29. Uyanış.

8.5K 695 101
                                    

Yazar Ağzından

Oğlunun günden güne eridiğini gören Cevdet ne yapacağını bilemez haldeydi. Senelerce oğlundan uzak kalmış olsa da ona değer veriyordu. Gençliğinde hatalar yapmıştı, sevmediği bir kadınla bir çocuk yüzünden evlenmek zorunda kalmıştı. Hatta sırf bu yüzden oğlum dediği çocuktan nefret ettiği anlar bile olmuştu. Bütün bunlar yüzünden Cevdet üzgündü, ne olursa olsun tek oğlu olan Batuhan'ı seviyordu. Ve oğlu tatlı, hanım hanımcık bir kız için günlerdir hastane odalarında çürüyordu.

"Cevdet, Batuhan'ın hali hal değil. Artık eve gidip bir duş alması, kendine gelmesi gerek."

Orta yaşlı adam deliler gibi sevdiği eşine baktı. Yüzünde buruk bir gülümseme oluşmuştu. "Biliyorum, biliyorum, ama beni asla dinlemez ki... Gülizar olaylarında çok sert çıktım, o kızın oğlumu sömürmesini istemediğimden sürünmesine, zorluklar içinde yaşamasına göz yumdum... O çirkef kızda, her fırsatta oğlumu bana düşman kesti. Sanki önceki olaylardan dolayı kırgın değilmiş gibi. Benden nefret ediyor, kızgın."

"Olur mu öyle şey? Ne olursa olsun, babasısın. Çok şey yaşadı, annesinin vefatı, senin benimle evlenmen ardından Gülizar'ın ihaneti. O yüzden tepki veriyor olabilir, ama güven bana onun yanında olursan bu zor zamanlarında unutacaktır her şeyi. Zor zamanlarında yanında ol, babalığını göster."

"Onun gibi düşünceli, iyi kalpli bir oğlum olduğu için mutluyum. Bunu ona hiçbir zaman söylememiş olsam da."

Orta yaşlı kadın gülümsedi. "Tam da kendine yakışan bir kız bulmuş. Zehra'da o kadar tatlı ve iyi kalpli bir kız kı..." Ayten kocasına baktı ve destek olmak istercesine elini elinin içine koydu. "Hiçbir şey için geç değil Cevdet, oğlunun yanında ol."

Cevdet ayağa kalktı. O da bir kaç gündür hastaneye gidiyordu. Uzaktan oğluna bakıyor, gelini olmasını istediği kızın sağlığını soruyor ve hastaneden uzaklaşıyordu. Kaza günü çok korkmuştu, oğlunun durumununda iyi olmadığını düşünmüştü, lakin bir gün sonra toparlanmış ve Zehra'nın yanından ayrılmamıştı. İlk defa oğlunun hislerinden bu kadar emin olmuştu.

"Gidelim mi?" diye sordu Ayten. "Hadi gel, Batuhan'ın yanına gidelim."

Orta yaşlı kadın kocasının korktuğunun ve çekindiğinin farkındaydı, bu yüzden ona destek olmak için elini uzattı. Kocası elini tuttu, hiç düşünmeden tutmuştu. Onların hikayesini kimse tam anlamıyla bilmese de, onlar birbirini çok sevmişti. Senelerce. Hiç görüşmemiş, farklı evlilikler yapmış olsalar bile. Ayten bir zamanlar en yakın arkadaşı olduğu kadının zor günlerinde yanında olmaya çalışmıştı ve onun oğluna kendi oğlu gibi bakacağına dair söz vermişti. Hatalar yapılmıştı, gençlik hataları. Kimse masum değildi. Belki de tek masum olan, senelerce annesinin acısını, babasının sevgisizliğini görmek zorunda kalan küçük çocuktu. 

Batuhan'ın beklediği yere geldiklerinde, elini ilk bırakan Cevdet olmuştu. Ne olursa olsun, oğlunun üzüleceğini bildiğinden elinden geldiğince sevdiği kadına onun yanında yaklaşmıyordu. Bazen bilinçsizce yapsa bile. "Bir gelişme var mı?"

Genç adam başını yavaşça kaldırdı. Günlerin verdiği yorgunluk vardı üzerinde. Önce babasına baktı, sonra yanında duran kadına. Başını olumsuz anlamda salladı. "Aynı," dedi, sesi yorgun ve çaresiz çıkmıştı. "Hiçbir gelişme yok."

"İyi olacak."

Genç adam ilk kez babasına karşı gardını indirdi. Desteğe ihtiyacı vardı, birisinin ona Zehra'nın iyi olacağını demesine ihtiyacı vardı. "İyi olacak, değil mi? İyi olacak."

"Olacak," dedi Cevdet. Oğlunun yüzünde ki umudu, oğlunun sesinde ki çaresizliği duyunca ister istemez titremişti sesi. "Söz veriyorum, iyi olacak. Kalkacak ve senin yanında duracak."

Bana da aşık olur musun? (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin