Yarım Ruhlar

290 19 177
                                    

"Ruhlar yarım kaldığı sürece bedenlerin bir önemi yoktur. Ruh olmadan yaşayan beden et çuvalından farksızdır"

Not: Uzun süredir bölün atmadığım için dayanamadım kontrol etmeden atıyorum bölümü. Yazım hataları için üzgünüm! <3

Bazı acıların geçeceğine inanmazsınız. Ne kadar uğraşsanız da içinizde o boşluk kalır. O boşluk sizin insan kalmanızı sağlar, bazı şeylerden ders çıkarmanız, hatta çıkardığınız dersleri başkalarıyla paylaşmanızı sağlar. Sanmayın ki en bilge kişi en yaşlı kişidir, asıl bilge en fazla yaşayan değil, en çok görendir.

Yaşadığım hayat boyunca okuduğum kitaplar, gördüğüm şeyler bana çok şey katmıştı. Aldığım en büyük tavsiyeyi 70 yaşında bir adamdan değil, daha 7 yaşına bile girmemiş bir kızdan almıştım.

"Benim için kilolu diyorlar, kilolu değilim. Onlar bana göre zayıf.. sana da duygusuz diyorlar fakat değilsin. Sadece onlar duygularını daha aktif yaşıyorlar"

Sanırım haklıydı. Şimdiye kadar hepimiz yanlış biliyor olabilirdik... Bu üstümdeki duygusuzluk belki de hastalık gibi veya geçecek bir şey değildi. Eğer bir anda kaybolmamış olsa şuan dediklerime kendim de inanırdım. Bu bir travmaydı, geçici midir bilmem fakat bu halime etrafımdaki herkes alışmıştı. Çoğu zaman artık bunu kabullenip geçmesi için uğraşmamaya başlıyorum ama sonra aklımda bir sürü görüntü canlanıyor

Sirius'un umudu,

Remus'un uğraşları,

Lily'nin ilgisi,.

Harry'nin yanımda olmaya çalışması,

James'in yapılacaklar listesi..

Evet, James bir gün duygularım geri gelirse o günden sonra yapılacak şeylerin listesini çıkarmıştı. Listenin uzunluğunu tarif etmek gerekirse; Lily'nin jamesi reddedişleri listesi kadar. Tamam, biraz abarttım. Daha kısa olabilir ama kimin umurunda ki? Uzun işte!

Yule balosundan sonra kış tatili için evlere dönmüştük. Şimdi ise gölün kenarında küçük bir kızın dediklerini sorguluyorum. Ne güzel değil mi? Herkes bir anda çok haklı gelmeye başladı. Söylenen her söz kafamın içinde bir yer ediniyor. Uzun süre düşündükten yoksa yok olup gidiyor. Yok olup gideceksen neden beynimi meşgul ediyorsun?

"İyi misin?

Sesle kafamı yana çevirip küçük kıza baktım

"Evet, iyiyim teşekkürler.."

"Rica ederim! Daldın gittin.. Ne düşünüyordum?"

"Söylediğin şeyler biraz düşünmeme sebep oldu o kadar.. Bir an seni haklı bulmuştum biliyor musun?"

"

Sonra ne oldu?"

"Gerçeği hatırladım.."

Kız bir şey demeden ayağa kalkıp ilerlemeye başladı. Onu kırdım mı? Kıracak bir şey söylemedim.. umarım kırılmamıştır. Ayağa kalkıp eve ilerledim ve bizimkilere baktım. Bahceye kurulmuş eski mektupları okuyorlardı. Yanlarına ilerleyip kafadan bir mektup aldım ve açtım. Hafif sesli şekilde okumaya başladım.

"Bir bilsen kac yıldır nelerle uğraştığımı.. Seni sevmek bir yandan, söylediğin kötü şeyler bir yandan, Pati'ye anlatmaya yüzüm bile kalmadı artık söylediklerinden sonra.. Duvarlarla konuşmaya başladım. Hogwartsta gördüğün her duvara seni anlattım. Gülüşünü, güzelliğini.. artık hepsi benim gibi ezbere biliyor her şeyini. Şimdi ise ben hariç herkesi seviyorsun.. Ne yanlış yaptım bilmiyorum, belki de onlar kadar yakışıklı değilimdir. Ama ben devam edeceğim, şimdi anlatabilecek bir şeyim daha var.. yanımda kravatın var. Inan, dokunmaya kıyamıyorum. Kokun üzerinden silinir diye korkumdan elime bile alamıyorum.. Ben 1 yıl daha tüm duvarlara kokunu anlatabilirim fakat sen 1 yıl daha benden nefret etmeye devam eder misin bilmiyorum. Seni seviyorum Evans, bu mektup eline hiç geçmeyecek olsa bile.

Duygular ve HogwartsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin