"Nereye gitmek istiyorsun?"diye sormuştu benden ayrıldığında.
Omuzumu kaldırdım. "Bilmem, sadece her şeyi unutup biraz eğlenmek istiyorum."
"Her şeyi unutmamı sağlayacak bir şey yapacaksak bana uyar."
Her şeyi unutmak istiyordu. Benim de her şeyi unutmasını istediğim gibi. Mutlu olmasını istiyordum, çünkü o mutlu olmayı hak ediyordu. Aklıma gelenle ona hayır deme fırsatı bırakmadan elini ellimin arasına alıp koşmaya başladım. Benim koşmamdan dolayı o da koşmak zorunda kalıyordu. Birlikte deli gibi koşuyorduk, o alışkın olmalıydı böyle koşmaya, ama ben şimdiden nefes nefese kalmıştım. Yinede kendimi koşmak için zorluyordum. Rüzgarın koşarken bedenimi hafif ürpertmesi iyi geliyordu.
Daha önce hiç bukadar mutlu olmamıştım, bir kaç kez olmuştum, ama şimdi mutlu olmamın sebebi farklıydı. Sevdiğim adamla yan yanaydım. Belki de bende olan sadece bir takıntıydı, sonuçta kim sadece mektuplardan tanıdığı bir adama aşık olurdu ki? Ben olmuştum ama işte, emindim bu aşktı. Kim ne derse desin, ben bu adama aşıktım.
Sonunda istediğim yere geldiğimizde durdum ve Batuhan'a doğru döndüm. Tepkisini ölçmek ister gibi bakıyordum o yüzüne. O hafif kirli sakalı belkide yüzünde beğendiğim en güzel yeriydi, okadar yakışıklı gösteriyordu ki ona anlatamazdım.
"Eğlenmeye çocuk parkına mı geldik?"diye hafif bir alayla sorduğunda gülümsedim. Neyse ki dalga geçmemişti benimle, sadece alaylı bir tonla sormuştu... Ses tonu, sanki küçük kız kardeşine konuşur gibiydi. Ama unutmamalıydı ki, ben onun kız kardeşi değildim.
"Evet,"dedim omuzumu kaldırarak. "Eğlenmek için en güzel yer bence. Üstelik bedava. "
Gülümsedikten sonra alayla konuşmuştu. "Burası için biraz fazla büyük değil miyiz?"
"Hiçbir şey için büyük değiliz. Çocukken eğlendiğimiz şeyler ile neden büyüdüğümüzde eğlenemeyelim ki?"
"Cidden manyaksın."
Onu umursamayıp elinden tutarak çekelemeye başladım. Sonunda salıncaklara geldiğimizde zorla onu oturttuktan sonra arkasına geçip sallamaya başladım. Çocukken en sevdiğim şeylerden biri salıncakta sallanmaktı. Uçuyormuş gibi hissediyordum kendimi.
"Batuhan, gözlerini kapat ve sadece hisset."
"Zehra, bukadarı yeter ama."
"Hiçte bile,"diye söylendim. "Daha gülümsemedin bile. Sadece eğlenmene bak ve aklında ki her şeyi at, çocukluğuna geri dön ve en küçücük bir şeyle bile nekadar mutlu olduğunu hatırla. "
"Mecbur muyum buna?"diye mızmızlanarak sorduğun da gülümsemeden edemedim, küçük çocukları anımsatmıştı bu ses tonu bana. Hoş, hiç küçük çocuklara benzeyen bir yanı yoktu bu koca adamın. Vücudu bir hayli gelişmiş, kaslı bir yapısı vardı, sert bir çehresi ve esmer bir tene sahipti.
"Evet, hadi gözlerini kapa ve rüzgarı hisset."
Sonunda dediğimi yaptığında bende onu daha yukarlara uçurma isteğimle dolup taştığımdan daha hızlı sallamaya başladım salıncağı. Ben yittikçe o daha da yukarlara uçuyordu sanki, onun bu halini görünce gülümsemeden edemedim. Kocaman bir adam, oyun parkında eğleniyordu. Neden bizler oyun parkında eğlenemezdik ki?
Kahkaha atmaya başladığında gerçektenden çocukluğuna geri döndüğünü anlamıştım. Ama ne yaziki bir kaç saniye sonra kahkahası yerine hıçkırık sesleri oyun parkını doldurmuştu. Ağlamanın ona iyi geleceğini bildiğimden sallamaya devam ettim, sanki onu duymuyormuşum gibi. Sadece sallamaya devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana da aşık olur musun? (Tamamlandı)
RomanceGenç kızın yeni taşındığı eve bir mektup gelmişti. Mektupda askerdeki bir gencin aşk hayalleri yazıyordu. Sorun şuydu, o mektuplar lise son öğrencimize değilde, evin eski sahibine geliyordu. Peki ya bir gün genç kızımız mektuplardan fazlasıyla etkil...