Seninle kış ayında öpüşmenin en güzel yanı dudaklarımızın soğuk olması Roseanne Park. Her anımsadığımda sıcaklığınla ısınıyorum çünkü. Bunu bilmene rağmen bana 'sarhoş oluncaya dek öpüşelim mi?' diyorsun. Fakat biz ikimiz zaten fazla sarhoşuz.
-Tama...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"15 Nisan 1912 tarihinde dünyanın en büyük yolcu gemisi Titanic, Atlantik Okyanusu'nda bir buz dağına çarpmış, ikiye bölünerek batmış ve bu feci kaza sonucunda 1.500'e yakın kişi hayatını kaybetmişti bildiğiniz üzere."
Gözlerim kapanmak için büyük bir çaba içerisindeyken kendime hakim olma konusunda ısrarcıydım.
Hiçbir zaman Bay Jeon'un dersinde uykuya dalmayı bırak uykuyu düşünmemiş biri olarak şu an dalmam an meselesiydi. Dün gece gün aydınlanana kadar uyuyamamış, yatakta bir oraya bir buraya dönüp durmuştum çünkü.
Dünkü öpücüğümüzün yanı sıra aklımdaki ana konu peşimdeki iz sürücüydü. Bana yazdığı her mektubu bir araya toplamış ve bir sonuca varmaya çalışmıştım fakat nafile, kim olduğu hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu.
"Geminin batması ile alakalı neredeyse yüzlerce teori var fakat bizi ilgiren durum bu değil, batışı hakkındaki garip tesadüfler silsilesi." Bugün yeniden kitap anlatmayı seçen Bay Jeon iki kitap anlatmıştı bile, şu an üçüncüsündeydik. Bu arada diğer derslerin aksine bu sefer konuşurken sık sık bakışlarını bana çeviriyordu, bunun uykulu ânıma denk gelmesi ise büyük talihsizlikti.
"Kitabımızın ismi The Wreck of the Titan; basıldığı çağda hiçbir ilgi görmemiş bu kitabın yazarı Morgan Robertson bile odasında ölü bulunduğunda kimse tarafından konuşulmadı. Ama tam 14 sene sonra batan Titanic gemisinin ardından uzun bir süre gündemden nasibini aldı. Çünkü kendisi dünyanın en büyük kehanetlerinden birini yaptı bilmeyerek." Yerinden ayaklanıp kitabı elinde tutarak volta atmaya başlayan Bay Jeon'un bakışları neredeyse 10 saniyede bir benim gözlerimle kesişiyordu.
"Kitapta bahsi geçen geminin adı Titan, ve gemi tıpkı Titanic gibi İngiltere'nin Southampton limanından yola çıkmış ve Amerika'ya gitmektedir. Her ikisinin kapasitesi de üç bin kişidir. Yazarın hayal dünyasına göre Titan, nisan ayının bir gece yarısında buz dağına çarparak batmıştır. Tesadüftür ki bundan 14 yıl sonra sonra Titanic de nisan ayında gece 23.14 civarı bir buz dağına çarpar ve batmaya başlar."
Konu sahiden ilgi çekiciydi fakat hiçbir şeyi anlayamıyordum uykusuzluktan, öyle ki kaşları kalkık konuşan Bay Jeon'a düşecek hâlim bile yoktu.
"Şimdilik bu kadarını anlatayım," dedi yerine adımlarken. "Devamını kendiniz okursunuz. Diğer iki kitaba da okul kütüphanemizden ulaşabilirsiniz." Eşyalarını toplamaya başladığında teneffüs boyunca uyumayı planladığım için hemen başımı gömmüştüm sıraya.
"Roseanne," diyerek bana seslenenin Bay Jeon olduğunu anladığımda hemen kaldırdım başımı. "Ayaklan ve peşimden gel."
Bir şey dememe izin vermeden sınıftan ayrıldığında öylece kalmıştım bir süre, ne istediği hakkında bir fikrim yoktu. "Gitsene hadi." Yanı başımdaki Melany beni dürtüp konuştuğunda kendime geldim o an.
