Ölmeden cenneti yaşattığın için.

10.3K 770 1.2K
                                    

"Hyunjin gelecek Minho'nun yanına git." Ayaklarını uzatmış telefonla oynayan Jisung'un iki omuzunu da tutup sarstım.

"Ya bana ne odanda sevişirsiniz işte kulaklık takarım ben." Bu çocuk niye böyle olmuştu? Nerde hata yapmıştık acaba. Hiçbir şeyini de eksik etmemiştik aslında aşıları da tamdı.

"Jisung eğer Minho'nun yanına gitmezsen onu arar ve Jisung'u belki seni özlemiştir diye yanına göndermek istemiştim ama o Minho kim de onu özleyeceğim benim için yan gelip yatmak daha değerli dedi üzgünüm derim."

Gözlerini büyütüp eline aldığı yastığı bana fırlattı ama yüzüme gelmeden tutup atabileceğim en şerefsiz bakışı attım. "Nefret ediyorum senden."

Kahkaha atıp odasına hazırlanmaya giden Jisung'a öpücük attım. "Ben de seni seviyorum."

Çok keyiflenmiştim. Jisung'u sinir etmek hoşuma gidiyordu. Koltuğa güzelce yayılıp telefonumu aldım ve Hyunjin'e gelebileceğine dair bir mesaj attım.

Jisung'u göndermezdim normalde ama Hyunjinle tamamen yalnız kalmak istiyordum. O yüzden sevgilisinin yanına defolup gidebilirdi. Minho arada işe yarıyordu.

"Ben siktirip gidiyorum sen de sevgilinle yiyişmene bak!" Kapıyı kapatıp evden çıkan Jisung'a bakmadan yatmaya devam ettim. Jisung'a eğer yapmak istemediği bir şeyi yaptırırsanız aşırı sinirlenirdi bu duruma alışmıştım. Tabiki Minho'nun yanında olmak istiyordur ama şu an rahatı yerindeydi ve ben onu rahatından etmiştim.

En azından sevgilisinin yanına gidiyordu sevinmeliydi bence. İyilik yapmış sayılırdım.

Kapı çalınmaya başlayınca göz devirdim. Kesin bir şeyini unutmuştu. Kapıya daha sert vurulduğunda adımlarımı hızlandırdım. "GELDİM SALAK ÇOCUK GELDİM."

Kapıyı açtığımda karşımda Jisung değil Hyunjin belirmişti. Işınlanmayı mı bulmuştu yoksa kapının önünde mi bekliyordu? "Ne çabuk geldin."

Gülümseyip yanağımı öptü ve elleri cebindeyken içeriye girdi. "Sen mesaj attığında zaten yoldaydım." Kapıyı geri kapatıp peşinden oturma odasına yöneldim. Hyunjin çoktan koltuğa serilmişti.

Yanına oturup bacak bacak üzerine attım ve üzerindekileri inceledim. Siyah bir eşofman takımı giymişti saçları da dağınıktı. Zaten çuval bile giyse nefes kesici görünebilirdi.

"Kliniği bugün niye açmadın?"

"Bugün pazar bebeğim."

"Ah doğru."

Tek elimi tutup dudaklarına götürdü ve küçük bir öpücük bıraktı. "Bir gün bile ayrı kalmadık ama seni çok özledim." Yaklaşıp derin bir nefes alarak boynumu da öptüğünde gözlerim kapandı. "Senden bir an bile ayrı kalmak istemiyorum aynı evde kalalım."

Yüzü hala boynumda olduğu için sesi çok boğuk çıkmıştı. Ve dudaklarının boynuma değmesi... Deliriyordum sanırım.

"Jisung ve Minho?" Çene kemiğimi öpüp oradan yanağıma çıktı ve ardından dudağıma uzun bir öpücük bıraktı. Tanrım içimden bir şeylerin koptuğunu hissediyorum. "Onlar da ayrı evde kalırlar hm?"

Dudaklarıma bakarak konuşan Hyunjin'in tek elimle yüzünü kavradım. "Bunu dördümüz oturup konuşuruz."

Jisung ve Minho ne kadar sevgili olsa da bunu kabul etmeme ihtimalleri vardı tabi. Ama Hyunjin bunu ne kadar umursardı orası belli değil. Hyunjinle aynı evde yaşama fikri...

Şu an ihtiyacım olan tek şeydi sanırım bu. Güne onunla başlayıp onunla bitirmek... Mükemmel olabilirdi.

Kalbimi yerinden çıkartacak kadar attıran o dudaklara dudaklarımı sürtüp uzun bir öpücük bıraktım.

Doctor | HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin