20. İyi geceler küçük cadı.

8.6K 700 87
                                    

Akşam yemeği, düşündüğümün aksine oldukça keyifli geçmişti. Ayten teyze dakika başı Batuhan'ın önüne yemekler koymuş, bunu da ye diye tutturmuştu. Cevdet bey ise, oldukça sakindi. Tek bir kelime bile etmemişti. Zorunlu olmadığı, eşi bir soru sormadığı müddetçe hep susmuştu. Batuhan ise tuhaf bir şekilde, mutlu gibiydi. Etrafına bakıyor, masaya bakıyor ve gülümsüyordu.

Bu evin onda bir sürü anısı olmalıydı... Bir sürü güzel, bir sürü eğlenceli anısı olmalıydı. Akşam yemeğinin ardından, televizyon karşısına geçilmiş bir dizi izlenilmişti. Daha doğrusu Ayten teyze ortamı yumuşatmak adına bir sürü saçma saçma yorumda bulunmuştu. Gittikçe bu kadını daha fazla seviyordum...

"Yarın okula gidecek misin Zehra?"

"Evet Ayten teyze,"dedim gülümseyerek. "Ne yaziki gitmek zorundayım! Batuhan beni sınavlara çalıştırıyor, profesör yapacak beni galiba!"

Batuhan bu durumdan eğleniyormuşcasına gülümsemişti; yüzünde dalga geçen bir ifade vardı. Alaylıydı. "Çarpım tablosunu elini kullanmadan yapabilsen, mutlu olacağım. Gözüm yükseklerde değil küçük cadı, cidden. Sen ve profesör? Biraz imkansız."

Gözlerimi devirdim. "Neden hevesimi kırıyorsun ki şimdi? Ben bu işte ustayım. Elimle çok hızlı hesaplıyorum, sen merak etme. Başaracağım ben!"

"Kırma kızın hevesini Batuhan, Allah Allah. Başarır Zehra, maşhaAllah çok zeki, tatlı bir kız."

"Teşekkür ederim, Ayten teyze."

Batuhan ayağa kalkmış, benim tam önümde durmuştu. "Bugün hiç çalışmadık, hadi kalkta çalışalım biraz."

Dudaklarımı büzdüm. Çalışmak zorunda mıydık? "Yaa, yeni geldik ya hani biz buraya, bence sonra çalışşak da olur?"

"Olmaz, kalk hadi."

Buradan kaçmak istiyordu. Bakışlarını babasından kaçırıyordu. Sanki aklına kötü bir şey gelmişte, aceleyle buradan gitmek istiyor gibiydi. Ve ben bunu hiç fark etmemiştim, rahatsız olduğunu. Anında ayağa kalktım ve Ayten teyze'ye gülümseyip, "İyi geceler..."diye mırıldandım. Ardından Batuhan'ın peşinden yukarıya çıktım.

Odaya vardığımızda hiçbir şey söylemeden test kitaplar çıkartmış ve onları bürosına koymuştu. Ardından hâlâ kapının orada durmuş olan bana  doğru döndü ve: "Hadi gel, biraz test çözelim."diye söyledi. Sesi, neşeden oldukça uzaktı. Soğuk gelmişti bana.

Bir kaç adımda ona doğru gittim ve tam karşısında durdum. "İyi misin?"

"Efendim?"

"İyi misin?"

"İyiyim."

İyi değildi. Yalan söylüyordu. Kesinlikle iyi değildi. Parmak uçlarımda yükseldim ve hiç düşünmeden kollarımı onun etrafını sardım. "Ne olursa olsun, ben herzaman senin yanındayım. Bunu asla unutma, tamam mı?"

Sonra onun ellerini etrafımda hissettim. Kollarını sıkıca etrafıma sarmıştı... Başını omuz boşluğuma yaslamış ve derin bir kaç nefes almıştı. "İyi olmadığımı nereden anladın ki?"

Bir adam nasıl bukadar masum, bukadar iyi kalpli olabiliyordu? "Yüz ifaden değişmişti,"dedim kıkırdayarak. "Çok belli ediyorsun, Batuhan Bey!"

Kollarını etrafımdan çekmiş, bana gülümsemişti. "Eh, demek ki senin yanında dikkat etmeliyim. Şimdiye kadar kimse, kendimi iyi hissetmediğimde anlamamıştı."

Gülümsüyor olmasına rağmen, o cümle de bile acı gizliydi. Büronun üzerinde ki test kitapları aldım ve hepsin çekmecenin içine soktum."Bugün test çözmesem olur bence, bir günden bir şey olmaz. Bugün eğlenceli bir şeyler yapalım, mesela buraya gelişimizi kutlayalım."

Bana da aşık olur musun? (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin