"Burası mükemmel." Jeongin'in şaşkınlıkla söylediği şeyi görmeyecek olsa da başımı sallayarak onayladım ve hayranlıkla evi incelemeye geri döndüm.
Tamamen ahşaptan oluşan iki katlı bir evdi. Duvarlarda elle yapıldığı belli olan özenle yapılmış garip desenli işlemeler vardı. Salonun orta kısmında duvara sabitlenmiş çok güzel bir şömine vardı. Önünde odunları da vardı önceden hazırlamışlardı demek ki.
Koltuklar ahşap duvarın rengiyle aynıydı turuncumsu bir görünümü vardı. Evin içi o kadar sıcak görünüyordu ki dışarıda yağan karın görüntüsü içeriye etki etmiyordu.
Tabi sadece görüntü olarak etki etmiyordu şömine biraz daha yanmazsa götüm donacaktı.
Minho merdivenlerden aşağı inince gözüm istemsizce ona takıldı. "Yukarıda üç tane çift kişilik oda var iki kişi salonda yatmak zorunda."
Başımı sallayıp Jisung'u kendime çektim. "Tamam biz Jisung'la salonda kalırız."
Minho gözlerini büyütüp yanımıza geldi ve Jisung'u kolundan tutup çekti. "Pardon? Ben sevgilimle uyumak istiyorum."
"Ah ne yazık ki bizim dışımızda kimse salonda yatmak için gönüllü olmayacakt-"
Şerefsiz bakışlarımla Minho'yu alt etmeye çalışırken Hyunjin salağı sözümü kesti. "Felix çok istiyorsa salonda kalsın o zaman. Minho sen de al sevgilini siz odada kalın ben Felixle kalırım."
Bir saniye ne? Böyle bir şey hesapta yoktu lanet olsun..
Minho suratına yerleştirdiği şeytani gülüşüyle bana bakınca dil çıkartıp valizimi aldım ve Jisung'un eline tutuşturdum. "Git şunu SİZİN odanıza koy MALUM GARİBAN BEN salonda yatacağım için YER YOK.!!"
"Ben niye koyuyorum ya git kendin ko-"
"JİSUNG!"
Bağırınca gözlerini büyütüp hemen valizimi aldı ve hızlı bir şekilde yanağımı öpüp merdivenleri çıkmaya başladı. Minho da peşinden gitti tabi...
"Ne yani şimdi Jeongin ve Changbin aynı odada kalacak. Hyunjin ve Felix de salonda kalacak. CHRİS VE BEN AYNI ODADA MI KALACAĞIM?"
Yeri izleyerek sesli düşünen Seungmin'e bakıp gülümsedim. Ciddi ciddi sesli düşünüyordu ve bunun farkında değildi salak çocuk.
"Aynen öyle güzelim." Chris kolunu Seungmin'in omuzuna atınca Seungmin ne olduğunu sorarcasına ona baktı. "Hadi ODAMIZA çıkalım."
Seungmin kaşlarını çatıp Chris'in kolunu omuzundan itti. "Nereden odamız oluyormuş? Ben odama çıkıyorum Hyunjin ve Felix iyi geceler."
Seungmin cevap vermemizi beklemeden valizini alıp hızlıca merdivenlere yöneldi.
"Çok tatlı değil mi?" Yüzünde bebek seviyormuş gibi bir ifade olan Chris'e bir an önce gitmesi için başımı salladım. "Hı hı aynen canım öyle hadi git."
Chris valizini alıp Seungmin'in peşinden gitti ama ben söylediğim için gitmiş gibi değildi pek.
"Şey şömineyi yakar mısın? Ben de yastık falan bulayım."
Hyunjin göz kırpıp şömineye ilerleyince ben de nerede ne olduğunu bilmediğim odalara dalmaya başladım. Göz kırpmak evet demekti herhalde.
Karşımdaki ahşap kapıyı açıp karanlık olan odaya girdim. Işığı yakmaya çalıştım ama yanmadı. Bir bu eksikti cidden. Telefonumun flaşını yakıp etrafı inceledim. Boş, sadece koltuk ve dolaptan ibaret olan bir odaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doctor | Hyunlix
Romance"Ağlarken öpüşmek gibi bizimkisi. Kalbini çok sızlatıyor ama çölün ortasında suya muhtaç olduğun kadar muhtaçsın o dudaklara."