2 Ay Sonra...
Harun 2 aydır yoğun bakımda ölüm kalım savaşı veriyordu. 2 ay önce Fırat ve Mirza'nın büyük esaretinden kurtulan Gönül ise travma yaşıyordu. Kurtulmuştu. Ancak Mirza'nın defalarca onu hem sözel hemde fiziksel taciz etmesi onu baya sarsmıştı.
Azat ise hiç dururmuydu? Gönül'e yaşattıkları her bir kötülüğün intikamını almaya yemin etmişti.O kadar zaman içerisinde Fırat ve Mirza olan olaylardan sonra kaçmışlardı.
Ama gün geldi ki iki dost birbirlerini sattı!**
Gönül eli karnında yatağında uyuyordu. Yine kabus görüyordu.
Gönül : Bırak beni! Peşimi bırak! Git! Azat! Hayır!
Ağzından tek tek çıkan kelimeleri haykırıyordu. Azat ise yanı başında Gönül'ü okşuyordu.
Azat : Sakin ol Gönül... Buradayım... Yanındayım bitanem... Geçti...
Gönül : Bebeğim!
Son cümlesiyle birden gözlerini açıp yatağından doğrularak uyandı Gönül. Hızlı hızlı nefes alıp verirken eliyle karnını sımsıkı tutuyordu. Azat bir an sarıldı.
Azat : Geçti Gönül! Sende bebeğimizde gayet iyi! Sakin ol tamam mı ? Ben yanındayım buradayım...
Gönül : Azat... Yine o... Yine o geldi...
Azat : Hayır sadece bir kabus gördün. Kimse gelmedi kimse yok.
Gönül : Ama tekrar gelecek Azat! Tekrar gelecek! Korkuyorum!
Azat: İzin vermem! Seni benden koparmasına asla izin vermem! Hatta o şerefsiz ilk karşıma çıktığı an geberteceğim!
Gönül bir an sakinleşip Azat'ın omzuna başını koydu. Azat'ta elini Gönül'ün karnındaki eline koyup sardı meleklerini. Saçlarını koklayıp öptü.
Azat : Sen şimdi düşünme bunları Gönül'üm. Sadece kendini ve bebeğimizin sağlığını düşün. Hem bak artık büyümeye başlıyor minik fare..
Artık ÜÇ BUÇUK AYLIK oldu annesi..Gönül Azat'ın tesellisiyle kabusunu unutuverdi ve gülümsedi.
Gönül : Minik fare ne ya Azat ?!
Azat : Ne ? Öyle değil mi ?
Gönül : O küçük bir melek daha babası! Duyuyor musun annecim? Baba sana minik fare diyor !
Azat : Hahaha! Senin meleğin ! Benimde minik farem!
Azat ve Gönül birbirlerine teselli olurlarken bir yandan Yaren ve oğlu Emir'de evde odalarında Harun'dan güzel bir haber gelmesini bekleyerek kendilerini teselli ediyorlardı...
Yaren her gün elindeki fotoğrafa bakıp Harun'u öpüp durup dualar ediyordu. Emir'se sanki babasının yokluğunu hissediyordu ve gündüz gece demeden ağlıyordu.
Yaren daha toparlanmamışken Handan ve Cihan'da torunlarıyla ilgileniyordu.
Handan : Ah be Cihan'ım... Bizim bu çocukların bu imtihanı nedir ya ? Tam mutlu olacaklarken neden bir musibet onları buluyor ? Önce Gönül'ü öldü sandık derken bir adi herifin gelinimize göz koyup kaçırdığını öğrendik! Sonra Harun'un başına gelenler!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hercai
Random"Ne benim sözüm geçer bu iklimde ne de senin. Böyle gelmiş böyle gider, son söz törenin"