"Lanet olsun!"diye bağırdım ayağıma düşen ağır cisim ile. Gözlerimi yere indirmemle bu ağır cisimin, yeni almış olduğum tost makinesi olduğunu anladım. Bunu nasıl düşürmeyi başarmıştım Allah aşkına?
Onsekiz yaşında olduğumdan artık halamın evinden ayrılmış kendi hayatımı kurmaya başlamıştım. Kendi hayatımı kurmayı küçük bir eve kiracı olmakla başlamıştım. Bu küçük ev boşalır boşalmaz talip olmuştum. Kirası fazla pahalı değildi ve çalıştığım işle hem burayı karşılıyabilirdim hemde aynı zamanda, okul işlerimi halledebilirdim. Ailem ben daha çok küçükken vefat edince, halam beni büyütmüştü. Ona daha fazla yük olmak istememiştim, üstelik o evde kalmayı sevmiyordum da... Kendimi hiçbir zaman seviliyormuş gibi hissetmemiştim, bir yük gibiydim o evde.
Kapının çalmasıyla tostmakinesini elime alıp, aldığım küçük masaya koydum. Masa ikinci elden olmasına rağmen sağlamdı. Burukça gülümsedim ve ayağımın acısını unutmak istercesine hoplaya zıplaya kapıya vardım, kapıyı açmamla evin sahibi olan yaşlı teyzeyi karşımda gördüm.
"Kızım, yardım lazım mı?"
"Yok teyzem, sen yat dinlen ben hallediyorum."
"Yok olmaz öyle şey, az kenara çekil bakıyım. "Diye emir vermesi ile gülümsedim ve kenara çekildim. Handan teyze, içeriye girdi ve evin dağınık halini görünce kahkaha atmaya başladı. Gerçektende ev fazla dağınıktı, bütün aldığım eşyalar karışık haldeydi ve elbiselerim, kitaplarım her şeyi kutularından çıkartıp yere fırlatmıştım. Berbat bir ev kadınıydım.
"Onsekiz yaşındaki bir kızdan ne bekliyorsam?"diyerek güldü ve elinde olduğunu yeni gördüğüm temizlik malzemelerini yere koydu. "Şimdi sen bir işin ucundan tut yeter ben geri kalanını hallederim."
"Yok teyzem ne gerek var."diye itiraz ettim, beni sevmeyen bir ailenin yanında büyüdüğümden, yardıma alışkın değildim. Üstelik hayat bana bir şey öğretmişti, her yardımın bir karşılığı vardı ve ben karşılığı ödemekten bıkmıştım artık.
"Sen çekil bakalım, ne daha yeniden beri karşı çıkıyorsun."
"Tamam teyzem bir şey demedim."demekle yetindim ve teyzemin bana verdiği işleri günün geri kalanında yaptım. Sonunda ev oturulacak hale gelmişti. Evde fazla bir şey yoktu zaten. Ev küçüktü, iki yatak odası ve bir oturma odası vardı. Oturma odasına, iki koltuk koymuştuk. Koltuklar çok yakın arkadaşım, abim dediğim halamların mahallesinde tanıştığım Ömer'den hediyeydi. İkinci elden almış olduğum masa da ortaya konulmuştu. Televizyon ise, fazla modern olmasa da idare eden bir televizyondu. Yinede buna da şükretmiştim en azından sıkıldığımda yapabileceğim bir şey vardı. Yatak odaların birinde yatak, diğerinde ise bir koltuk vardı. Bir kaç senedir çalışmış olduğum için az çok bunları karşılıyacak şekilde param vardı.
"Güzel oldu, güzel,"dedi Handan teyze ve koltuğa yayılarak oturdu. "Kızım, gel benim eve geçip yemek yiyelim."
"Gerek yok teyzem, sağol."
"İtiraz istemem."
Handan teyzenin evine gitmiş orada güzelce yemeğimizi yemiştik. Handan teyze tek başına yaşayan bir kadındı. O yüzden beni sıkıca tembihlemişti, bir şey olduğunda ona gitmem konusunda. Akşam üzeri kendi yeni taşınmış olduğum eve gitmiştim ve kendimi yatağa atıp, yorgunlukla yatmıştım.
***
Sabah uyandığımda, bir duş alıp, üzerime tayt ve Kasım ayının soğukluğunu gidermek adına uzun bir kazak giydim. Ardında aşağıya koştum. Acıkmıştım ve bugün cumartesiydi, yani okulun kantininde yiyemiyecektim. Kendim bir şeyler hazırlamam gerekti. Mutfağa geçtim ve tam takır kuru bakır olan buzdolabından yiyebileceğim bir şey aradım, ama dediğim gibi buzdolabı tam takır kuru bakırdı. Zaten yeni taşınmıştım ne olmasını bekliyordum ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana da aşık olur musun? (Tamamlandı)
RomanceGenç kızın yeni taşındığı eve bir mektup gelmişti. Mektupda askerdeki bir gencin aşk hayalleri yazıyordu. Sorun şuydu, o mektuplar lise son öğrencimize değilde, evin eski sahibine geliyordu. Peki ya bir gün genç kızımız mektuplardan fazlasıyla etkil...