Ellerimde ki poşetlerle eve doğru yürüyordum. Her zaman bana kaldığı gibi yine bana kalmıştı eksikleri almak. En sonunda çıldıracaktım o olacaktı. Kafamda ki düşüncelerle yürümeye devam ederken bir binanın köşesine pusan bir kedi gördüm. Yavaşça yanına yaklaştım. Elimde ki poşetleri bir köşeye bırakıp kedinin yanına eğildim. Elimi öne doğru yavaşça uzatmış ve sevmek istemiştim. Kedinin ilk önce kafasını okşamıştım sonra ise yavaş hareketlerle kucağıma almıştım. Çok tatlı bir kediydi. Gözleri mavişti ve tüyü ise kahverengi sarı renkleri taşıyordu. Kediyi severken gözün de bir sorun olduğunu farkettim. Daha dikkatli baktığımda gözünde yara olduğunu ve bu yaranın enfeksiyon kapmaya başladığını gördüm. Gözlerine bakarken aynı zaman da onunla konuşuyordum.
"Merhaba tatlım. Senin ismin ne bakalım? Sen ne tatlısın. Canın acıyor mu? Merak etme iyi olacaksın" demiş ve kediyi sevmeye devam etmiştim.
Omzuma değen elle irkilmiştim. Arkamı hafif döndüğümde takım elbiseli biri vardı. Ona soran gözlerle baktığımda sonunda cevaplamıştı.
"Merhaba hanımefendi. Birşey mi oldu? Ağladığınızı gördüm yanlış anlamayın lütfen." demişti.
Adamın demesiyle ağladığımı yeni farkediyordum. Bu tür şeylere dayanamıyordum. Bişey olmadığını sadece kedi için böyle olduğumu söylemiştim.
"İsterseniz veterinere götürelim. Size yardım edebilirim? "demişti.
Bu teklif karşısında ilk birkaç dakika durmuş ve düşünmüştüm. Aslında iyi fikirdi. Tanımadığım bir adamın arabasına binmek korkutsa da bu yavrucak için korkumu es geçebilirdim. Adamı başımla onaylamış ve bir elime kediyi diğer elime poşetleri almıştım.
"Lütfen izin verin poşetleri ben alayım. Bu arada kusura bakmayın unuttum adım Semih." demiş ve poşetleri alıp arabaya gitmişti.
Bende arkasında kediyle takip ediyordum. Arka koltuğa poşetleri koyduğu için ön tarafa binmek zorunda kalmıştım.
"Benim adım da Gece. Memnun oldum." dedim.
Kedi yol boyu korkmuştu ama onu severek birazda olsa rahatlatmıştım. Sonunda veterinere geldiğimiz de aşağıya inmiş ve beklemeden içeriye girmiştim. İçeride doktor almış ve muayne etmeye başlamıştı. Sonunda muayne bitmiş ve ilaçlarını vermişti.
"Kedinin durumu iyi. Enfeksiyon fazla ilerlememiş bu yüzden şanslıymış. Bazı ilaçlar verdim hem ağrısını kesecek hem de uyutacak. Yazdığım ilaçları alır ve kullanırsanız daha iyi olacaktır. Geçmiş olsun." dedi ve yanımızdan uzaklaştı. Bu kediyi sokağa bırakamazdım bu yüzden onu sahiplenecektim. Kedinin yanına gitmiş ve sevmeye başlamıştım.
" Sen ne tatlı bişeysin. Bak bişeyimiz yokmuş. Yakın zamanda iyi olacakmışsın. Şimdi benimle geleceksin tamam mı?" dedim.
Sanki anlayabiliyor gibi elime kafasını koymuştu. Kediyi kucağıma alıp arkamı döndüğümde Semih'in burda olduğunu gördüm.
"Teşekkür ederim her şey için." dedim.
"Rica ederim. Sizi gideceğiniz yere kadar bırakayım." dedi.
Bu durum karşısında hafif utanmıştım. Çocukken de utangaçlığımı atamazdım. Bunu umursamamaya çalışıp kediyi kucağıma aldım. Veterinerden çıkıp arbaya bindik.
"Siz beni gördüğünüz yere bırakın ben giderim oradan." demiştim.
Adam başını iki yana salladı ve konuşmaya başladı.
"Oraya gittiğimizde siz yolu tarif edin ben sizi eve bırakayım. Poşetlerle kediyi taşıyamayabilirsiniz. Hem ilaçları da alalım. " demişti.
Ben veterinerden sonra poşetleri tamamen unuttum. O Derin olacak arkadaşım yatsın ben burada poşetlerle cebelleşeyim. Ben düşüncelerimde kaybolmuşken araba çoktan çalışmıştı. İlk önce kedinin ilaçlarını almış sonra ise beni gördüğü yere gelmiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Olsun
RomanceBir genç kız düşünün; babası tarafından sevilmeyen, şiddet gören. Bir adam düşünün; kaplaranlık bir adam. Can dostu hariç kimseye acımayan. Gece & Ulaş