minho's pov
@leeknow [1 yeni gönderi]
1.8K beğeni, 323 yorum
ready.yorumlar
@minseungmin sonunda çıkabildiniz demek 😉
↪️@leeknow dışarı çıkmaktan bahsediyoruz değil mi?
↪️↪️@minseungmin anladın beni sen@hanjisung çoktan geldin mi, sevgilim?
[@leeknow bu yorumu beğendi.]
88 yanıtı gör...şaşkınca jisung'un yorumuna baktım. herkesin öğrenmesi onun için sorun değil miydi? diğer olumsuz şeyler hakkında düşünürken omzuma yaslanan başla irkildim.
"neye gülümsüyordun, sevgilim?" dudaklarımı ısırdım ve jisung ile yüz yüze gelmek için arkamı döndüm. siyah saçlarını geriye attı ve derin bir nefes verdi. "huh, yoğun bir gündü."
sorusunu yanıtlamak için bekledim ve ikisi içinde cevap verdim. "öylesine gülümsüyordum ve bir şey mi oldu?" dedim gergin suratına bakarak.
yüzünde büyük bir gülücükle anında bana dönmesiyle tek kaşımı kaldırdım. "hayır, her şey iyi. ayrıca doğru söyle, sevgilim yorumuma gülümsüyordun." kulağıma doğru yaklaştı. "gördüm çünkü."
kıkırdayarak geri çekildim. ellerimi teslim olurcasına kaldırıp konuştum. "yakaladınız beni, efendim." anında ciddileşti ve yutkunurken etrafı gösterdim. "şirketindeyken saygı kurallarına uymam gerekiyor, değil mi?"
boğazını temizlemek adına birkaç kez öksürdü ve hala girişinde olduğumuz şirkete göz gezdirdi. "hala benim şirketim sayılmaz, o yüzden gerek değil."
muzip bir şekilde gülümsedi. "ama geceleri elbette size bu konuda ayrıcalık tanıyabiliriz." göz bebeklerim büyürken başımı salladım. elimi tutmasıyla beraber ani bir şekilde tepki verdim. "ne yapıyorsun, jisung?"
şaşırmış gibi bana baktı. "sevgilimin elini tutuyorum?" onay istercesine konuşmasıyla gözlerimi ona çevirdim. "herkesin bilmesi senin için sorun olmaz mı?" kısık bir sesle devam ettim. "baban peki?"
elimi daha sıkı tuttuktan sonra pürüzlü sesiyle devam etti. "minho, senden başka kimse umrumda değil. bizim ilişkimiz, bizi ilgilendirir."
ben...çok fazla aşıktım sanırım. hayır, ciddili öyleydim.
"o zaman, sevgili olarak ilk randevumuza başlayabilir miyiz?" diye sormamla yanağımı öptü. dudaklarını hafifçe bastırdığı gibi geri çekerken ağzı aralanmış bana baktı.
"başlayabiliriz, ayrıca 'neden yanağımı öptün' diye sorar gibi bir halin var," bilmişçesine gülümsedi. "hiç, öylesine."
şirketin büyük kapısından çıkarken bana yaptığı göndermeyle başımı iki yana salladım. benimle oynamaktan asla vazgeçmeyecekti.
jeongin's pov
"teşekkür ederim, hyunjin. beni ağırlamak zorunda bile değildin ama yine de—" sözüm yumuşak bir şekilde kesilirken utançla gözlerimi kaçırdım.
"sorun olmadığını defalarca söyledim, innie. burada haftalarca kalsan bile sorun olmayacak, anladın mı?" her ne kadar sözleri sert gözükse de, hitapları ve telaffuz şekli o kadar nazikti ki, istemesenizde güzel sözlerine inanabiliyordunuz.
ondan hoşlanmamın asıl sebebi de buydu, aslında.
önümdeki cips tabağından bir tane alarak ağzına attı, film izliyorduk. yani, izliyor sayılırdık. açıkçası ilgimi çekmeyen bir fantastik filmdi ve konuşmamın zararı olmayacağına karar vermiştim.
"abini aramak ister misin?" demesiyle kaşlarımı çattım. daha sabah görüşmüştük, acil bir şey mi olmuştu ki? "gözlerin telefonda takılı kalmıştı, jeongin. onun için sordum."
meraklı bakışlarımdan olsa gerek açıklarken başımı olumsuz anlamda salladım. "minho hyung ile randevuya çıktıklarını söyledi, seungmin hyung. rahatsız etmemek en iyisi," diyerek dudaklarımı kıvırdım.
abimin, minho hyung'a olan ilgisi zaten çok belliydi. onlar adına çok mutlu olmuştum. en azından bazıları, aşkına karşılık bulabiliyordu.
gülümsemem solarken hyunjin'in bir şey söyleyecek gibi durduğunu fark ettim. "jeongin," demesiyle titrek bir nefes verdim. bana yine 'benden hoşlanmadığını' mı söyleyecekti?
"eğer, baban seni her halinde kabul edip özür dileseydi," bakışları bana sabitlendi. "onu affeder miydin?"
"ne?" beklediğim en son soru babamla ilgiliydi. yine de kafamı toparladım ve göz yaşlarımı geri gönderdim. "bilmiyorum, abimle bana... özellikle abime çok fazla yüklendi. sanırım her şeye rağmen onu affetmem zaman alacak."
dudaklarım titrerken devam ettim. "o benim babam, bunu değiştiremem ki. annem öldükten sonra nasıl dağıldığımızı biliyorum, bizi nasıl toparlamaya çalıştığını hatırlıyorum. kötü şeyler yaptığını ve tek affetmesi gereken kişinin ben olmadığımı da anlayabiliyorum. yine de," görüşüm bulanıklaşırken ıslanan yanağımı sildim.
"çok fazla şey oluyor, hepsini kaldırmak zor geliyor." endişeli bakışları beni bulurken gülmeye çalıştım. "özür dilerim, fazla konuştum sanırım."
başını iki yana sallayarak sağ eliyle yanağımdaki göz yaşlarını sildi. ılık dokunuşu ile yutkunurken devam etti. "bazen konuşmak iyidir, jeongin. içini dökmek seni kötü biri yapmaz, bazı şeyleri kabullenmeyi bırak fark etmek bile zordur. ama sen tek başına bile bu kadar şeyi düşünebiliyorsun." gözleri kısıldı ve elini geri çekti.
"seninle gurur duyuyorum," demesiyle alayla güldüm. şaşırmış olmalı ki dudakları anlamazca büzüldü. "bir abi gibi, değil mi?"
gelecek cevabı biliyordum, sadece şu an acı çekiyorken birkaç darbe beni daha kötü hissettirmezdi. hyunjin, diliyle dudaklarını ıslattı ve önüme düşen ellerimi avuçları arasına aldı.
"aslında, artık öyle hissetmiyorum." ani bir şekilde ona dönerken konuşacaktım ki, beni umursamadan devam etti. "sadece, daha önce bu şekilde hissetmediğimi biliyorum. sana diğerleri gibi muamele yapamıyorum."
kahverengi ve parlayan gözleri beni inceledi. "seni korumak istiyorum, ağlamanı istemiyorum, seni üzenlerin üzülmesini istiyorum." ellerimi hafifçe bırakırken lafını bitirdi. "beni hangi tür sevginin bu denli bencil yaptığını anlayamıyorum."
ellerimi tam bırakacakken bu sefer ben onun avuçlarını geri tuttum. gözlerimdeki yaşlar kurumuş olmalıydı ki, daha net görüyordum.
"o sevgiyi anlamak istiyorsan bana izin vermelisin, hyunjin." dememle kaşlarını çattı. muhtemelen ona sözlerle açıklamamı bekliyordu ama ben öyle yapmadım.
ıslak dudaklarımı, onun dolgun dudaklarına bastırdım. belki de şu sıralar yaptığım en doğru şeyi yaptım, onu öptüm.
—
merak etmeyin olay hala minsung sadece hyunin'i baglayayim da oyle kaosa geceyim dedim🥰🥰hadi ama her seyin mutlu mutlu gidecegini mi dusunmustunuz???
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bottom bitch •minsung
Macera"o sorun yaratmıyor ve bir model gibi. bu yüzden o benim sürtüğüm." top! jisung bottom¡ minho -minsung.