Avustralya / Peninsula
Ocak ayının 30. günü, 1980İçi yanan ve kapanmaya yüz tutmuş gözlerimi tahtada kitap anlatmakta olan Sevgilim farketmeden birkaç saniyeliğine dinlendiriyordum öylece. Son dersti bu, sabredip dayanmam gerekiyordu fakat nafile.
Bu kendimi uykuya teslim etmek için çıldırdığım ikinci gün olmuştu. Diğerini Jeongguk sayesinde rahatça atlatmış olsam da bu seferki zor olacağa benziyordu çünkü öncekinde gece geç yatmış olmama karşın, şimdikinde hiç yatmamıştım.
Güneşin doğuşuna anbean şahit olmuş, evde tek olmanın verdiği rahatlıkla şarkılar mırıldanmıştım.
Zor olmuştu teyzemi uğurlamak, ikimiz de ağlarken teselli edecek ve işi toparlayacak biri olmadığından olsa gerek, bir saate yakın sürmüştü vedalaşmamız. Her dakika başı mutlaka 'Kendine çok iyi bak' demişti bana. İkna olamıyordu bir türlü, tek başıma yapacağıma inanmıyordu.
Fakat benim bu konuda kendime güvenim tamdı, eğer teyzem olmasa Jeongguk vardı beni destekleyebilecek, Melany ile olan mükemmel dostluğumuzu saymıyordum bile. Pek âlâ başarabilirdim tek başıma yaşamayı, teyzemi şaşırtmak istiyordum.
"İkinci kitaba geçelim o hâlde." diyerek ceketinin bir düğmesinin iliğini çözdü Sevgilim, buna uykulu olsam bile düşmüştüm.
"İsmi 'Fair Dinkum' olan bu kitap adından da anlayacağınız üzere Avustralyan bir yazara ait ve konu Avustralya'da geçiyor. Uzun zaman sonra buralardan bir kitap anlatmak istedim." Ders başladığından beri yüzünde bariz bir mutluluk vardı, bunu farketmiştim uykulu olsam da. Üstelik ne zaman aşk konusunda bir şey geçse bakışları beni buluyor, gözlerinin içi parlıyordu.
"Son zamanlarda okuduğum en güzel kitap olduğunu varsayarsak dikkatli dinlemenizi tavsiye ederim çünkü sizin de seveceğinize eminim." Gülümsemesini silmeden başladı sınıfta volta atmaya.
"İlk bölüm baş karakterimizin at arabasıyla Shiylea'ya gelmesiyle başlıyor." diyerek girdi konuya. "Kitap Avustralya'da geçiyor olsa da bahsedilen şehir olan Shiylea yazarın bir hayal ürünü. Ana karakterimiz ve işine bağlı bir kemancı olan Roselyn bu şehire geliyor bir teklif sayesinde. Görevi ise yılbaşında düzenlenecek olan büyük davet için keman çalmak." Her ne kadar kendimi dinlemeye versem de duyduklarım bir kulağımdan girip diğer kulağımdan çıkıyor gibiydi, gözlerim ise kapanma konusundaki ısrarına devam ediyordu hâlâ.
"Davetin düzenleneceği sarayda birkaç gün kalmaya başlıyor, bu sırada keman pratiklerine tam hız devam ediyor elbette." Sıcaklamış olacak ki ceketini kollarından çekiştirmeye çalışıyordu çıkarmak için, gözlerim kutsanmıştı bu görüntüyle.
"Asıl olaylar Roselyn'in gecenin bir vaktinde bahçede keman çalmak istemesiyle başlıyor. Sarayın en kuytu kısımlarından birine gidiyor vakti umursamadan, yanında sadece nota kağıtları var. Yere minik bir çarşaf serip üstüne oturuyor ardından, ve hemen başlıyor çalmaya. Bahçede yalnız olduğunu sanarak yapıyor tüm bunları." Bakışlarının beni bulmamasını umarak dayanamayıp kapattım gözlerimi, amacım dinlendirebilmekti ve bir yandan dinliyordum onu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
80's Obsession || rosékook
FanfictionSeninle kış ayında öpüşmenin en güzel yanı dudaklarımızın soğuk olması Roseanne Park. Her anımsadığımda sıcaklığınla ısınıyorum çünkü. Bunu bilmene rağmen bana 'sarhoş oluncaya dek öpüşelim mi?' diyorsun. Fakat biz ikimiz zaten fazla sarhoşuz. -Tama...