Görmezden Gel

58 3 58
                                    

"Draco'nun yaptığı her şeyi görmezden gel, çünkü zorunda."

Bu sözler sürekli kafamda dönse de artık ne yapacağımı şaşırmış haldeydim. Dumbledore ölse Harry'nin savaşı kazanma gibi bir ihtimali yoktu ve Draco'nun elinde iki seçenek vardı.

Ben veya Dumbledore.

Belki de seçim ben olmalıydım ancak biliyordum ki Draco beni öldürse de elbet Dumbledore'u öldüren biri çıkacaktı.

Sesim çıkmıyordu. Ne diyecektim ki babamlara, Harry'e? Bir şeyleri konuşmak fazla zor geliyordu.

Böyle zamanlarda duygusuz olduğum için kendimi şanslı hissediyordum. Eğer duygularım olsa şu anda neler hissedeceğimi kim bilirdi?

Ben ise astronomi kulesinde beni öldürme ihtimali olan çocuğun kucağında uyukluyordum.

Gözlerim ne kadar kapanmak istese de zihnimin pek izin verdiği söylenemezdi. Belimi okşayan eller durduğunda kafamı hafifçe kaldırıp Dracoya baktım, kafası yana düşmüştü. Yanakları kızarmış, dudakları hafif aralık uyuyordu.

Yaklaşık bir haftadır buraya geliyorduk, beni uyutmaya çalışmasına rağmen kendisi yorgunlukla uyuyakalıyor ve ben gece boyunca oturuyordum. Rutinimiz aynıydı, sabah uyanıyor ve benim yine uyuyamadığımı görüp üzülüyordu.

Lanetli olduğumu düşünmek en büyük hakkımdı. Bir şeyler yolunda gidiyorsa bazı şeyler rayından çıkıyor ve benim üstüme geliyordun sanki.

Örümcek ağlarını önüme örsün de bir anlığına dokunulmaz olayım istiyordum ancak bu hiçbir zaman gerçekleşmeyecek bir şeydi.

Kollarından ayrılıp kendimi gecenin soğukluğuna teslim ettim.

Kilo veriyordum. Hem de deli gibi, bir şey beni içten içe yiyip bitiriyordu sanki. Önceden bu tamamen bir histen ibaretti ancak şu an sanki fiziki olarak da başlamıştı. Hiçbir zaman doğru düzgün yeme düzeni olan bir çocuk olmamıştım, babamın anlattığı kadarıyla Lily'nin bana yemek yediremediği için ağladığı zamanlar bile oluyormuş. 

Ancak şu an her şey farklıydı. Her şey boku yemiş durumdaydı. Draco onlarca kez Dumbledore'u öldürme planı kurmuş ve onlarca kez başarısız olmuştu.

Dumbledore'un savaştan önce ölmemesi gerektiğini düşünenlerden değildi Harry Dumbledore'un her şeyi halledeceğini düşünüyor ama kehanette sonunu getirenin kendisi olduğu yazıyor.

Dumbledore bu durumda etkisiz eleman olarak kalıyor.

Harry veya diğerleri gibi Dumbledore'u sevemiyordum, aksine sanki Harry'i yem ediyormuş gibi geliyordu ancak ölmesini istediğim de söylenemezdi.

Cebimden çıkardığım sigara kutusunun içinden bir dal alıp dudaklarıma yerleştirdim. Ateşin sıcaklığına dayanamayan sigara kısa süre sonra kendini kül olmaya teslim etmişti.

Kafamı dolduran düşünceler sadece bundan da ibaret değildi.

Gölge'nin anlattığı hikaye çok saçmaydı. Beni sürekli benzettiğini söylediği kişi yüzyıllar önce kendisini bu dünyaya getiren kişiydi ve şimdi bana onun emaneti olduğuma dair şeyler saçmalıyordu ancak benim ne yapmam gerektiğine dair hiçbir fikrim yoktu.

Kafamı çevirip uyuklayan Draco'ya baktım. Kafası yana düşmüştü, dudakları hala aralıklıydı. Kafamı dağıtmanın tek yolu onunla vakit geçirmekti.

Harry ve diğerleri ile gezdiğim zamanlarda aklıma Dumbledore mevzusu geliyor ve kendimi onlara ihanet ediyormuşum gibi hissediyorum. Babamlarla zaman geçirmek hatta yüzlerine bakmak bile oldukça zorlaştı çünkü onlar da Dumbledore'a umut bağlıyor.

Duygular ve HogwartsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin