bölüm 22 : aşkı sessizlik tanımlar

1.5K 213 451
                                    

Avustralya / Peninsula
Şubat ayının 5. günü, 1980

Yerine gelmemek için dakikalardır direnen bilincim savaşı kaybetmiş, uyanmıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yerine gelmemek için dakikalardır direnen bilincim savaşı kaybetmiş, uyanmıştım.

Saniyesinde başımda ağır bir sızı oluşmuş, bulunduğum yeri ve zamanı bile sorgulayamadan gözlerimi kısıp kurtulmaya çalışmama neden olmuştu. Ağır şeylerdi kafamda dönenler, öyle ki başım ağrıyordu düşündükçe.

Elimin üstünde hissettiğim ağırlıkla biri ile temasta olduğumu kavrayabilmiştim, uzanıyordum, konumumun rahatlığı garip bir şekilde güzel gelirken nihayet açabildim gözlerimi. Birbirine yapışmış kipriklerim yavaş yavaş ayrılırken görüş açıma bembeyaz bir tavan girmişti ilk olarak.

Başımı hafiften sola çevirme çabasında bulunduğumda ise endişeli bir çift göz bakış açımdaydı şimdi, Melany. "Tanrım," heyecanla tutmakta olduğu elimi sıkınca irkildim. "Uzun sürmedi neyse ki, şükürler olsun." Neyden bahsettiğini anlayamamıştım o an, tekrardan kapattım gözlerimi, evet, şimdi her şey geliyordu yavaş yavaş aklıma.

Ruh karartıcı olaylar silsilesi, Jeongguk, iz sürücüm.

Yüzleşmiştim gerçeklikle, bilincim kesik kesik olsa da yerine geliyordu. Yaşadıklarım bir film şeridi gibi zihnimde canlanmaya başladı hemen; Yixing, resim atölyesi, bir kukla gibi oynatılmak, iz sürücüm, Jeongguk, 'böyle olsun istemedim.'

Okuduğum en saçma kitapta bile bu kadar huzursuz edici olay örgülerine şahit olamamak rahatsız hissettiriyordu. Onlarca konu okumuştum, binbir türlü yalan ve entrikayı belleğine almıştı zihnim, şaşırmıyordum bile, her şey normaldi.

Fakat hayır, sevgilisine iz sürücülük yapan birini ilk defa duyuyordum.

Sevgilisine anonim mektuplar yazanı, onu en derinden huzursuz edeni, evine gizlice gireni, taciz edeni ilk defa duyuyordum. Bir amacı bile yoktu yaptıklarının, sahi ya, neden yapmıştı tüm bunları? Bana gelmek istese onu evime alacağımı, her türlü iltifatını dinleyeceğimi, onu her hâliyle kabul edeceğimi bilmiyor muydu, neden tacizi seçmişti?

"Roseanne," Duymak istemiyordum ismimi, Jeongguk o kadar çok kez zikretmişti ki aklıma o ve onun pişmanlık dolu bakışları geliyordu. "Lütfen birkaç yudum su iç." Tekrar araladım gözlerimi, yanıyorlardı, çok ağlamış olmalıydım. Yanı başımda endişe ile bana bakan dostuma döndüğümde evimde olduğumu anlayabilmiştim, Jeongguk'un mektupları sebebiyle korkuyla terkettiğim evimde.

Herhangi bir ağrı bulunmayan vücudum sebebiyle hafif doğrulup yatak başlığına yasladım sırtımı, başım vücudumun aksine keskin bir acıyı ağırlamıştı yine. "İç hadi." Elindeki bardağı sakince yüzüme uzattığında ihtiyaçla öne doğru eğilip birkaç yudum içtim, boğazım da acıyordu ve keskin bir düğüm vardı sanki, hıçkırıklarım sesime zarar vermişti anlaşılan.

"Neler olduğunu hatırlıyorsun değil mi?" Aksinin olması için her şeyi verebilirdim fakat hatırlıyordum maalesef. Onaylamak amacıyla başımı aşağı yukarı sallamak canımı yakabileceği için birkaç mırıldanma çıkardım ağzımdan.

80's Obsession || rosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin