"Hadi ye yemeğini,"dedi gülümseyerek. "Soğumasın."
O konuyu değiştirmeye çalışşa da benim aklım hala söylediği şeylerdeydi. Öyle şeyler demişti ki, kalbim artık normal bir şekilde atmıyordu. Ritmi, hızlanmıştı. Hemde aşırı şekilde!
Çok tatlıydı, aşırı tatlı. Gülümsemesi, etrafına bakınması ve utanması. Daha önce hiçbir zaman böyle bir erkekle karşılaşmamıştım. Belki de bu yüzden Batuhan'a bu denli bağlanmıştım.
Gittikçe ona daha fazla bağlanıyordum. Bugün nedense farklıydı, belki de ilk iş gününü geride bıraktığı içindi. Belkide rahatladığı içindi. Sebep her neyse, ben mutluydum. Bu şekilde olduğu için aşırı mutluydum.
Yemeğimiz bittikten sonra tatlımızı da yemiştik. Tatlı yediğimiz sırada konu konuyu açmış ve uzun zamandır merak ettiğim soruyu sormuştum.
"Ayten teyzeyi neden sevmiyorsun? O seni oldukça seviyor..."
Batuhan'ın yüzünde buruk bir gülümseme oluşmuştu. Kızgın değildi, ama sanki cevap vermek istemediği bir şeydi. "Bu konuyu konuşmasak?"
"Çok mu karışık?"
Elini saçlarının arasından geçirdi ve "Çok karışık,"dedi. "O hernekadar beni sevse de, ben onu sevemiyorum. Annemin hayatının büyük bir bölümünü mutsuz geçirmesine sebep olan kadın o."
Annesinden dolayı Ayten teyzeyi sevemiyordu. Belki de kabullenemiyordu. Kendini bu konuları anlatmaya hazır hissettiğinde anlatırdı zaten. Bu yüzden daha fazla üzerine gitmeye gerek yoktu. Gülümsedim ve konuyu değiştirdim, onu mutlu eden şeylerden bahsettim. Ona çocukluğumda ki yaptığım aptal ve saçma şeylerden bahsetmiştim ve Batuhan her duyduğu şeyde gülme krizine giriyordu.
"Ciddi ciddi evde hırsız var korkusuyla kendini tuvalete mi kilitledin?"
Kıkırdadım ve başımı olumlu anlamda salladım. "Napıyım ama ya! Evde yalnızdım ve yan komşudan ses geliyordu, bende sandım ki o ses bizim evden. Eve hırsız girdi sandım. Kendimi tuvalete kilitledim."
Batuhan'ın yüzünde ki gülümseme gittikçe daha çok genişlemişti. Oturduğu yerde hafif öne doğru eğildi ve benim yanağımı parmakları arasına alıp sıktı. "Tatlısın, aşırı tatlı." Ben daha bu ani hareketinden dolayı şaşkınlığımı üzerimden atamadan, bu sefer de parmağı dudağıma dokundu. Kocaman açılmış gözlerimle ona bakakaldım, bakışlarımı yakalayınca, "Krema dudağına bulaşmış." diye açıkladı.
Dudaklarıma elledi. Dudağıma bulaşmış pastanın kremasını parmağıyla temizledi ve kendi dudaklarının arasına soktu. Dudakları aralandı, işaret parmağının ucundaki kremayı aralanmış olan dudaklarının arasına soktu. Bu sahne, defalarca kez beynimde döndü durdu.
Bugün neler oluyordu böyle?
Tatlılarımızı da bitirdikten sonra Batuhan hesabı ödemişti. Ardından arabaya binip eve gitmiştik. Eve vardığımızda saat daha erken olmasına rağmen kimse ortalıklarda yoktu, odalarında olmalıydılar. Merdivenleri birlikte çıktıktan sonra, odama doğru dönmeden, "Bugün için teşekkürler," diye söyledim. "Çok keyifli bir gün geçirdim."
"Ben de eğlendim."
Gülümsedim ve oluşan sessizlikten kaçmak için odamın kapısını açtım ve içeriye bir adım attım. Tam kapımı kapayacağım vakit, Batuhan'ın peşimden gelmiş olduğunu fark ettim. Benim odama doğru gelmişti. Şaşkın şaşkın ona baktım.
"Şey,"dedi ve elini saçlarının arasından geçirdi, "film izleriz ve sonra kitap okuruz diye düşünmüştüm... Ama uykun varsa?"
O kadar heyecanlanmıştım ki, gitmesinden korkarak anında, "Hayır yok!" diye bağırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana da aşık olur musun? (Tamamlandı)
RomanceGenç kızın yeni taşındığı eve bir mektup gelmişti. Mektupda askerdeki bir gencin aşk hayalleri yazıyordu. Sorun şuydu, o mektuplar lise son öğrencimize değilde, evin eski sahibine geliyordu. Peki ya bir gün genç kızımız mektuplardan fazlasıyla etkil...