12. Sarılmak

21.7K 1.6K 354
                                    

Multi media: Batuhan Sancaktar

Sizleri seviyorum, benim tatlı okuyucularım❤️ Umarım hikayemizi seviyorsunuzdur, ben bu hikayemi çok seviyorum, Belki de Batuhan gibi erkeklerin varlığını bize hatırlattığı için.☺️ Fazla uzun olmadı, kusura bakmayın. Oruç olunca yazmakta zorlanıyorum sjsjjsjs Aklıma sadece yemekler geliyor😳

Ertesi sabah erkenden uyanmıştım ve okula gitmiştim. Okuldan gelir gelmez akşam yemeği hazırlamıştım ve ardından kalan vaktimde Batuhan işten gelene kadar ders çalışmaya başlamıştım.

Dün bana yarın yardım edeceğini söylemişti. Unutmamıştır değil mi ama? Gerçek anlamda, şu sınavı geçmek için yardıma ihtiyacım vardı.

Oturma odasında ki masada ders çalışıyordum ki, kapının açılma sesini duymuştum. Batuhan içeriye girmeden, "Ben geldim."diyerek seslenmişti. Bunu bir kaç defadır yapıyordu. Bu davranışı oldukça hoşuma gidiyordu.

Onunla, aynı evde yaşamak hoşuma gitmeye başlamıştı. Sabah ben okula gitmeden, o işe gitmeden önce birlikte basit bir kahvaltı yapıyorduk, ardından aynı anda evden çıkıyorduk. Akşam birlikte yemek yiyorduk. Tamam her şey bukadardan ibaretti, aramızda duygusal bir bağ yoktu, ama bu bile şuanda umrumda değildi. Ben mutluydum, o yanımda olduğu müddetçe kendimi mutlu hissediyordum. Sanki, bir aileye sahipmişim gibi. Sanki, kendi ailemi kurmuşsum gibi.

Onunla yaşamak, çok güzeldi. Her gün onu görmek, onun verdiği değeri hissetmek. İnsanlara değer veren bir yapısı vardı, mesela bana değer veriyordu, bunu fark ediyordum. Öyle âşık falan değildi, ama aynı evde yaşadığımızdan dolayıydı galiba, bana değer veriyordu.

Oturma odasına girdiğinde, gülümsedim. "Hoşgeldin Batuhan."

"Hoşbulduk Zehra,"diye söylediğinde o da aynı şekilde gülümsemişti. "Ben üzerimi değiştirip geliyorum."

Oturma odasından çıkıp yukarıya çıktığın da arkasından baka kalmıştım. Çok güzeldi, aşırı güzel. Dudaklarımı dişleyip onun hakkında hâyal kurmayı kendime yasaklamaya çalıştım. Bunu yapmamalıydım. Onun hakkında hâyal kurup durmamalıydım.

O başkasına âşıktı.

Geri döndüğünde, üzerine kareli pijamasını giyinmişti. Komik gözüküyordu, Batuhan'dan uzak bir görüntüydü. Kıkırdadım. "Bu pijaman yeni mi?"

"Beğendin mi?"diye sorduğunda, müzip bir gülümseme eşliğinde göz kırpmıştı. "Yeni aldım, yeni bir pijamaya ihtiyacım vardı."

"Güzelmiş, beğendim. Sen biraz dinlen, ben masayı hazırlayayım."diyerek ayağa kalkıyordum ki, kalkmamı engellemişti.

"Sen dur,"diye söyledi. "Sen derslerine çalış, ben masayı hazırlarım."

"Olmaz,"diye itiraz ettim anında. "Yorgunsun, yeni geldin işten. Benim okuldan sonra dinlenmeye vaktim oldu. Sen otur ben hazırlarım."

Başını olumsuz anlamda salladı. "Zehra,"diye söyledi. "İtiraz istemiyorum, tamam mı? Zaten yoruluyorsun, yakında önemli sınavın var. Bu yüzden sen ders çalışıyorsun her boş vaktinde ve bu tarz şeyleri ben halledeceğim."

O gittiğinde ne yapacaktım? Ona bu kısa zaman diliminde çok alışmıştım. Onsuz yapabilir miydim? Onsuz, bu evde kalabilir miydim? Gülizar'ın ve onun anıların olduğu bu evde, onunla yeni anılar biriktirebilir miydim?

En sonunda kabul etmişcesine başımı olumlu anlamda sallamıştım ve o mutfağa doğru ilerlemişti. Dakikalar sonra, "Küçük cadı, hadi gel, sofra hazır!"

Bana küçük cadı demekten bir türlü vazgeçememişti! Ben küçük değildim. Onsekiz yaşında, genç bir kızdım. Küçük değip durmasına sinir oluyordum. Ayağa kalkıp mutfağa gitmiştim. Sofrayı güzelce hazırlamıştı. Yerime oturduktan sonra Batuhan'a baktım, o tam karşımda oturuyordu.

Bana da aşık olur musun? (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin