Takımyıldızı

313 28 39
                                    

Kendi oyunun içinde kaybolmak istemiyorsan, hiçbir zaman arkana bakma.


(Not: bölümde yer verilen 'takımyıldızları' kısmı internetten yaklaşık 2 saat araştırmanın sonucu yazılmıştır.)

"Biraz yavaş yürüsen ne olur ki?" Sarı saçlı çocuk önümde sanki arkasından atlı geliyormuş gibi yürüyordu. "Sızlanma, hızlan." Birinin ona emir vermemesi gerektiğini söylemeli. Nereye gittiğimizi dahi bilmiyordu. Kafasına göre hareket ediyordu. Sözümü dinliyor mu? Asla. "Malfoy gittikçe anahtardan uzaklaşıyoruz geri dönmeliyiz" oğlan gene beni dinlemeden yürümeye devam etti. Büyük bir buğday tarlasının içinden geçiyorduk. Ne diye Dünya Quidditch Kupası'nı böyle bir yerde yaparsın ki zaten? Ayağımı burkmamla durup eğildim. Buğdayların boyu boyumu geçtiği için dışardan gözükmüyordum. Kafama taktığım bulgar renklerindeki bandanayı çıkarıp burktuğum yere sıkıca sardım
Draco: "Meissa? Meissa nerdesin! Uğh, sadece 2 dakika arkamı dönmedim ve yok mu oldun? Yılanlar mı yedi acaba..."

'Yılanlar mı yedi acaba'? Bu çocuğun hayal dünyası fazla geniş. Buğdayların arasından kalkmadan yavaşça yanına ilerledim.
Draco: "Meissa nerdesin?! Merlin 1 ses ve-"
Draco'nun üstüne atlayıp yere düşürdüm. Tiz bir çığlık atınca ikimiz de birbirimize bakmaya başladık.
Draco: "Bunu duymadın-"
Meissa: "Hayır, duydum..."
Uzun bir sessizlikten sonra geri kalkıp yürümeye başladık. Ayağımdan dolayı fazla yere basamıyordum.

Draco: "ayağını mı burktun?"
Meissa: "Evet"
Draco: "Biraz daha dikkatli olmayı deneyebilirsin. Bizi yavaşlatmamak adına."
Meissa: " 'bizi'? Geceden beri kafana göre götürüyorsun bizi. Neredeyiz? Sende bilmiyorsun."
Draco: "tabii ki biliyorum nerede olduğumuzu"
Meissa: "Neredeyiz Malfoy?"

Sarı saçlı çocuk duraksayıp etrafına bakındı.
Draco: "Buğday tarlasındayız"
...
Meissa: "Benim dediğim yere gidip geri döneceğiz"
Draco: "Tehlikeli olabilir!"
Meissa: "Olsun veya olmasın bu gidişle zaten açlıktan ya da soğuktan öleceğiz"
Yazın sonlarındayız. Üstüne üstlük bide açık alan olduğu için fazla esiyor...
Draco: "Tamam, geri döneceğiz fakat bir şartla"
Meissa: "neymiş şartın?"
Draco: "Tarla... zaten bitmek üzere"
Biraz ilerdeki evi gösterdi.
Draco: "Geceyi burda geçirelim daha güvenli"

O fazlasıyla korkuyor ve bu çok belli. Korkmuyormuş gibi yapmasına rağmen gözlerindeki korkuyu görebiliyorum.
Draco: "Hem ayağına da bir şeyler yaparsın kötü gözüküyor"
Ona haklı olduğunu söylemek istemiyorum. Böyle insanlara genellikle haklısın dediğinizde kendilerini bir şey sanmaya başlıyorlar. Sanki demediğimde sanmıyor... her neyse. Cevap vermeden eve doğru ilerledim.
Draco: "Haklı olduğumu biliyordum!"

Yaklaşık 15 dakika sonra eve vardık fakat kapısı kilitliydi.
Draco: "Ee, nasıl açıcaz bunu?"
Boş boş Malfoy'a bakıp kapıya tekme attım. Sirius regulusun evinin anahtarını içerde unuttuğunda böyle yaparak kolayca açmıştı. Hırsızlarda kolayca açabilirdi aslında fakat fazla ses çıkıyordu. Burkulan ayağımla vuramayacağım için diğerini kullanıyordum. Bu sefer de burkulan ayağa yükü verdiğim için sızlıyordu.
Draco: "Hey, napıyorsun?!"
Kapının kilit kısmına tekrar tekme atınca kapı tamamen açıldı.
Meissa: "Çıtkırıldım olmayı kes malfoy."
Evin içine girip bakınmaya başladım. Küçük ve tek odası olan bir evdi. Duvarda kocaman bir tüfek vardı. 1 tane yatak ve 1 tane de koltuk vardı.
Meissa: "Koltuk benimdir"
Draco: "Neden rahatsız olanı seçtin ki-? Her neyse.."
Yatağa ilerleyip uzandı. Yatağı seçmememim nedeni buranın net olarak orda yatmış olmasıydı. Ter kokuyor olma ihtimali de oldukça yüksekti.

Duygular ve HogwartsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin