Bir adamın nasıl biri olduğunu anlamak istiyorsan, kendisiyle eşit olanlara değil, astlarına nasıl muamele ettiğine bak.
~Sirius Orion Black- Yaş 11 -
Harry bu gün hogwarts'a gidiyordu bavulu, baykuşu hedwig, asası, kazanı, cübbesi her şeyi hazırdı gidişi beni rahatsız ediyordu. Onun adına seviniyordum ama tek kalacağım için üzgündüm. Biriyle kavga ettiğimde kim savunacaktı beni? Tam 9 ay Harrysiz ne yapacağımı düşünürken harry heyecanlı bir şekilde siriuslarla hogwarts hakkında sohbet ediyorlardı.
Meissa: "Harry..."
Harry: "Efendim?"
Meissa: "Benim için astronomi kulesine çıkar mısın?... en üstüne..."
Harry kafasını tamam şeklinde sallayıp geri Jameslere geri döndü ve konuşmaya devam etti. 1 hafta sonra onun dersleri de benim derslerim de başlayacaktı bunun içinde korkuyordum aslında... Okumayı ve yazmayı çoktan öğrenmiştim. Bu yüzden küçük kitapları okuyabiliyordum. Hatta Regulusla okuma saatlerimiz vardı haftada 3 saat beraber oturup kitap okuyorduk... o dünya klasiklerini okuyordu ben ise çocuk kitaplarını.. ayrıca evden göreceğim dersleri kimin öğreteceği de belli olmuştu. Lily muggle bilimi ve iksir, james uçuş, remus karanlık sanatlara karşı savunma ve bitki bilim, sirius tek iyi olduğu ders yani büyü tarihi, regulus ise kehanet ve biçim değiştirme derslerini öğretecekti... Evet fazlasıyla karışık ve garip gözüküyor. Sirius ve james nasıl profesör olacak acaba...
Sirius: "Şimdi bunun dersine sümsükus mu girecek?"
James: "Malesef... sokabildiğin kafar laf sok çocuğum"
Harry gülerek kafasını tamam şeklinde salladı. Lily telaşla odaya girdi
Lily: "Hadi hadi saat geldi!"
Herkes ayaklandı ve perona gittik...***
Harry: "9¾ yazıyor... bir yanlışlık olmalı burda 9 ve 10. Peronlar var..."
Sirius gülerek harrye baktı ve koşarak 9. Peronun duvarından geçti... Dur- ne.. duvardan mı geçti o?
James ve lily harrye yardim ederek duvardan geçtiler artlarından da remus geçti.
Regulus: "Geçmek ister misiniz Leydim?"
Regulus'a bakıp kafamı evet şeklinde salladım ve beraber geçtik... Tabelada "Peron 9¾ Hogwarts" Yazıyordu... Tren biraz eski ama oldukça mükemmel gözüküyordu... Bununla seyahet etmenin oldukça eğlenceli olacağına eminim. Sirius direk beni kucağına alıp trenin içine götürdü ve bir kabine girdi. Kabinde remus etrafına bakınıyordu james ise eğilmiş bir şey kazıyordu...
Meissa: "Burası nere?"
Sirius: "Çapulcu kabini! Burda tanıştık... hepimiz... 7 yıl boyunca her seferinde buraya oturduk."
Beni yavaşça yere bıraktı ve jamesin yanına ilerledim. Kabinin duvarında yazan "kılkuyruk" yazısını siliyordu anahtarlıkla.
Sirius: "James orda bir şey eksik..."
James: "Ne eksik?"
Sirius jamesten anahtarı aldı ve en alta bir isim kazımaya başladı. Bir süre sonra geri çekilip bana gösterdi. En altta "Küçük Patiayak" yazıyordu...
Meissa: "Küçük Patiayak?"
Sirius: "Senin ismin eksikti..."
Elimi uzatıp Küçük Patiayak yazısının üstünde gezdirdim.
Meissa: "Hoş gözüküyor..."
Remus: "Kesinlikle!"
Harry de yanımıza gelip kabine oturdu. Sanırım trenin hareket etme vakti gelmişti ve hepimiz çıktık.
Tren hareket etmeye başladı harry bize biz harrye el salladık ve eve geçtik.***
Bizim ev fazlasıyla sessiz olduğu için amcamın evine geçtim... Regulusun bundan haberi yoktu ama olsun.. alt kattaki kocaman kütüphaneye gidip kapıyı açtım içeri girip geri kapattım. Yaşıma uygun kitaplar değilde görünüşü güzel olan bir kitap aldım. "Oblomov" adlı bir kitaptı küçük hamağa oturup kitabı açtım ve okumaya başladım. "Garip değil mi, acı da, sevinç de insanda aynı etkiyi yapıyor; soluğumuz kesiliyor, insanın ağlayası geliyor. Ağlasam belki rahatlarım; tıpkı büyük acılarda olduğu gibi..." Kitap fazlasıyla karışıktı zaten ki bu cümleyi asla yaşayamayacak olmak daha da kötüydü. Ayağa kalktım ve raflara ilerledim. Kütüphane fazlasıyla büyük olduğu için adımlarım yankı yapıyordu.. tozlanmış raflara ilerledim ve kitabı yavaşça yerine bıraktım. Arkadan birinin yaklaştığını hissettim aynı 3. Odada olduğu gibi... Ama bu sefer onu görmek için hızla arkamı döndüğümde elini omzuma uzatan regulusu gördüm.
Regulus: "Iyi misin?"
Meissa: "İyiyim... aynı şey oluyor sanmıştım.."
Regulus: "Neden burdasın? Abimler seni arıyor yarım saattir..."
Meissa: "Üzgünüm kitap okumak istemiştim"
Gülümseyip alnını öptü az bir şey ayrıldı ve konuşmaya başladı.
Regulus: "Ne okuyordun?"
Meissa: "oblomov diye bir kitaptı ama anlayamadım.."
Regulus: "Hey, sen oku diye bir sürü kitap aldım onlara neden bakmadın?"
Meissa: "Bilmiyorum... Belki anlarım diye denedim ama olmadı"
Regulus: "Öhm her neyse... derslere hazır mısın?"
Meissa: "Evet! Ne zaman başlıyoruz?"
Regulus: "Yarın... ilk dersin benimle hadi gene iyisin.. benimle kalmak ister misin?-"
Gözüm faltaşı gibi açılmıştı resmen
Regulus: "Bunu evet olarak kabul ediyorum! Pizza sipariş ediyorum gelecek misin kitap mı okuyacaksın?"
Meissa: "Geliyorum!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Duygular ve Hogwarts
Fanfiction🤞 Umut dalını kesen baltanın sapı da ben olmuştum. Suç bizimdi ancak kuşlar da saftı, hangi kuş kanatları yerine dala güvenirdi? . 1- #Çapulcular 3- #Wolfstar