[bu bölüm cinsellik, dominantlık, rahatsız olabileceğiniz diyaloglar içermektedir.]
jisung's pov
"peki ne denli çıldırdığını görmek istersem?"kucağımda iyice yerleşip hareket ettiğinde sıcak dilimi açıkta kalan boynunda gezdirdim.
"kendi kuyunu kendin kazmış olursun."
üstümde olan ince bedeni kendime iyice bastırdım ve ikimizden de küçük bir inleme çıkardım. minho, belki de ilk defa böylesine istekli davranıyordu.
"sınırlarını zorlamak istiyorum,"dedi fısıldayarak. dudaklarımın üzerine eğildiğinde onu beklemedim ve belini iyice tutarak dudaklarımızı birleştirdim. alt dudağını bir şeker misali emerken elleri ensemi buldu.
ıslak bir sesle dudaklarımızı ayırdı ve başını geriye attı. gözleri bir an kapansa da beni boynuna yönlendirdi. daha solmamış izlere yenilerini eklerken o durmaksızın sızlanıyor, beni sınıyordu.
dilimle ince deriyi emerken arada ufak ısırıklar bırakıp bacaklarının titremesini sağlıyordum. ufacık bir hareketim bile minho'da böylesine bir deprem etkisi yaratıyordu.
ellerim onun ince tişörtünün eteklerine gitti ve hızlı bir şekilde onu çıkarttım. nefeslerimiz hızlanırken hâlâ koltukta olmamızı umursamadım.
"eğer bir daha hyunjin ile görüşürsem bana kızar mısın ki ?"diyerek saçımla oynamaya başladı. gece mavisi tutamlar beyaz elinde kayboluyor, gözleri kesinlikle benimle buluşmuyor, kızaran dudaklarını yalayıp duruyordu.
sorduğu sorunun cevabını çoktan aldığı halde benimle oynuyordu. ama hyung'uma istediği cevabı vermeyecektim.
konuşmak yerine bu sefer köprücük kemiğine gömüldüm. ufak ama zevkli öpücüklerle sakinleşmeye çalışırken o beni kışkırtmaktan vazgeçmedi.
siktiğimin hareketlerinin sonucunu bilerek hareket etse böyle olmazdı.
"o zaman onunla yarın yemek yiyebilirim, değil mi?"ardından köprücüğünü ısırmamla inledi. yine de bu susmasına yetmedi. lanet amacı neydi? "ya da seksimizden sonra onunla dışarı çıkabilirim?"
ani bir hareketle onu altıma aldım. siyah deri koltuk ve benim aramda, nefes nefese ve üstü çıplak bir şekilde bana bakıyordu. tatmin olmuş gibiydi. sinirlenmemi mi istiyordu?
o halde ona istediğini verecektim.
üstünden kalktım ve doğruldum. minho ise hâlâ şaşkınca uzanırken soğuk bir şekilde söyledim.
"arkanı dön." gözlerini anlamsızca kırpıştırarak bana baktığında gözlerimi kaçırıp dudağımı ısırdım. onu mahvetmem için yalvarıyordu ve dediklerimi algılayamayacak kadar zevk alıyordu.
lee minho, tehlikenin en büyüğüydü.
"sana,"diyerek koltuğun yanına eğildim. "arkanı dön, dedim."
yutkunduğunu görmemle beraber sırıttım ve hızlı bir şekilde koltukta yüzüstü döndü.
siyah koltuk gayet yumuşak ve uzundu, minho'nun boyu uzun olmasına rağmen bir kişi daha oturabilirdi. bacaklarının uzandığı kısma geçip oraya yerleştim. kalçası ve bacakları benim baldırlarımın üstünden geçiyordu artık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bottom bitch •minsung
Adventure"o sorun yaratmıyor ve bir model gibi. bu yüzden o benim sürtüğüm." top! jisung bottom¡ minho -minsung.