Teşekkür ederim

10.7K 931 1.3K
                                    

"Coco buraya gel kızım." Seungmin alkış yaprak Coco'yu çağırınca Coco kuyruğunu sallayarak Seungmin'in kucağına atladı. Seungmin gülerek başını severken Coco da dilini dışarı çıkartmış bundan fazla keyif aldığını gösteriyordu.

Meyve suyumun son yudumunu da içtikten sonra masadan kalkıp hızlıca Seungmin'in oturduğu koltuğa yöneldim ve Coco'yu Seungmin'in elinden alıp ben sevmeye başladım.

"Ya daha sevmemiştim versene Coco'yu." Omuz silkip gözlerimi kısarak Seungmin'e baktım ve Coco'ya daha sıkı sarıldım.

"Bana ne benim hastamın köpeği ilk ben seveceğim."

"Ne alaka beyinsiz versene Coco'yu."

Seungmin Jeongin'in köpeğini elimden çekmeye çalıştıkça ben daha sıkı sarılıyordum. Saçma boğuşmamız devam ederken Coco bir anda ellerimden kayıp gitmişti. Ama onu alan Seungmin değildi.

Alan kişiye baktığımda Hyunjin gülümseyerek Coco'nun başını seviyordu. Biri bitiyor diğeri başlıyor bir köpek sevemedik anasını satayım.

Seungmin Hyunjin'in elinden Coco'yu almaya çalışırken ben hiç uğraşamayacağımı anlayıp derin bir sohbette olan Minho, Jisung, Jeongin,Chirs ve Changbin beşlisinin yanına oturdum.

Jeongin ve Changbin beni yemeğe davet etmişlerdi ilk başta tek başıma gitmiştim ama sonra çok iyi anlaşınca onları diğerleriyle de tanıştırmak istedim. Neyse ki hayır dememişlerdi ve şu an gayet koyu bir sohbetin içerisindeydiler.

Jeongin izlenimime göre çok çocuksu bir yapıya sahipti. Çocuksudan kastım eğlenmeyi bilen, sürekli eğlence arayan, etrafındaki insanları da kendisi gibi sürekli gülümseten deli dolu biriydi.

Changbinse Jeongin'e göre biraz daha fazla korumacıydı. Tanımadığı insanlara başta çok yakın davranmıyordu ama tanıyıp sevdikçe çok sempatik oluyordu. Soğuk görünümünün altında gerçekten sıcak kanlı bir adam yatıyordu.

Changbin Minhoyla çok iyi anlaşmıştı ikisinin yakın arkadaş olacağı belliydi çünkü neredeyse tüm duvarlarını kırmış ve 40 yıllık arkadaşlarmış gibi davranıyorlardı.

"Hyunjinle Seungmin ne yapı-"

Jeongin'in sorusunu Seungmin'in attığı sinirli çığlık böldü.

"İKİ DAKİKA SEVECEĞİM SADECE HYUNJİN SÜMÜKLÜSÜ VER DEDİM ARTIK ŞU KÖPEĞİ."

Hyunjin kucağındaki Cocoyla koltuğun arkasına koşup Seungmin'e kışkırtıcı bakışlarını attı.

"Boyun yetseydi alırdın."

Göz devirip onları "gerçekten ciddiler mi?" Bakışlarıyla izleyen çocuklara baktım.

"Kendi hallerine bırakın birazdan gelirler."

Çocuklar kendi aralarında tekrar konuşmaya daldığında ayağa kalkıp Fransız pencere modelinde yapılmış camın yanına gittim. Cam aslında bahçeye açılan bir kapıydı ama baştan aşağı cam olduğu için gönlüm kapı demeye el vermemişti.

Başımı cama yaslayıp kollarımı birbirine doladım ve özenle bakılmış olan bahçeyi incelemeye başladım. Kusursuz şekilde kırpılmış küçük ağaçlar ve süsler vardı etrafta. Bahçe kapısı masal diyarına açılıyormuş gibiydi çok güzel dekore edilmişti.

Jeongin'in tarzı gibi gelmişti biraz. Onunla tanışalı çok olmamıştı ama hepimizin kanı çok fazla kaynamıştı birbirimize karşı ve onu tanıdığımı hissediyordum. Zevkinin nasıl bir şey olduğunu da hissediyor gibiydim.

Garip bir şekilde bu yedi kişiyle bir araya gelmiştim. Şu an bu evde bulunan yedi kişi de ayrı ayrı bana çok tuhaf şeyler hissettiriyordu. Jisung zaten kardeşimdi, Jeongin hayatımda gördüğüm en güçlü insandı, Changbin gerçekten olabilecek en saf şekilde sevebiliyordu, Minho ne kadar kıskansam da Hyunjin, Jisung veya başka biri olsun tamamen anne gibiydi, Chris hem çok olgun hem çok çocuksuydu, Seungmin sinirlendiğinde adeta bir kaplana dönüşüyordu ama normalde masum bir köpek yavrusu gibiydi ve Hyunjin... Onu tarif edemiyorum bile.

Doctor | HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin