"Bu korkunç bir dünya. Ama bazen farklılık yaratmak istiyorsan, bazen her yoku denemelisin."
~HorowitzKütüphaneyi sabah saat 7 gibi toplayamayı bitirmiştik. Mcgonagall, Gryffindordan 3 puan sildi. 1 saat gecikmeden ne olabilirdi ki? Saat 7'de -Hermione haricinde- kim gelirdi ki? Ayrıca bu gün hafta sonuydu herkes hogsmead'e gidecekti. Bu saatte çoğunluk boğazının peşindeydi. Bir raf kaldığında Harry yemeğe inmişti. Ben ise rafı toplayıp derin bir nefes aldım.
Gece Sirius'a dünya klasikleri için mektubumu göndermiştim. Topladığımız kitaplar arasında gezinip bir kitabı elime aldım. Sayfalarını yavaşça aralayıp rastgele bir sayfayı açtım. Kütüphanede genellikle derslerle alakalı kitaplar vardı fakat bazı raflarda çizgi romanlar, hikayeler, masallar ve binbir türlü kitap bulunabiliyordu. Cinayet kitabı bulmuştum.
Sherlook Holmes - Kızıl Dosya
Bu seriyi hatırlıyorum. Sirius'un en sevdiği muggle kitaplarından. Kitabı kapatıp bir masaya geçtim. Kitabı okurken duyduğum sesle kafamı kaldırdım. Melodiler, deliriyor muyum? Daha yeni kütüphanede kimsenin olmadığına yemin edebilirdim! Kapı hiç açılmadı? Kim açtı bu şarkıyı?
"My heart has wings"
"And I can fly"
Devamı gelmeden şarkı tamamen kesildi. ağzımı aralayıp mırıldandımm.
"I'll touch every star in the sky..."
Ses yoktu. Ayağa kalkıp etrafima bakındım, kocaman kütüphaneyi gezdim. Hayır, gerçekten kimse yoktu. Şarkı La Vie En Rose gibi Emily Watts'ın şarkısıydı. Bu kadının her sesini duyduğumda ona biraz daha yaklaştığımı hissediyorum. Her cümlesinde içimdeki bazı şeyler yeniden hayat buluyor.
Geri geri ilerlerken çarptığım şeyle hızlıca arkamı döndüm. Uğh, Malfoy...
Draco: "Bunu sana ait sanırım ha?"
Elindeki Sherlook Holmes kitabını gösterdi.
Meissa: "Evet, verir misin?"
Draco: "Bak istediğin zaman ne kadar nazik oluyorsun."
Meissa: "Bakıyorum da korumaların yok.. Bu kadar rahat konuşman garip"
Draco: "Öyle mi dersin?"Ağzımı açıp konuşacekken sırıtıp elindeki kasetten şarkıyı açtı. Muggle şarkısı dinleyen bir Malfoy mu? Merlin aşkına, 100 yılda bir görülebilecek bir şey. Dur, gece aynı saatte sürekli radyoya şarkıyı veren o olabilir miydi?
Meissa: "Sen mi yapıyordun?"
Draco: "Neyi?"
Meissa: "01:40'da radyodan şarkıyı sen mı istiyordun?"
Draco: "Meissa, anlamıyorum"
Meissa: "Her gece saat 01:40'da radyodan La Vie En Rose istiyorlar. Sen mi istedin?"
Draco: "Radyo dinlemiyorum, üzgünüm ben değilim"Bu içimi rahatlatmıştı. Belki o da vermemişti ama en azından bir ihtimal vardı ha? Beklemediği anda Draco'nun elinden kitabımı alıp ilerlemeye başladım.
Meissa: "Iyi günler Yaralı kafa"
Adım sesleriyle peşimden geldiğini anladım. Arkadaşlarıylayken ayrı, baş başayken ayrı bir kişilik oluyordu. Hangisinde kendisi gibiydi? Neden saklamaya çalışıyordu? Daha doğrusu neyi saklamaya çalışıyordu?
Herkes kendi gerçek kişiliğinden korkar. Mükemmel tabirine uymamaktan hatta belki de istediği kişilik olmamaktan. Mükemmel diye bir şey gerçekten var mı? Olduğunu düşünmüyorum. Tabii Sirius Black öyle şşh. Düşünsenize... gerçek kişliğiniz şuan nefret ettiğiniz bir kişilik. Ne yapabilirsin ki saklamaktan başka? Hiçbir şey... bir süreden sonra saklamakta işe yaramayacak. Işte o zaman kabulleneceksin. Etrafındaki kişiler senin gerçek kişiliğini kabul etmese bile sen kabulleneceksin. Ve Herkesten aynı cümleyi duyacaksın
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Duygular ve Hogwarts
Fanfiction🤞 Umut dalını kesen baltanın sapı da ben olmuştum. Suç bizimdi ancak kuşlar da saftı, hangi kuş kanatları yerine dala güvenirdi? . 1- #Çapulcular 3- #Wolfstar