Knockturn Yolu

212 9 340
                                    

Sevgili küçük ben,

Çok canın yandı, farkındayım. Küçük bedenin o büyük işkenceyi nasıl kaldırdı bilmiyorum. Büyüdükçe geçip gitti demek isterdim fakat geçmiyor. Fiziksel acıların birikip bir anda patlıyor ve delirmiş gibi hissediyorsun. Ruhsal acı tam olarak ne bilmiyorum. Hiç yaşamadık, görmedin. Belki de en iyisi budur fakat yaşamak isterdim. Bazı insanlar bana bizim gibi olmak istediğini söylüyor. Duygusuz... gerçekten nasıl hissettirdiğini biliyorlar mı? Dünyada onları üzecek çok şeyin olduğunun farkındayım. Yine de.. gerçekten gülmekten mahrum kalmak isterler miydi? Bazen acıyı hissetmek bile istiyorum. Gerçekten bu kadar fazla mı yandı canları? Gerçekten bunu isteyebilecek hale mi geldiler?

Anneni yaklaşık 11 yıldır hiç görmedin. Gördüğünde ise sana zarar vermeye kalkmadı, korkma. Yapamazdı da zaten... 12 yaşında hayatına biri girdi. Onu nasıl tanımlamam gerektiğini bilmiyorum. Hem çok iyi hemde çok kötü. Hem acı çekiyorsun hemde gereksiz şekilde ona öylesine güveniyorsun ki her şey çözülecek gibi. Senin dilinde 2. Sirius Black diyebilirim.

Çoğu şeyi unuttun. Değer verdiğin ne varsa büyük ihtimal şu an hatırlamıyorsun. Böyle giderse her şeyi unutacağının farkındasın fakat bunu düşünmeye sürekli erteliyorsun. Simdi yaptığın ve sonrasında yapacağın gibi. Belki şu anki düşüncelerini silebilecek onlarca güzel anın olmuştur fakat sen bunları değil en kötülerini hatırlıyorsun. Bütün her şeyi ertelemeye odaklısın, kötü şeyleri erteleyip en güzellerini yaşamaya çalışıyorsun fakat o kötü şeyleri çözmediğin sürece hepsini unutacaksın.

...

Gidebileceğimiz her yer önümüzdeyken hiçbir yere gidemiyorduk.

Derin bir nefes alarak Gölgeye baktım.

"Bir yalan uydur."

Dışarı tek çıkabilmem için yalana ihtiyacım vardı fakat her yol Harry'i de peşimizde götürüyordu.

Sıkıntılı bir nefes verdi. "Meissa, ben bu plandan emin değilim. Yapmasak olmaz mı?"

Kendi hakkında ki gerçeklerden korkmuyordu, korktuğu şey o gerçekleri benim öğrenmemdi.

Yanına ilerleyip uçurumdaki gibi ellerini tuttum. Bir sürü anı unutmuştum, bir sürü insan unutmuştum fakat ilk tanıştığımız gün beynime kazınmıştı.

Soğuk elleri ellerimin sıcaklığını yutarken gözlerime baktı. Bir süre sessizliğe gömüldükten sonra elime küçük bir öpücük kondurup gülümsedi.

"Beni nasıl kandıracağını biliyorsun." Gölge acımasız olabilirdi, başka birine karşı. "Bunu başka biri yapsa kabul etmezdim, yönlendirmeye çalışırdım fakat nedensizce sana kıyamıyorum."

Bunu bildiğim için kullanıyordum. Tamam, biraz iğrenç geliyor kulağa farkındayım fakat Barty bir şeyler biliyor.

Bir süre sessizliğin ardından konuşmaya başladı. "Pastaneye gitmek istediğini söylersen Harry de atlar. Aslında yanımızda gelmesi çok iyi olabilirdi fakat bu sefer de beni öğrenir."

Daha fazla kişinin Gölgeyi öğrenmesine gerek yoktu, yeterince kişi biliyor.

"Euphemiaya erkek arkadaşınla buluşacağını mi söylesen?"

"Benim erkek arkadaşım yok."

Göz devirdi. "O bunu biliyor mu?" Bilmiyordu fakat bildiği şeyler bu yalanı hiçe çıkardı.

"İyi de benim kimseye bir şey hissedemeyeceğimi biliyor?" Bu yalana inanma ihtimali bile yoktu.

"Ginny ve Dracoyu öptüğünü duymayan kalmadı. Harry çoktan onlara anlatmıştır, en azından bir şansımız var. Ayrıca bunu bilse bile niye yalan söylediğini düşünsün?"

Duygular ve HogwartsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin