kitap olduğunu görünce heyecanla gülümsedim. Kitaplar dünyadan en sevdiğim şeylerden birisiydi. Kollarımı ona sarıp teşekkür ettikten sonra. Ezginin hediyesine geçmiştim.
Fazla büyük olmayan kutuyu açtığımda fazlasıyla şaşırmıştım."Oha kızım nerden buldun bunu,sınırlı üretimdi"
Ezgi bilmişçe sırıtıp,"Ne sandın bizi lan. Bulmam biraz uğraştırıcıydı ama buldum. Çok beğenmiştin"
Ona sıkıca sarıldım.
"Ama pahalıdır bu şimdi ne gerek vardı" dediğim şeyle kafama vurdu."Sus be senden değerli mi?"
gülümseyip teşekkür ettikten sonra kolyeyi boynuma takması için ona arkamı döndüm. Ucunda küçük bir pırlanta vardı. Zarif bir kolyeydi. Çok istemiştim ama o zaman yanımda para yoktu ve sonra da zaten sınırlı üretim olduğunu öğrenmiştim.Ben alana kadar bitmişti bile.Hediyelerden sonra Turgay'ın ısrarları sonucu pastayı kestik.
Masada bir şey kalmayana kadar yedikten sonra hepimiz arkamıza yaslandık.
"Fazla yedim galiba ya of midem" Eza şişmiş karnını ovarken homurdanıyordu.
"İyi yedik harbi" beni onayladıklarında. Hâlâ yemeye devam eden Ezgiye döndüm.
"Ezgi çatlayacaksın yeter" beni umursamadan içeceğinden bir yudum aldı.
"Midende karadelik falan mı var?" dedi Turgay ona garipçe bakarken.
Ezgi'nin kaşlarını çatmasıyla yine kavga edeceklerini anlayıp ofladım."Kalkın gidelim artık yeter hava karardı zaten." yavaş yavaş toparlanıp kafeden dışarı çıktık. Ödemeyi çoktan yaptıkları için şükrettim birde 'bırak ben ödeyeceğim' tartışmasını çekemezdim.
Evlerimiz çok ayrı yerlerde olduğu için vedalaşıp ayrı taksilere bindik.
Kafamı koltuğa yasladığımda gökyüzüne baktım. Ağrıyan mideme elimi bastırıp homurdandım.
**
slmyazim yanlisi varsa kusura bakmayin
neyse gidip alm performans ödevimi yapıcam ağlamak
bay bay
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFLÂ ➳ bxb
De Todo[TAMAMLANDI] "Saymayı bırak." yumuşak sesiyle ona baktım. "İsteyerek olmuyor." derin nefes alıp beni göğsüne bastırdı.Sevgisini en çok hissettiğim anlardan birisindeydik. Gülümseyip konuşmaya devam etti. "Sakinleşmen için sana şarkı söylememi ister...