Şadoğlu Konağı
Nasuh ağa avluda oturmuş düşünüyordu. Yanındada Cihan vardı. Hazar'da Reyyan'ın peşindeydi daha.Cihan : Ne bu kadar düşünürsün baba ?
Nasuh : Olanları ! Reyyan yüzünden başımıza gelenleri düşünüyorum !
Cihan : Tabi öyle ama bunun için Reyyan'ı suçlamak doğru mu ki ?! Sonuçta başta Miran var !
Nasuh : Öyle ama bu o kızın o adama kaçacağı anlamına gelmiyor !
Nasuh ağa ve Cihan kendi aralarında konuşurken Hazar'da gelmiştir. Hazar'ı yüzü asık gören Nasuh hemen sordu ona.
Nasuh : Ne bu halin ? Sana ne oldu Hazar ?
Hazar : Reyyan..
Nasuh : Eee ! Nerede olduğunu öğrendin mi ?!
Hazar : He...
Nasuh : Nerede peki? Neden getirmedin ?!
Hazar : Miran'ın yanında. Kulübede kalıyorlar. Bugün Aslanbey konağına geçeceklermiş !
Nasuh : Hiç bir şey olmamış gibi hemde !
Hazar : Yani öyle dedi bana Reyyan. Gelmek istemediğini söyledi. Bende kızımı zorlamadım. O nerede mutluysa orada kalsın.
Nasuh : Ah Hazar ah ! Bir gün sende elimde kalacaksın !
Hazar : Ya baba gene başlama ! Miran'ın yaptığını ben çok sevdimde kızımı bilerek mi ona bıraktım sanki ! Kızım onu seviyor onunla mutlu diye bıraktım ! Yapma Allah aşkına ! Zaten mutlu olmasa onu oradan alır gelirdim !
Hazar 'un canını birde babası sıkınca odasına çıktı.
***
Mirza'dan
Çok sinirliydim. Ve biraz rahatlamak adına beyaz suya gelmiştim. Elimde taş suya fırlatıp düşünüyordum.
Berbat haldeydim.
Sevdiğim kadının namusuyla oynanmış şimdide Kenan ağanın emriyle berdelle o Şadoğlu ile evlenecekti. Bu çok zoruma gidiyordu.
Bende bir aşiretin ağasının torunuydum. Ve töre nedir iyide biliyordum. Eğer bu berdel olmazsa ya da bir aksilik olursa sonuç Gönül'e ve o adını bile söylemek istemediğim herife patlayacaktı.
Şimdi göz göre göre sevdiğim kadını başka bir adamla evlenirken görecektim.Böyle düşünmeye devam ederken beni Elif Aslanbey aradı. Bu kız ne diye şimdi beni aradı. Anlamış değildim. Yinede açtım telefonu.
Telefon görüşmesi
Mirza : Evet ! Neden aradın beni ?Elif : Keyfimden aramadım. Sadece bir şey için aramak istedim. Ve sana bir soru soracağım ama dürüst olacaksın.
Mirza : Tabi.
Elif : Uzun süredir bizim konağa gelip gidiyorsun Mirza. Çocukluğunuda burada Aslan'la Miran abimle geçirdin. Ve bir şey çok dikkatimi çekti. Yıllardır Gönül'e olan bakışların... sanki ondan hoşlanıyorsun gibi...
Mirza : Güzel tespit. Gözlerin keskin.
Elif : Doğru mu yani ? Gönül'ü mü seviyorsun ?
Mirza : Yıllardır hemde...
Elif : Ah ne güzel... Bende Azat'ı seviyorum.
Mirza : Yaa...
Elif : Ben bir yarım saat önce Gönül'le konuştum. Ona bir teklif sundum. Ve düşünüp karar vereceğini söyledi Gönül bana. Bu teklifim senin için güzel fırsat o zaman.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hercai
Random"Ne benim sözüm geçer bu iklimde ne de senin. Böyle gelmiş böyle gider, son söz törenin"