[bu bölüm cinsellik içermektedir!]
"fazla vaktim yok,"diyerek siyah pahalı kabanını koltuğun üzerine bıraktı, sarı saçlı beden. "o yüzden hızlı olmak zorundasın, bebeğim."
kahverengi saçlı olan gözlerini kırpıştırarak onayladı ve büyük odaya hafifçe göz atıp montunu çıkardı.
"bu katta bizden başka kimseyi görmedim." minho meraklı bir şekilde sordu. belki de ülkenin en lüks otelindeydiler fakat bulundukları katta onlardan başka kimse yoktu. ki minho en üst katta olduklarını düşünüyordu.
jisung, dibi gelmiş sarı saçlarını eliyle geriye doğru atarken sırıttı. "bizi kimsenin rahatsız etmemesi için bu katı kapattırmış olabilirim." minho onun bu tavrına göz devirdi ve beyaz saten gömleğinin düğmelerini açmaya başladı.
şaşırmamıştı, çünkü han jisung bir şey istiyorsa en iyisinin olmasını isterdi.
minho gömleğinin düğmelerini açmayı bitirecekti ki sarışın olan ona yaklaşıp yavaşça nefesini boynuna üfledi.
"izin ver, senin için bunu ben yapayım."diyerek ipleri eline aldı. kalan iki düğmeyi minho'yu gerecek şekilde yavaşça açarken gözleri kahverengi saçlı olanı bulmuştu. minho gözlerini ondan ayırmayarak izlerken jisung sesli bir kıkırtı bıraktı ortama.
"uslu çocuk,"sanki bir porselenmiş gibi artık tamamen gördüğü beyaz beli okşadı. minho, bu yumuşak temasla biraz daha jisung'a yaklaştı.
"sanırım bugün sadece benim işimi halledecek kadar zamanımız var," diyerek açtığı düğmelerden birini geri ilikledi. "o yüzden, eğil ve yapman gerekeni yap güzelim."
minho itaatkar bir şekilde eğilerek karşısındaki bedenin kemerini hızlı bir şekilde çözdü. bu hızlı tavrına karşı jisung arkasındaki pahalı koltuğa iyice yaslanırken önündeki kahverengi ipeksi saçları okşadı.
minho, onun kemerini indirdikten sonra ortaya çıkan alete titrekçe nefes verdi. bu jisung'un da titremesine neden olurken minho dudaklarını yalayarak ıslattı.
ağzının sıcak olması gerekiyordu ki karşısındaki bedene gerekli zevki verebilsin.
bunu defalarca yapmış olsalar bile bu an onu heyecanlandırıyor ama aynı zamanda geriyordu. han jisung, tanıdığı en tuhaf insandı. ama zengindi.
önündeki aletin ucunu hafifçe ağzına alırken diliyle üstünden geçti. jisung hissettiği ani sıcaklıkla inleyerek karşısındaki bedenin saçlarına ellerini geçirdi.
minho onun bu hareketiyle hızlıca jisung'un aletini tamamıyla ağzına alıp eski pozisyonuna dönerken sarışın olanın sabrını sınadığının farkındaydı.
ama hızlı olması gerektiğini söyleyen de oydu sonuçta. belli bir ritimle başı ileri geri hareket ederken jisung bir anda sıcak ağza kendini bastırdı.
minho'nun öğürme refleksi yoktu fakat bu ani tepkiyle şaşırmış, bir an yavaşlamıştı. bayık gözleri jisung'a dönerken kontrolü üstündeki beden aldı.
jisung elindeki saç tellerini iyice fakat acıtmayacak şekilde kavradı. minho'yu yönlendirirken ağzından çıkan inlemelere engel olamadı.
"siktir, çok iyi!"gözleri bir an zevkten kapansa da temposunu düşürmedi. minho'nun durumuna göz attı, kahrolası harika görünüyordu. salyası dudaklarından akarken, gözyaşları birikmişken, siki ağzındayken bile kahrolası harika gözüküyordu.
minho ise neredeyse aynı şeyleri jisung için düşünüyordu. han jisung zekiydi, zengindi, güçlüydü, domine etmeyi severdi. belki de minho'yu bu yüzden istemişti.
jisung geleceğini anlamasıyla minho'yu geri itmeye çalıştı fakat minho başını iki yana sallayarak penisin tamamını ağzına aldı. "m-minho."
jisung sesli bir şekilde minho'nun küçük ağzına kendini bırakırken başını yorgunda geriye attı. bu hissi minho'dan başka kimse ona veremiyordu.
minho, menilerin çoğunu yutarak jisung'a görsel şölen sunarken iki eliyle destek aldığı yerden yavaşça kalktı ve koluyla ağzını kabaca temizledi.
ikisi de nefeslerini düzene sokmaya çalışırken jisung'un telefon çaldı. o öksürüp pahalı marka telefonu eline alırken ekrana baktı minho.
bir kız ismi olduğuna emindi ama aldırmayarak iyice doğruldu ve üstündeki pislenmiş gömleği hızlıca çıkardı. jisung onun üstü çıplak bedenini izlerken sırt çantasından yedek üstünü çıkardı.
"evet, evet. yoldayım şu an." diyerek pantolonu yeniden giydi jisung. minho içinden 'yalancı piç' diye geçirirken siyah uzun kollusunu giymeyi bitirmişti.
"gelirken istediğin bir şey var mı, tatlım?" minho onun konuşmalarına tepki vermedi. veremezdi. han jisung ile ilişkileri seksten öteye gidemezdi. böyle anlaşmışlardı.
yine de içindeki karın ağrısı yapan hisse engel olamadı minho. han jisung istediğini yapabilirdi. minho'yu ilk gün sikip atabilirdi. nasıl onunla dört ay boyunca neredeyse her gün seks yapmayı becerebilmişti?
garip biri olduğunu biliyordu, minho'ya bir gün çok sert davranabilir ve zevkten ağlayıncaya kadar onu kucağında zıplatabilirdi. ya da bütün günü onunla normal çiftler gibi geçirip günü sade bir vanilya seksiyle bitirebilirdi.
minho dahil herkesle bunları yapabilirdi. minho'da yapabilirdi.
ama yapmadı. çünkü o çoktan kalbini önünde kabanını düzelten sikik çocuğa kaptırmıştı. jisung ona normal zamanda -başkalarının yanında- 'hyung' diye hitap ederken gece yarısını vurduğunda 'uslu çocuk' diyerek minho'ya hitap ediyordu.
"seninle ilgilenemediğim için üzgünüm, şirkette çok önemli bir toplantı var."diyerek saate baktı ve özür dilercesine kahverengi çocuğa baktı.
"sorun olmadığını biliyorsun,"dedi donuk bir ses tonuyla. ardından büyük odanın koltuğuna yayıldı.
"evet, sen hiç sorun etmezsin minho." bunu diyerek minho'nun dibine girdi jisung. ikisinde gözleri dudaklarına kayınca sarışın olan hızlı ama derin bir şekilde önündeki kırmızılaşmış dudakları öptü. bununla beraber minho ellerini sarı saçlara dolayıp ensesinden iyice kendisine çekerken jisung yavaşça ondan ayrıldı ve ellerini geri ittirdi.
"akşam burada olmayacağım, istediğin şeyi sipariş edebilirsin. eve gitmek istiyorsan da seni bırakmalarını söylemen yeterli."dedi ve başıyla onaylayan bedenin saçlarına ufak bir öpücük kondurdu. hızlı bir şekilde gösterişli kapıdan çıkarken minho arkasından burukça gülümseyerek baktı.
jisung'un dengesiz olmasından nefret ediyordu ama aynı zamanda buna bayılıyordu. biraz bekleyip duş almaya karar verdiği için rastgele bir tv kanalı açıp izlemeye başladı. kafasını sadece böyle dağıtabilirdi.
han jisung onu zaten darmadağın etmişti halbuki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bottom bitch •minsung
Adventure"o sorun yaratmıyor ve bir model gibi. bu yüzden o benim sürtüğüm." top! jisung bottom¡ minho -minsung.