"Tenin almış beyazlığını aydan,
Saçlarının rengi geceden,
Bundan geceye sevdam."***
Weasley ikizler ortak salonda şaka malzemeleri satarken Harry ile karşılıklı koltuklarda oturmuş kitap okuyorduk. Plak çalara plağı ben takmıştım, hareketli bir parça çalarken birkaç öğrenci dans etmeye başladı.
"Senden tüm ödevi yazmanı istemiyorum ki!" Ron'un sesi duyulduğunda kafamı kitaptan kaldırıp Hermione ile ikisine baktım. "Sadece aptak SBD sınavlarına çalışmakla meşgulüm." Konuşarak yanımıza doğru ilerlediklerinde Hermione derin bur nefes aldı.
"Sadece girişi yazarım, o kadar." Ron rahatlamış bir nefes verip gülümsedi. "Hermione, gerçekten tanıdığım en harika insansın. Bir daha sana kabalık edersem.." İkisi de Harry'nin yanına oturdu ve Hermione Ron'un cümlesini tamamladı.
"Normale döndüğünü anlarım."
Harry elindeki kitaba bakarken Hermionenin dikkati direkt olarak elini buldu.
"Eline ne oldu?" Harry kafasını kitaptan kaldırıp Hermioneye baktı.
"Hiç." Diyerek yara olmayan elini gösterdi. "Harry, Ben aptal değilim. Diğer elin." Elini tutup üstündeki yaraya bakmaya başladı.
"Jameslere bildir."
"Olmaz." Diye Harry'nin ağzından sözü aldım.
"Meissa, kardeşinin canı yanıyor ne demek olmaz?" Kolumu kaldırıp sargılı elimi gösterdim.
"Senden daha çok sey biliyorum Hermione ve olmaz. Jamesler duyarsa Hogwarts'ı başına yıkarlar ve bu tamamen Hogwarts'tan atılmamıza sebep olur."
"Görmüyor musunuz? Bu kadın size işkence ediyor!" Ron şaşkın bir ifadeyle konuştuğunda ikimiz de kafamızı evet şeklinde salladık.
Harry'nin gözüne baktım, gerçekten canı yanıyor mu diye. Draco'nun verdiği krem hem onun hemde benim yaramın acısını dindirmişti fakat gerçekten söylemeye gerek var mıydı?
Harry endişeli gözlerimi görünce gülümsedi.
"Meissa, sorun yok. Aynı acıyı çektik ve geçti."
"Cocuklar ailenize bahsetmelisiniz. Durum ortada ve çok basi-"
"Hayır, basit değil. Hermione, bu şey her neyse basit değil. Beni anlamıyorsun."
Harry ayağa kalktığında peşinden ayağa kalktım. Hızlı adımlarla ilerlerken sorgulamadan peşinden yürümeye başladım. Hızına pek yetisemesem de arkasından geldiğim adım seslerimden belliydi.
"Meissa, sana da sinirlenmek istemiyorum git başımdan." Cevap vermeden peşinden ilerlemeye devam ettim. Bir süre sonra durup bana baktı.
"Git başımdan ne anlıyorsun?"
"Gitmek istemiyorum."
"Sana patlamak istemiyorum, git başımdan."
"Harry..."
"Git başımdan!" Bağırmasıyla geriye birkaç adım atıp kafamı 'Tamam' şeklinde salladım.
Derin bir nefes alarak açıklamak için ağzını açtı fakat dediği gibi uzaklaşmaya başladım.
"Meissa!" Diye bağırdığını duysam ilerlemeye devam ettim.
Gryffindor Ortak salonuna geri dönemezdim, zaten yeni çıktım. Ne diyecektim ki oradakilere? "Harry beni de kovdu!" Falan mı?
Günün son dersi İksir'di fakat onun da başlamasına yaklaşık yarım saat vardı. İksir sınıfını pek sevmesem de kitap okumak için oldukça sessiz bir ortamdı, kütüphaneye giderdim fakat gidip geri dönmek zaten yarım saat sürecektir. Zindanlara, Slytherin Ortak Salonunun kısmına ilerledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Duygular ve Hogwarts
Fanfiction🤞 Umut dalını kesen baltanın sapı da ben olmuştum. Suç bizimdi ancak kuşlar da saftı, hangi kuş kanatları yerine dala güvenirdi? . 1- #Çapulcular 3- #Wolfstar