[bu bölüm cinsellik, rahatsız olabileceğiniz kelimeler içermektedir.]
minho's pov
"tekrar kusura bakma, seungmin. seni de rahatsız etmiş oldum." jisung'un mahcup sesini tekrar duyduğumda göz devirdim. seungmin de yine kibar bir şekilde sorun olmadığını belirtti.
"sanırım seninle yatacağım, değil mi?" diyerek gözlerimin büyümesini keyifle izledi. öksürdüm, "evet, benim yatağımda uyuyacağız." seungmin benim aksime sırıtırken elleri salladı ve odasına doğru ilerledi.
"çok ses çıkarmayın, olur mu?" demesiyle elime aldığım yastığı ona atmak adına hareket etsem de hızla kapısını kapattı. gözlerimi bıkmışçasına kapattım ve ofladım.
jisung ise oturduğum koltukta tam yanıma yerleşti ve solmuş mavi saçlarımı nazikçe geriye attı. "özür dilerim, eğer cidden rahatsız olacaksan koltukta uyuyabilirim." ona 'uzaylıyım' demişçesine baktım.
"ne saçmalıyorsun? tabi ki benimle uyuyacaksın." diyerek kaşlarımı bilmişçesine kaldırdım. "bu denli konuştuğuna göre şikayet ediyorsun sanırım?" dilini şıklattı, başını olumsuz anlamda sallarken gülümsememek için dudaklarımı birbirine bastırdım.
"iyisin, değil mi?" diye sordum ona kısık bir sesle. arkasına yaslandı iyice ve derin bir nefes aldı. "jeongin'i merak ediyorum, yarın sabah ilk işim onu hyunjin'in yanından almak olacak." demesiyle kıkırdadım.
"onları rahat bırak, hallerinden memnun olduklarına eminim. ayrıca onlar problemlerini halledebilirler." diyerek gözlerimizi birleştirdim. "öyle mi dersin?" bana döndü onay almak için ve gülümsedim.
"babam için de ben özür dilerim, onu umursama. bana bağırması yeni bir şey değil," diyerek elini baldırıma koydu ve hafifçe okşadı. "ayrıca o hatasını anlayana kadar eve dönmeyeceğiz jeongin ile. o yüzden sen de kafana takma, bebeğim."
gözlerimi 'evet' dercesine kırpıştırdım. üzgün gözüktüğünü fark edebiliyordum, jisung'u böyle görmek istemiyordum. o aptal babasının biraz anlayışlı olmasını istiyordum.
"uykun var mı?" sorduğu soruya karşılık cevap verdim. "hayır, senin?" dememle dudağını büzdü. yanakları her zamankinden daha şişkin gözüküyordu.
bir anda içimden gelen hisle yanağını öptüm. dudaklarımı aynı hızla geri çekerken gözlerimi kaçırdım.
tepkisine bakmak için ona döndüğümde güldü. "bu ne içindi şimdi?" 'bir şey için olması mı gerekiyordu, lanet velet' demek istesem de içimde tuttum. "hiçbir şey."
"bu hiçbir şey daha sık olursa daha iyi hissedebilirim." pürüzlü gelen sesiyle konuştuğunda dudaklarımı kıvırdım. han jisung, dengemi birkaç saniye içinde bozabilirdi.
"eğer uykun yoksa, eğlenceli bir şeyler yapabiliriz." diyerek başını boynuma doğru eğdi. köprücük kemiğimde hissettiğim ılık dudakları ile titrek bir nefes verdim. "eğlenceli derken?"
onu özlemiştim, yemin ederim ki bedenlerimizin bir olmasını özlemiştim. jisung cevabını çoktan vermişçesine dudaklarıyla boynumu istila ederken ensesindeki saçları çekiştirdim.
sıcak diliyle beyaz tenime izlerini bırakırken bacaklarımı sıkıştırdım. ama o bunu istemiyor olmalı ki, kendimi bir anda jisung'un kucağında buldum.
ona sürtündüğümde kısık sesli inlemelerimiz kulaklarıma doldu. evde seungmin'in olduğunu hatırladığımda zorlukla ağzımı açtım. "odama gidelim, sungie."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bottom bitch •minsung
Adventure"o sorun yaratmıyor ve bir model gibi. bu yüzden o benim sürtüğüm." top! jisung bottom¡ minho -minsung.