22. Aynı yatakta bir gece

8.9K 720 178
                                    

Keşke devam etsen diye çok mesaj aldım, dayanamadım ve yazmaya başladım. Sizleri çok özlemişim, bol bol yorum yapın, olur mu? Buarada final bölümüne kadar hepsini yazdım. Bu yüzden bir veya iki gün arayla hepsini yayınlayacağım. Biraz yorum ve vote yapabilin diye sjsjjs hepsini aynı paylaşsam olmaz^^ 

Sizleri seviyorum ❤️❤️❤️

Bu arada benim kitabım olan Evlilik okulu çıktı!! Ona da bir bakmanızı tavsiye ederim☺️😊 Kitapçılardan satın alabilirsiniz. Profilimde linki de var!❤️

Aradan geçen haftaların sonunda yine yeni bir güne uyanmıştım, Sancaktar ailesinin evinde. Her günüm aynı monoton bir şekilde geçmişti. Okuldan eve, evden okula. Sabah uyanıp ailecek kahvaltı ediliyordu, ardından herkes kendi işine bakıyordu. Ben ise okuldan geri kalan vakitlerimde hep ders çalışıyordum, sadece akşamları Batuhan bana bir kaç sayfa kitap okuyordu... Tek aktivitem oydu.

Sessiz bir şekilde kahvaltımızı yapmıştık, ardından ise Batuhan beni okula bırakmıştı. O araba sürerken ben öylece onu izlemiştim, eski hayatına yavaş yavaş dönüyordu ve bu onun daha mutlu olmasına sebep oluyordu. İçimden, yüzünde ki gülümseme hiç solmasın diye dua ettim. Ardından da, her gün bir kaç sayfa okuduğumuz Kafka'nın kitabı hakkında düşündüm.

Bir adamın sana aşk mektupları yazması, kadar güzel bir şey var mıydı bu dünya da? Bazen eski zamanlarda yaşamayı diliyordum, bütün bu teknolojinin olmadığı ve her şeyin daha basit ve daha masum olduğu zamanlarda...

Düşünsene, haftalarca sevdiğinden bir mektup bekliyorsun. Günlerce, içinde ne var ne yok sayfalara döküyorsun. İçinde ki aşkı tarif etmek için,doğru kelimeleri arıyorsun. Şimdi ki zamanda, aşık mısın? Sorusuna evet cevabı verenlere: "Peki sence aşk nedir?"diye sorsan, cevap veremezler. Çünkü hiçbir şekilde aşkı kelimelere dökmek için uğraşmamışlardır. Çünkü onlar için aşk, daha basit bir hale gelmiştir.

Şimdi ki zamanda: beni özledin mi? Sorusuna, özledim cevabı alırsın. Lâkin eski kitaplara baktığında, gerçek özlemin ne olduğunu okuyabilirsin. Çünkü o kitaplarda özlem, bir sürü cümleye sıkıştırılmıştır.

Kelimelere bukadar önem veren ben, kelimelerle iyi olan adama âşık olmuştum... Ama o, bir başkasına âşıktı, kalbi ve aklı bir başkasındaydı.

"Pışt, aklın nerde küçük cadı? Geldik."

Düşüncelerimden silkelendim ve mahçup bir şekilde Batuhan'ın gülümseyen yüzüne baktım. Hiçbir şey önemli değildi, yeter ki o mutlu olsundu.

Zoraki bir şekilde gülümsedim. "Hiç, aklıma birden Kafka'nın Milena'ya yazdıkları geldi,"dedim. "Akşama okuyacaksın değil mi? Sınavım için çalıştıktan sonra?"

"Güzel bir şekilde çalışırsan okuyacağım."

"Tamam,"dedim gülümseyerek. "Güzel bir şekilde çalışacağım."

Okulun önüne vardığımızdan Batuhan'a doğru eğildim ve yaptığımın yanlış olduğunu bilmeme rağmen yanağına bir öpücük kondurdum. Ardından kızmasına fırsat vermeden arabanın kapısını açtım ve, "Beni okula bıraktığın için teşekkürler!"diye söyledim. Utancımdan yüzüne bakmadan hemen kapıyı kapadım ve okula doğru gittim. Hızlı hızlı adımlarla yürüyordum.

Lanet olsun, neden yanağına öpücük kondurmuştum ki? Çok tatlı gözüktüğünden mi? Ya da aklıma bir gün ondan ayrılacağım geldiği için mi?

Yanaklarım al al kızarmıştı. Off ya, resmen hiç bir şey demeden çocuğun yanağına yapıştırmıştım dudaklarımı. Neyse ki dudaklarına yapıştırmamıştım. Tam okula gireceğim vakit bir el beni durdurdu. Şaşkınlık içinde arkamı döndüm.

Bana da aşık olur musun? (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin