"Sakın kimsenin yanında olmadığını düşünme ben her zaman buradayım ve ne zaman istersen sana yardımcı olurum."
Masamın yanındaki hastaların oturduğu koltukta yattığı yerden yavaşça doğruldu. Oldukça minyon görünüşlü bir kızdı. Fazla sevimliydi ama bu görünüşün ardında büyük bir yıkılış vardı.
18 yaşında olmasına rağmen hayat fazlasıyla yormuştu bu küçük hanımı.
Arkadaşlarıyla gezip eğlenmesi gerekirken çevresindeki kişiler yüzünden bozulduğunu düşündüğü psikolojisiyle uğraşıyordu.
"Çok teşekkür ederim Felix. Haftaya muhakkak tekrar geleceğim seninle konuştuğumda gerçekten iyileştiğimi hissediyorum."
Gülümseyip kapıya kadar eşlik ettim. Kapıyı kapatır kapatmaz gülümseyen suratım bir anda düştü. Kravatımı gevşetip kendimi koltuğa bıraktım.
İnsanların sıkıntılarını düşünüp dert etmekten kendi sıkıntılarımı unutur olmuştum. Gerçekten ben neden yaşıyordum? Ben nasıl hissediyordum?
Psikolog olmadan önce tüm psikologların aslında çok mutlu olduğunu düşünürdüm. Kendilerini mutlu edecek bilgilere sahipler. Kendilerini nasıl ferahlatacaklarını biliyorlar.
Öyle birşey yok. Psikologlar insandır. Hayatında sorun olmayan insan yoktur. Psikolog olanların psikolog olmayanlarla aralarında büyük bir fark vardır.
Psikologlar başka insanların tedavileri için kendilerini unuturlar. Diğerleriyse kendilerini rahatlatmak için psikoloğa gelir.
Hayat her türlü ne kadar adaletsiz öyle değil mi? Terzi gerçekten kendi söküğünü dikemiyormuş.
25 yaşında bir psikoloğum ama hala kendime bir çözüm bulamıyorum. Ailemden ayrı yaşıyordum bir tek kardeşim yanımdaydı aile özlemi mi çekiyordum?
Annem ve babama bağlı bile değildim neyin özlemi olabilirdi? Aşk acısı mı çekiyordum? Hayatımda bir kez bile aşık olmadım. Doğduğum şehri de özlüyor olamazdım. Çoğunlukla özlem duygusu barındırmayan bir insandım.
Kısa bir tatile çıkıp kafamı dinlesem iyi olacaktı.
Masanın üzerinde çalan iş telefonunu koltuktan zorla kalkarak açtım. Başım resmen ağrırken acıyordu.
"Bu son hastaydı doktor kılıklı şey çıkabiliriz. Lütfen dondurma yemeye gidelim lütfen lütfen lütfen."
Hayır deme gibi bir lüksüm yoktu çünkü Jisung bir şeyi istiyorsa asla vazgeçmezdi. "Tamam gidelim ama çok kalmayalım başım çatlıyor." Elimi ağrıyan boynuma atıp ovaladım. Saatlerce sandalyede düz bir şekilde oturduğum için boynum ağrımaya başlamıştı. Uzun süre düz bir yere odaklanamıyordum hemen dayanılmaz bir ağrı vurmaya başlıyordu.
En yakın zamanda doktora görünmeyi aklımın bir kenarına not aldım.
"Tamam dondurmayı alıp eve de dönebiliriz istersen." Söylediği şey ağır bir şekilde mutluluk hormonu salgılamama sebep olmuştu. Dışarıda kalacak halimin olmadığı sesimden bile anlaşılıyordu demek.
Kısa bir onay mırıltısından sonra telefonu kapatıp masaya bıraktım. Odayı biraz düzenledikten sonra kapının yanında duran küçük dolaptan giydiğim baharlık uzun hırkamı çıkarttım ve üzerime geçirdim.
Dosyalar ve hastaların bilgileriyle Jisung ilgilendiği için alacak bir şeyim yoktu. O yüzden çantam ve telefonumu alıp odadan çıktım.
Sessizde olan telefonumun sesini açıp pantolonumun arka cebine sıkıştırdım. "Ben buraları toparladım tek yapacağımız şey ışıkları kapatıp kapıları kilitlemek."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doctor | Hyunlix
Romance"Ağlarken öpüşmek gibi bizimkisi. Kalbini çok sızlatıyor ama çölün ortasında suya muhtaç olduğun kadar muhtaçsın o dudaklara."