Herkese merhaba! Ben geldim. Umarım bölümümüzü seversiniz❤️ Aslında, bir kaç hafta hiçbir şey yazmayacaktım, ama bu hikayemi yazarken mutlu olduğumdan yazmak istedim. 2 bölüm peş peşe yayınladım. İkisini de beğenip yorumlar yapın tamam mı?🙈 Ayrıca, bu bölümü yayınlayıp, sessizliğime geri gidiyorum😳 Diğer hikayelerinin okuyucuları, ne yaziki başka bir şey yazmadım daha☺️
Sizleri seven yazarınız,
Hatice Merilay Günay.
"Rica ederim,"dedim gülümseyerek. "Sen her şeyin en iyisini hak ediyorsun bunu unutma."
Kollarını etrafımdan çektiğinde, ufak bir hayal kırıklığı oluşmuştu içimde. "Kendinden mi bahsediyorsun küçük cadı? Beni bukadar çok düşünen birini daha önce tanımamıştım, annem hariç."
Sevgiye muhtaçtı. Sevgiye açtı. Herkes gibi, kim sevilmek istemezdi ki? Benim bile Batuhan'a âşık olmamın sebebi sevgiye muhtaç oluşumdu. Onun o harika sevgisine...
"Hayır senden bahsediyorum."
Bir saniye bile gülümseme eksilmemişti yüzümden. O da mutlu gözüküyordu. Böyle bir hediyeyle bukadar mutlu olacağını bilseydim, daha önce alırdım. Ailesinden döndüğümüz o günden beri mutsuzdu.
"Hadi, maç başlamadan masaya atıştırmalıklar getirelim."
"Çay?"
Masumca sorduğu soruyla, kıkırdamadan edememiştim. "Onu da sen yap,"dedim. "Senin elinden çay içelim."
"Tamam."
Ben atıştırmalıkları tek tek dolaptan çıkartıp, kaselerin içine boşaltırken o da çayı demliyordu. Çaylarımı almıştık, atıştırmalıklarımızı da ve koltuğa oturup maçı izlemeye başlamıştık.
Batuhan'ın maçı izleme şekli beni kahkahalara boğuyordu. Sinirleniyordu, bağırıyordu, top her kaleye yaklaştığında heyecanla dualar ediyordu.
"O top o kaleye girecek Zehra, göreceksin."
İşaret parmağıyıyla televizyonda olan topu gösteriyordu. Birden topun kaleye girmesiyle ayağa kalkmış, "Gooolll!"diye bağırmaya başlamıştı.
Kahkahalar eşliğinde onu taklit ederek ayağa kalktım ve zıplayarak, "Goooll!"diye bağırdım.
Bir müddet ayakta öylece dikildikten sonra tekrar oturmuştuk ve maça odaklanmıştık. Topun bizim kaleye doğru gitmesiyle, korku içinde ekrana bakmaya başlamıştım. Futbol izlemek hoşuma gitmişti.
Topun gittikçe yaklaştığını gördüğümde, "Hayır, hayır hayır!"diye bağırmaya başladım. "Hayır ya, git! Diğer tarafa dön! Hadi, alın topu adamdan."
Batuhan kahkaha atarak bana dönmüştü. "Adamdan?"
Omzumu kaldırdım. "Evet adamdan, daha isimlerini bilmiyorum, ama sevdim bu futbol işini yakın zamanda ezberleyeceğim."
Müzip bir şekilde gülümsedi."Sen daha haftalardır, çarpım tablosunu ezberlemedin."
Alınmış gibi dudaklarımı büzdüm. "O ilgimi çekmiyorda ondan..."
Hem neredeyse hepsini biliyordum, sadece bir kaçında zorlanıyordum, onları da hemencecik hesaplıyordum.
Aklıma o topun kalemize doğru ilerlediği gelince, daha azla konuşmayıp başımı ekrana çevirmiştim. Oh! Neyseki girmemişti.
İşte benim takımım be! Çok mu kaptırmıştım ki acaba kendimi? Batuhan'ın aşkı, benim aşkımdır.
Birden kapı zilinin çalmasıyla, ikimizde şaşkına uğramıştık. Şimdiye kadar bu evin zili neredeyse hiç çalmamıştı, özellikle de bu saatte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana da aşık olur musun? (Tamamlandı)
RomantizmGenç kızın yeni taşındığı eve bir mektup gelmişti. Mektupda askerdeki bir gencin aşk hayalleri yazıyordu. Sorun şuydu, o mektuplar lise son öğrencimize değilde, evin eski sahibine geliyordu. Peki ya bir gün genç kızımız mektuplardan fazlasıyla etkil...